Kıbrıs Konusu Sosyal Sigortalardan Daha Fazla İnsanı Emekli Etti



Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un Kıbrıs özel danışmanlığına Norveçli diplomat Espen Barth Eide atandı.
BM tarafından yapılan açıklamaya göre, daha önce Alexander Downer’ın yürüttüğü özel danışmanlık görevini şimdi Eide yürütecek .
Alexander Downer bu görevinden geçtiğimiz nisan ayında ayrılmıştı.
Downer’ın BM Genel Sekreteri özel danışmanı iken bu görevinden ayrılacağı ve İngiltere’ye yüksek komiser olarak atanacağı kamuoyunda konuşulmaya başladığı zaman çok şaşırmıştım.
Şubatta bir takım temaslarda bulunmak üzere New York’taydım.
New York’ta Birleşmiş Milletler yetkilileriyle görüşmemiz esnasında Downer’ın görevinden ayrılacağı haberlerinin aslının ne olduğunu sormuştum.
Bunun üzerine hem Washington’da hem de Londra’da görev yapmak üzere Alexander Downer’a teklifler yapıldığı öğrenmiştim.
Şu anda İngiltere’da Avustralya yüksek komiserliği görevini yürüten Alexander Downer’ın neden BM’de yürütmüş olduğu özel temsilcilik görevini bıraktığına yönelik her hangi bir açıklık getirilmedi.
Nisan ayından bugüne Lisa Buttenheim’ın yürütmüş olduğu beş aylık sürecin sonunda şimdi yeni Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs özel danışmanı Espen Bath Eide görevde.
***
Tarihsel süreci içerisinde Kıbrıs konusunu yerelde ve uluslararası alanda pek çok isim tanımlamaya çalıştı.
BM Genel Sekreterleri, siyasiler, diplomatlar, bürokratlar, akademisyenler, yazarlar vs.
Kıbrıs konusunun çözümü sürecine yardımcı olma iddiasıyla bugüne kadar sayısız isim geldi geçti.
Kıbrıs konusu ‘sosyal sigortalardan’ daha fazla insanı emekli etti.
Yıllarca iç politikanın büyük bir parçası olarak genel hatta yerel seçimlerin kaderini belirledi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin odak noktası Kıbrıs konusu oldu.
Sürekli ortaya atılan takvimler, tarihler ve beklentilerle Kıbrıs konusunun çözümüne yönelik kırk yılı aşkın siyasal tarih tam bir umutlar mezarlığıdır.
Özellikle 2004 yılında referanduma sunulan Annan Planının Rumlar tarafından reddedilmesi sonucunda başarısızlığa uğraması Kıbrıslı Türkler açısından müthiş bir travmaya neden olmuştu.
Adada Kıbrıs konusunu müzakere edenlerin Garantörlerin, Birleşmiş Milletler, ABD, Avrupa Birliği hemen hemen herkesin ‘Kıbrıs konusunun çözümünü’ istediklerini biliyoruz.
Peki hal bu iken bu çözüm neden gelmiyor sorusu ise Kıbrıs konusuna yönelik bilinen en eski soru?
***
Belli ki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyonun altını doldurmak o kadar kolay değil.
Özellikle Şubatta ayında iki lider tarafından kabul edilen ‘Ortak Metinin’ yaratmış olduğu olumlu havanın şimdilerde yerini durağanlığa bıraktığını hepimiz biliyoruz.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın adaya yapmış olduğu tarihi ziyaret Kıbrıs konusunda uluslararası aktörlerin ve ilginin en somut göstergesi olmuştur.
Şimdi yeni bir Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri özel danışmanı Espen Barth Eide zor ve kritik görevine başlıyor.
Kıbrıs konusu yılların paslanmış, küflenmiş ve akut sorunlarından.
Gayet net ve berrak bir şekilde görülüyor ki eski ve denenmiş yöntemlerle ilerleme sağlanması pek de mümkün görünmüyor.
Benim sürece yönelik gördüğüm en büyük eksiklik başta ‘çözüm için niyet’ motivasyonunun eksikliği ve adanın her iki tarafından toplumsal dinamiklerin çözüm sürecine katılmamış olmasıdır.
Kazan-Kazan esasına dayalı bir çözümün bulunmasının bu adada yaşayan herkesin öncelikleri arasında yer alması gerektiğine inananlardanım.
Çözüm sürecinin toplumun tüm kesimleri tarafından desteklenmesi ve aktif rol oynaması gerekmektedir.
İçinde bulunduğumuz bu günlerin gelecek projeksiyonu yapabilme açısından sıkıntılı günler olduğunu biliyorum.
Ancak ilerleyen günlerde ve 2015 yılında Kıbrıs konusunda hareketli günlerin yaşanacağını düşünüyorum.
Hayatta ve özellikle siyasette hiçbir şey durağan ve statik değildir buna Kıbrıs konusu da dahildir.