KAF DAĞININ ARDINDAKİ GERÇEKLER

Kaf Dağı’nın hikayesini hepimiz çocukken masallarda duymuşuz ve okumuşuzdur. Bahse konu dağ, aslında gösterişi ve ihtişamı ile bilinse de, gerisindeki var olan bilinmez tehlikeler ürkütücü bir masaldır. Her ne kadar büyük ve gösterişli bir dağ olarak hikayede anlatılsa da, gerisinde karanlık güçlerin varlığı her daim ön planda tutulmaktadır. Kaf Dağı sadece hikayelere konu olmayıp, özlü sözlere de geçmiştir. Örneğin “Burnu Kaf Dağı’nda” terimi hepimizin çok iyi bildiği bir deyimdir. Şimdi diyeceksiniz ki, nereden çıktı bu Kaf Dağı hikayesi? Şöyle hükümet edenlere bir bakınız. Her biri kendi çapında “Burnu Kaf Dağı’nda” deyimine ne kadar da uygundur. Sizce de değil mi? Güzelim memleketin geldiği son duruma baktığımızda, onlar her ne kadar her şeyin güllük gülistanlık olduğunu savunup, öyle göstermeye çalışsalar da, bizim yaşadıklarımız ve bize yaşatılan, bize reva görülen gerçekler gün gibi ortadadır. Yani onların burnu Kaf Dağı’nda, kendilerini memleketin efendisi olarak görmektedirler. Her ikide bir vatan-millet-bayrak siyaseti yapmaktadırlar. Ülkeyi gelecek güzel günlere taşıdıklarını konu etmekte, devleti güçlendirdiklerini savunmaktadırlar. Kıbrıs’ın kuzeyini, neredeyse dünya ülkesi listelerinde sıralamaya koyacak kadar ileri gitmekten hicap duymamaktadırlar. Bunlarla da kalmayıp, her şeyin en iyisini bildiklerini ve en iyisini yaptıklarını söylemekten de geri durmamaktadırlar. Hal böyle olunca da kendilerini adeta Kaf Dağında yaşamakta ve burunları Kaf Dağında diye tanımlamaktan da geri duramıyorum. Ve buradan bu zat-ı alilerine bir kaç soru yöneltmeyi bir vatandaş olarak kendime görev biliyorum. Efendiler, bu ülkede ithalat ve ihracat dengesi ne durumdadır? Bu ülkede hangi mallar üretilmekte ve hangi ülkelere ihracat yapılmaktadır. Dış ülkelerden hangi mallar buraya ithal edilmektedir? Bu ülke topraklarının yüzdelik olarak devlete ait olan miktarı ne kadardır? Yine bu ülke topraklarının yüzde kaçı yabancılara koçan edilmiştir? Bu ülkede yaşayan yerli halkın nüfus sayımı nedir? Ülkede yaşayan yabancı nufüs sayımı nedir? Ülkedeki işsizlik ne durumdadır? Bu ülkenin yeraltı kaynakları nelerdir? Bu ülkede hayvancılık sektörü ne durumdadır? Ülkenin para birimi diğer ülkelere kıyasla hangi değerdedir? Ülkedeki sağlık hizmetleri yeterli mi? Ülkede güneş enerjisi sisteminden faydalanıla biliniyor mu? Dünya ülkeleri arasında KKTC hangi sıfatla ve hangi konumda yer almaktadır? Eğitim sektöründe üniversitelerimizden mezun olan gençlere iş imkanı tanıyabiliyor musunuz? Ülkede emekçi olarak asgari ücretle çalışan vatandaşların refah seviyesi ne durumdadır? Bütün bu soruların cevaplarını aslında hepimiz de çok iyi biliyoruz. KKTC denilen bu eğreti yapının içerisinde hiçbir şeyin doğru düzgün çalışmadığını ve yürümediğini de net bir şekilde yaşayarak görmekteyiz. Aslında, o sizlerin Kaf Dağı’nda yaşadığınızın sandığınız yerin gerçek yüzü, bu soruların içerisindeki cevaplardır. Ve yine o burunlarınız Kaf Dağında ya, aslında her birinizin eseridir şu an geldiğimiz ve yaşamakta olduğumuz gerçekler. Bu yüzden ben diyorum ki, sizler Kaf Dağı’nda, kendi yazıp çizdiğiniz masallar ve hikayeler ile yaşamaya devam ediniz. Bizler bu masallara da, hikayelere de ziyadesi ile doyduk. Vesselam