SIRAT KÖPRÜSNDEN GEÇİŞLER VE ''AKIL HOCALARI'NIN '' ESERLERİ


Bizler, kaos yerine istikrarlı bir hükümet kurulacağını ortaya koyarken, dünkü başlıkta şöyle demiştik:


   “Yeni meclis ve olası hükümete: Kaos değil, istikrarı getirin.”
 

   Bunları dile getirirken, Cumhuriyetçi Türk Partisi – Birleşik Güçler’in (CTP / BG) Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu’nun söylediklerinden henüz bilgi sahibi değildik. 

   Nitekim Yorgancıoğlu da, istikrarlı bir hükümet kurulacağını belirterek, halkın sandığa yansıyan iradesinin koalisyon hükümetini işaret ettiğini söyledi. Yorgancıoğlu ayrıca köklü reformlar yapılacağını, ülkenin içinde bulunduğu durumun bunu öngördüğünü ifade etti. 

   CTP Genel Başkanı, Kıbrıs Türk halkının yaşam standardını yükseltmek, sosyal adaleti sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak adına temiz, sivil ve demokratik bir toplum yaratma adına da yegâne çıkış yolunun bu olduğunu kaydetti. 

   Aynı şeyleri gerek seçim öncesi, gerekse seçim sonrasında hep dile getirdik. 

   İster koalisyon hükümeti olsun, isterse muhalefet, son seçimlerin sonuçlarından almaları gereken mesajları çok  okunmalıdırlar. Çünkü halk, kimlerin mecliste görev alması, kimlerin almaması yönünde iradesini ortaya koydu. Halkın iradesine herkesin saygı duyması lazım… 

   Son seçim hiçbir parti için ‘çantada keklik’ değildi. Halk kendilerini öyle bir sınavdan geçirdi ki, iyi not alanlar sandıktan çıkabildi, kırık not alanlar da sandıkta kaldı. 

   Çünkü bu halk her şeyin bilincindedir. Çoğu zaman görüşünü açık seçik söylemez, hatta karşısındakilerin görüşlerini merak ederek, öğrenmeye çalışır. Onların tahlillerini yapar ve en akılcı yolun ne olduğunu kendine göre bilgi dağarcığına yerleştirir. 

   Günü geldiğinde de her şeye karşın ne yapacağını bilir. Kimsenin akıl hocalığına ihtiyaç duymaz. Halbuki bazı siyasilerin öyle akıl hocaları vardı ki, ‘Allah bağışlasın’ demekten kendimizi alamıyoruz. Esasen bir kısım kaybedenler, sözünü ettiğimiz ‘akıl hocaları’ yüzünden potada kalmadı mı?..

   Kendilerini ‘allame-i cihan’ sanan ve onların her dediğine inananlar, acaba Hanya’yı, Konya’yı anlayabildi mi?..

   Bu arada Ulusal Birlik Partisi (UBP) Lefkoşa milletvekili Ersin Tatar’ın bazı tespitlerine bu vesile ile yer vermek gerektiği inancındayız. 
   UBP’de olağanüstü kurultay seslerinin yükseldiği bu dönemde, Tatar’ın söylemleri niye önemlidir?.. Çünkü Ersin Tatar, son bir yıl içinde partinin geçirdiği aşamaları bizzat yaşamış, içinde bulunmuş, kâh sevinmiş, kâh üzülmüştür. 

   Tatar, Parti Genel Başkanı İrsen Küçük’ün partinin bölünmesine seyirci kaldığını ve kurultayda yüzde 50’ye yakın oy alan kesimi görmezden geldiğini söyledi, bunun hata olduğunu ve engellemek için geçmişte çaba harcadığını ifade etti. 

   Geçmişte ‘tek adaylı genel sekreter seçimine’ izin vermeyen Küçük’ün, parti içi demokrasiye müdahale etmemesi gerektiğini söyledi, tabanın partiye kızgın olduğuna işaret etti.

   UBP’de genel sekreterlik seçimini hatırlatan Tatar, “İrsen Bey tüm uyarılarımıza rağmen parti içi demokrasi diyerek, Necdet Numan ve Güner Göktuğ’un adaylığını engellemedi” dedi ve şunları ekledi:

   “Bu noktadan hareketle Küçük’ün ‘tek başkan adayı ile kurultaya gidilmesi ve tartışma yaşanmaması’ saptamasını eleştiriyorum. Dün öyle, bugün böyle olmamalı. Parti içi demokrasi çalışacaksa, UBP çok adaylı bir seçim de yapabilmeli.” 

   Seçimlerin ardından daha çok itiraflar olacak, daha çok açıklamalar yapılacak, nice tespitlerde bulunulacak. 
   Bekleyelim ve görelim.