UBP Mars’tan CTP Venüs’ten

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Mars’tan ; Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Venüs’ten diğer particikler kim bilir nereden!

Başlık ve giriş cümlesinin ilham kaynağı ise ilişki danışmanı John Gray’in kült eseri “Erkekler Mars'tan, Kadınlar Venüs'ten” adlı kitabı.

50 milyondan fazla satışı olan eser, 1990’lı yılların en çok satanlar listesinde ilk sırada bulunurken, 121 hafta boyunca ise “en çok satanlar listesinde” yer aldı.

Erkekler Mars'tan, Kadınlar Venüs'ten” eseri, Brodway şovu ve TV sitcomlarına temel olurken erkekler ve kadınların farklı gezegenlerden geldiğinden dolayı, her cinsiyet, ancak kendi toplumu ve geleneklerine uyum sağlayarak hayatı yorumlar ve birlikte ortak akıl için var olmayı beceremez metaforu çerçevesinde derin mesajlar vermekte.

Anlayana elbette.

Tıpkı, Kıbrıs Türk toplumunun sorunlarına kalıcı çözümler getirme ve Devlet tecrübesini “yasalar ve kamusal çıkar ile toplumsal fayda kısaca ortak akıl çerçevesinde” yorumlayabilme olgunluğu gösteremeyen Kıbrıs Türk sağı ve solu gibi.

John Gray’in eserindeki mars’tan gelen erkekler ve venüs’ten gelen kadınlardan ne farkı var, KKTC meclisindeki seçilmişlerin?

Veya daha açık bir ifade ile başka bir gezegenden gelmiş gibi davranan seçilmişler ve hatta bakanlar gibi.

Mesela, Bayındırlık ve Ulaştırma bakanı Resmiye Canaltay gibi.

Bakan Resmiye Canaltay’ın “devlette işler iyi gitmiyor” açıklaması “ağlanacak halimize gülmenin” ötesinde.

Serdar Denktaş’ın Kıbrıs Türk mücadele tarihinden bihaber olması ne kadar akla mantığa sığmaz ise Resmiye Canaltay’ın da “ülkede kalkınacak mıyız yoksa günümüzü mü geçereceğiz” tesbiti de keza öyle.

Ve sorun elbette Resmiye Canaltay değil.

Sorun, Devleti devlet gibi yönetmek zorunda olanların Amerika’yı yeniden keşfetme eylemleri ile Kıbrıs Türkü ile dalga geçmeleri.

Ve sorunun aslı ise, Devlet makamlarını yıllarca “babalarından” miras gibi dağıtan, Devlet kaynaklarının hortumlanmasına “aileden kalmış miras” gibi kullananların, siyasetin ruhu ve karakterini ele geçirerek Devletin namusunu “yedi kocalı Hürmüze” çevirenlerdir.

Ve böylesi bir karakteri de politika felsefesi yapanlardır, esas sorunu bu toprakların.

Sanki, Venüs’ten düşmüş gibi de “bakan” ve “bakanlar” bile şikayet ediyorsa eğer, tuz bile kokmuştur artık.

Tuzu kokutanlar da, gelmiş geçmiş tüm Hükümet ve muhalefeti ile birlikte, Kıbrıs Türk sağı ve soludur.

Sanki bugün ortaya çıkmış gibi, bürokrasinin hantallığından ve alt yapı eksikliklerinin çözülmemesinden şikayet etmenin ise ne anlaşılabilir ne de açıklanabilir bir yanı var.

Devlette işlerin iyi gitmemesi, diğer bir ifade ile Devletin devlet gibi yönetilmemesi, bürokrasi içerisinde yaratılan çıkar statükolarından nemalanma, kamunun hantallığından medet umma ve çıkar sağlama ve diğer tüm sorunlarda gelmiş geçmiş tüm seçilmişlerin hem suçu hem de payı var.

Kimseciklerin de kimseyi eleştirecek hali var ne de diğerlerine gülecek.

Devletin devlet gibi yönetilmesinin diğer bir ifade ile Kıbrıs Türkünün hak ettiği yönetime kavuşmasının tek bir yolu var.

UBP Mars’a CTP Venüs’e dönmeli.

Diğerleri de kuyruk yıldız gibi peşlerinden gitmeli.