DEMOKRASİ ŞÖLENİ...

 

Önceki gün, saat 10.30 sıralarında Kurultay salonuna gittiğimde endişelerimin ne kadar yersiz olduğunu anladım ve rahatladım.

Genel Merkez, İlçe Başkanları ve tüm Örgüt Başkanları, gerçekten büyük bir ciddiyetle işe soyunmuş ve delegeleri sabahın erken saatlerinden itibaren salona yığmışalardı.

Yanıma gelen İlçe Başkanlarının yüzlerinden, görevini yerine getirmenin mutluluğu okunuyordu.

Kurultay salonun süslenmesi ve kurulan platform ise bir harikaydı.

Özdemir Tokel, bu işte gerçek bir marka.

İşini çok iyi bilen bir profosyonel O. Bu süreçte DPUG’nin en büyük kazançlarından biri, baba Türkay ile Oğul Özdemir Tokel’i kazanmak oldu bana göre. UBP, Baba oğul Tokelleri kaybettiğine sanırım daha çok üzülecek...

Kurultayda misafir konuşmacıları dikkatle dinledim.

CTP, TDP ve AK Parti Temsilcilerinin konuşmalarını protokoler seviyede kalırken, CHP ve UBP temsicilerinin konuşmaları ise sıcak mesajlarla doluydu...

Adayların konuşmalarına gelince; son derece olgun, seviyeli ve rakiplerine adeta toz kondurmayan konuşmalar yaptı bütün adaylar. Düşünebiliyor musunuz? Hiç bir aday, konuşmasının hiç bir bölümünde, rakip bir adayın ismini dahi anmadan konuşmasını bitirdi.

Salondaki delegeler de bütün adayları saygı ile dinledi ve aynı ölçüde alkışladılar.

Oy kullanma bitiş süresinin, akşam saat 20’ye uzatılması da oy kullanma oranının yüksek olmasına sebep oldu. Uzak veya yakın bölgelerde oturan yüzlerce kişi, evine, mandrasına gidip, işini görüp, rahatça geri geldi ve oyunu kullanabildi bu sayede.

Kurultayda Genel Başkanlık yarışı kadar heyecanlı bir başka yarış ise Parti Meclisi üyeliği için yapılan seçimdi.

Parti Meclisindeki 50 sandalye için 150 nin üzerinde aday yarıştı. Bu, hem kaliteli bir Parti Meclisinin oluşmasına, hem de Parti meclisi adaylarının taraftarlarını Kurultay salonuna getirmelerine sebep olmuştu..

Böylece, “Seçimli Kurultaylar her zaman Partilere canlılık ve hareket kazandırır” iddiası bir kez daha gerçekleşmiş oldu.

16 kişilik Parti Meclisi için tamı tamına 46 kişi başvurmuştu Lefkoşa’dan. Aynı şekilde 13 üyelik için 27 kişi de Mağusa’dan katılmıştı yarışa.

Parti Meclisinin oluşumuna baktığımızda DP ve UG Konseptinin amalgamesinin büyük ölçüde gerçekleştiğini görüyoruz.

Serdar Denktaş, şimdiye kadar hiç bir siyasi Parti liderinin ulaşamayacağı rekor bir oyla Genel Başkan seçildi ve Partisine ne kadar hakim olduğunu bir kez daha gösterdi.

Yarışı kaybeden adaylardan Bengü Şonya, Dr. Fuat Çiner ve Abdurrahman Ömeroğluna seviyeli duruşlarından dolayı tebrik etmek gerekiyor.

Serdar Denktaş gibi bir isimle mücadeleye girişmek için, hem medeni bir cesaret, hem de mangal gibi bir yürek ister insanda. Bu arkadaşlarımız kendilerinde bunların var olduğunu göstermiş oldular.

DPUG’de şimdi ciddi bir yarış daha var.

Genel Başkan bir kaç gün sonra Parti Meclisini toplantıya çağıracak.Bu toplantıda hem MYK hem de Genel Sekreter seçilecek.

Genel Sekretelik makamı önümüzdeki dönem çok büyük bir öneme haiz olacak. Onun için Genel Sekreterlik yarışında çok ciddi bir mücadele olacağını tahmin ediyorum.

Genel Sekreter bu dönemde DPUG’nin hem Teşkilat yapısını hem de ideolojik yapısını ele almakla mükellef.

Yapılacak çok iş var daha DPUG’de...








ERHAN ARIKLI