HALK ET, TAVUK , EKMEK ALAMIYOR ÜÇ GÜNLÜK YAKIT KALMIŞ BİRİLERİ SEÇİM DERDİNDE...

*Aç insanlarımız mı var..

*Ev geçimini idame etiremeyen mi var...

*Çocuklar pis sınıflar da eğtim mi alıyor...

*İlaç alamayan insanımız mı var...

*Okutulamayan çocuklarımız mı var...

*Bankaya ev , araba ipotek edenlerimiz mi var...

*Devlet'e çalışıp cebi boş olan mı var...

*Çaresizlik'ten ekmek çalanın mı var...

*Özel sektör bitmiş mi, esnaf batmış mı ki...


Bu liste buradan fizana kadar gider. Olumsuz ve kötü gidişatı anlatmakla bitmiyor. Elektirk faturaları en geç ayın ilk dört gününde mesajlar ile halka iletilyor yatıran yatırıyor,  yatıramayan maaşı yetmeyen bekliyor. Hemen 3 gün sonra "ELEKTİRK BORCU OLANLARA SON ÇAĞRI" mesajları her yerden yayımlanıyor.  

Ya ölür müsün? Öldürü müsün?..

Kaşık ile verip kepçe ile alarak nasıl bir daha iyiye giden ülke, huzurlu halk, kabul edilir ve tanınan devlet olma yolunda olur.  Neye istinaden, nasıl bu kadar görmezden gelinebiliyor. Halkı 0-7 yaş gurubun da  mı düşünüyor hükümet edenler. Ülke kırlıdı ekonomik krizden. Ülke kırıldı sağlıksızlık'tan. Ülke yıkılıyor eski, yık, karanlık sokaklardan. Ülke eğitimde bitme noktasında.  Bizim baktığımız yerden mi bakmıyorlar. Yoksa bakmak işlerine mi gelmiyor. 

Kanserin çaresi bulundu ama bu ülkenin yakıt sorunununa asla. Hiç bir şekilde de bulunmayacak. Bu durumda, mevcutlar ile asla mümkün olmayacak. Her gün bir makamdan "Bu kez tamam yakıt sorununu çözdük" oyalamaları ile olmuyor görüyorsunuz gün sonu patlıyor işte. 

Elketirk zamlarını peş peşe koydular yine olmadı. Kota koydular yine olmadı. Nasıl bir bitmek tükenmez elektirk kurum açığı ise bu öde öde öde bitmedi tükenmedi arkadaş. Hep açık, hep borçlu ,hep yarım yamalak. 

Hepi topu küçük bir adayız. Eskiden bir avuç insandık şimdi uluslararası bir ülkenin şehri gibiyiz. Her türden, ıraktan , karakterden insanlar ile dolup taştı. Ekonomiyi iyleştiriz düşüncesi ile öğrencilere sorgusuz , denetimsiz kapılar açıldı, fakat ekonomi tamamen çöktü.

 Ne gıda, ne binalar, ne okullar, ne sağlık yetemiyor bu ülkeye. Bir gün yakıt biter, ertesi gün ilaç, sonra ki gün eğitim daha başka gün sağlık. Biri biter öbürü başlar. Derdi bitmedi gitti bu ülkenin de burada yaşayan halkın da.

Ev kiraları asgari ücret olmuş. Eğitim servet istiyor. Sağlık paran varsa özele gidersin yoksa ÖLÜRSÜN. Sokaklar ELM sokağını aratmıyor. Açlık sınırı  ile asgari ücret farkı buradan Arap emirlerine uzanıyor. Asgari ücret tartışması yıllardır kan davaları gibi sürüyor da sürüyor. Yok işte tutulur bir yanı yok. Hangi olay için güzel konuşalım. 

Hangi plan ve programı alkışlayalım. Halk için yedi'den yetmişe hangi yapılanı takdir edelim. Sağlık için nasıl yurt dışını tercih etmeyelim. Eğitim için neden bir tel sınır ötesine geçmeyelim. 

Zor dostum zor...

Kaynaklar  fuzuli harcandığı sürece. Yıkılan onarılmadığı sürece. Vatandaş, çalışan emekci kamu ve özel fark etmez bu ülkeye hizmet veren herkes kaderine terk edildiği sürece. Halk 5 yılda bir hatırlandığı sürece. Bizi kimse tanımaz. Bize kimse dönüp bakmaz. Hep bana hep bana ille de bana denildiği sürece bu sokaklar böyle karanlık, çukurlu ve yol çizgisiz, levhasız olacak. İlaçlar yılda iki  kez gelecek.

 Turist artık üzerimizden geçip gidecek. Amma karamsar ve itici konuştuk değil mi. Ama siz söyleyin ya hangi güzel bir şeyi yazıp, konuşup gurur duyalım.  Hadi söyleyin çok mu nankörlük ediyoruz. Hadi beğenmiyorsan git diyiniz. Gitmek kolay kalıp sahip çıkmak zor. Göç  eden aileleri de unutmadık. Halk evine sahip çıkmak istiyor da, kendini o evlerin sahipleri sananlar izin vermiyor. 

*Bu ülkenin bir mimara değil...

*Bu ülkenin aklın yolu zekiler'e değil...

*Bu ülkenin sadece toplu taşımacılığa değil...

*Bu ülkenin belediye birleşmesini değil...

*Bu ülkenin birinin yarım bıraktığını öbürünün sürdürmesine değil...

Bu ülkenin halkına, halkının çıkarlarına, kendi Ayakları üzerinde durmaya, ülkenin bir ucundan öbür ucuna, küçükler'den büyüklerine kadar, eğitiminden sağlığına kültürün'den ekonomisine  kadar her şeyi silip yeni baştan sıfırdan peşkeşsiz, karşılıksız halk ile birlikte iç içe küçük ama pırlanta gibi bir ülke yapmaya baş koymuş, cebinden önce ülkesini, bayrağını , halkını düşünen bir zihniyete, basirete ve bilgiye ihtiyaçı var.

GELİŞMİŞ ÜLKE, FAKİRLERİN BİLE ARABAYA BİNDİĞİ ÜLKE DEĞİL, ZENGİNLERİN BİLE OTOBÜSE BİNDİĞİ ÜLKEDİR...

KARAKUŞ