Maskeli balo*

Covid-19 salgını ile mücadelede yeni bir aşamaya geçilirken Bakanlar Kurulunun aldığı her yeni karar farklı bir tartışmayı başlatmakta.

Yeni tartışma konusu, maske ile sokağa çıkma zorunluluğu veya diğer bir deyişle maskesiz sokağa çıkma yasağı.

Türkiye’de, Devlet ve Devlet eliyle tüm Belediyeler tarafından ücretsiz dağıtılan maskelerin halka satışı yasaklanırken ülkemizde maske ile ilgili iddialar ve belirsizlik sürüyor.

Bazı fırsatçı marketlerin oluşturduğu Covid-19 ekonomisi ile temel gıda ve temizlik ürünü dışındaki diğer ürünleri satmalarında olduğu gibi Devletin denetim zafiyeti maske konusunda da sürdürmesi mucize olmaz.

Maske ile sokağa çıkma zorunluluğu ile birlikte maske fiyatlarının karaborsaya düşeceğini söylemek ise kahin olmayı gerektirmez.

Devletin elinde ve eczane ile ecza depolarında kaç adet maske olduğu ise tam bir muamma.

Eczane ve ecza depolarında yeterli maskenin olmadığı da kulaktan kulağa dolaşırken gözümüzü aydın ülkemiz maske statükosuna da kavuşmak üzere.

Nedeni ise Hükümet ve Bakanlar Kurulunun bazı kararları alırken dostlar alışverişte görsün güdüsü ile hareket etmeleri veya önlemini almadan temeli olmayan kararlara imza atmaları.

Maske ile sokağa çıkma zorunluluğu veya diğer bir deyişle maskesiz sokağa çıkma yasağı kararı alan Hükümetin gereğini yapmadan veya çaresi bulmadan benzer kararları almakta acele etmemesi gerek.

Eskilerin deyişi ile tam bir “eyilikten maraz” çıkma durumu.

Türkiye’de Devletin maskeleri ücretsiz dağıtma refleksini başarı ile ortaya koyması, Devletin varlığının böylesi küçük dokunuşlarla kendi insanına hissettirmesinden öte vatandaşının kendini güvende hissetmesini sağlayan çok önemli bir unsur.

Anadolu topraklarında Devletin varlığı böylesi basit ve küçük dokunuşlar ile ulaşmadık köşe bırakmazken Kuzey Kıbrıs’ta işler biraz eksik biraz da ağır ilerlemekte.

Gerçi, Başbakan Ersin Tatar Başbakanlığındaki UBP-HP Hükümeti ve  kabinesinin yakasını da iktidara geldikleri günden beri şansızlığın bırakmadığı da ortada.

Ancak, Devlet olmanın gereği refleksleri de ortaya koyamadığı da bir gerçek, UBP-HP Hükümetinin.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın da sergilenen performans veya bırakılan boşluklar ve eksik yönleri siyasetin doğası gereği iyi değerlendirerek Hükümet ile zaman zaman kedinin fare gibi oynadığı gibi oynadığı da bir diğer gerçek.

Tam bir “maskeli balo” tadı ve havası, tüm yaşananlar.  

Ve Kıbrıs Türk’ü isyan, endişe, belirsizlik ve ekonomik sorunların çözümüne yönelik umutsuzluk ile Covid-19 sürecinde hayata tutunmaya çalışıyor.

Vitrinde ise “…maskeli balo ve onun sahte yüzleri.”

Ve sokak, “tak etti canıma bu maskeli balo” ruh hali ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerini beklemekte.

Duyan yok, duymak isteyen hiç yok.

Her şeye rağmen susmasın ama şarkılar, haydi hep birlikte ; “…yaktım gemilerimi, dönüş yok artık geri, tak etti canıma bu maskeli balo. Ve onun sahte yüzler…”

 *Orijinal eser : Kıbrıs asıllı Yunan müzik insanı Manos Loizos. Türkçe sözler Murathan Mungan. Yorumcu Yeni Türkü. Şarkı adı Maskeli Balo.