Keyfini ‘sür’..


HAVADİS patronlarından Ekmekçi Müdür aradı dün sabah; “Be hoca; bisikletin yeni yönetimini benim fitness grubu devraldı. Ben de yönetimdeyim. İlk iş olarak da ülkemizdeki bisiklet sporununu özellikle okullar düzeyinde gerek kitle egzersizi, gerekse kitle sporu açısından tüm ülkeye yayma amaçlı bir ortak akıl projesi planlarık. Bi’şeyler düşün de gene konuşalım” dedi. Bendeniz de; “Hayırlı olsun” içerikli bir giriş konuşması arkasına da gönüllü bi’biçimde “naçizane elimizden ne gelirse hazırık sir” merkezli bir geri dönüş uyguladık. E “gönüllü” dedik zira değerli pederimiz Güner Hoca’nın yaşımız kadar (1971’den beri kesintisiz) bu bisiklet âleminde yöneticilik tecrübesi var. E hâl böyle olunca da bize de kenarından bu’bisiklet sevdası bulaştı. Önceleri izleyici, sonraları da gerek yurt içi, gerekse yurt dışıonda bisikletin keyfini sürmeye başladık. Neyse, geçtiğimiz yaz’dı. “Cenneti görmek için ölmeye gerek yok, Gökova’ya git” demişti ya şair Can Yücel, işte biz de cehennem gibi cayır cayır yanan yurdumdan kopup aynen buna yakın duygular içerisinde üç haftalık bi’zaman geçirdik garantör devletimizde. Biraz ana vatan, biraz ata vatan, biraz yavru vatan, biraz da garantör vatanda egzersiz yaptık son dönemlerde ama garantör olan sömürgeci vatanımızda müthiş keyfli günler geçirdik. Zaten gündüzün kâh Hyde Park, Oxford, Regent, Stanford Bridge ve London Eye taraflarında, kâh Cambridge, kâh Cardiff ve de kâh amca toprağı Kuzey Londra’daki High Barnet taraflarında sürttük. Adamların her bölgede yaşam boyu egzersiz alanları var. Bu yönde çok feci bir motivasyon yaratmışlar. İsteyen koşsun, isteyen yürüsün, isteyen bisiklet sürsün, isteyen paten veya kay kay’ıyla uçsun isteyen de sere serpe ve de ulu’orta sevişsin diye çok güzel alanlar organize etmişler. Yapmak zor, korumak daha zor ama işletmek en zoru ya, işte bu düşüncede çocukları ve dolayısıyla ebeveynleri bu alanlara çekmek için yerel yöneticiler türlü türlü organizasyonlar yapıyorlar, çok da iyi ediyorlar. Mâlum, Fransa Bisiklet Turu’nun İtalyan Nibali öncesi son iki şampiyonu İngiliz. Her ikisi de Sky’ın liderleriydi. Biri atadan İngiliz Sir. Bradley Wiggins, diğeri ise özellikle Alpe d’Huez’deki parmak ısırtan performansıyla tüm bisikletseverlerin gönlünde salıncaklı bir taht kurmuş Kenya asıllı İngiliz Chris Foome. E hâl böyle olunca da Londra da tıpkı Amsterdam, Paris veya Brüksel’deki gibi bi’bisiklet cenneti tesis edilmiş. Adım başı çok cüzi bi’ücrete bisiklet kiralama servisi oluşturmuş ünlü Barclays adındaki finans merkezi. O güzelim yemyeşil parklarda istersen koş, istersen yürü istersen de ailecek bisiklet kirala ve keyfini sür. E Türkiye’de durum ne? Mehmet Kaya; Gazi Üniversitesi’nden arkadaşım. Bizim bi’alt sınıftaydı. Ara ara halı saha, fitnes merkezi ve buz pateni muhabbeti yanında Çevre Sokak’taki partilere de takılırdık! Memo büyümüş ve Eskişehir’in en ünlü spor eğitmenlerinden biri olmuş. Geçen telefonda sordum “ne var, ne yok oralarda?” diye, o da Eskişehir’in bisiklet yoluyla ilgili konulara daldı. Eskişehir özellikle belediye başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’den sonra uçarak büyüyen ve de gelişen bir marka olmuş. Temizlik memizlik işleri zaten çoktan bitmiş, Bu süreçte Kaliteli Yaşam Birimi bünyesinde de ‘yaşam boyu egzersiz’ faaliyetleri organize ediliyor. Projenin başında da bizim Memo! En başa da “bisiklet yolları” yazılmış ekip tarafından! Örnek aldıkları şehir de bisikletin anavatanı Konya! Konya’daki bisiklet yolu uzunluğu şimdilik ‘200 kilometre’. Önümüzdeki yıl için hedef ‘1000 kilometreye’ulaşmak. “Son beş yıldır bisiklet yolu olmayan cadde açılmıyor” dedi adamım. Kentte toplamda 40 durak var ‘akıllı bisikletler’ için. Bu duraklardaki toplam bisiklet sayısı da şimdilik 500 adet. Gelecek yıl için ‘1000 bisiklet’ hedefi var. İlgili duraklardan ‘kartla’ bisiklet alınıyor ve gittiğiniz bir yerdeki durağa yine kartla bırakılıyormuş. Saat ücreti mi? ‘Saati sadece 1 TL’. Sonuç olarakAvrupa’da da olduğu gibi duraklar ve bisikletler ‘merkezi bir sisteme’ bağlı. Hangi durakta kaç bisiklet var, hangi bisiklet hangi kart sahibinde biliniyor. E bu sistem sınırılı da olsa Güney Lefkoşa’da da var. Kuzey mi? İnşallah, bu yolda Ekin Adademir ve yönetimine başarılar.