Çeyrek asırlık kara leke!

Serbest Kürsü / Levent Özadam

leventozadam@gmail.com

Son günlerin yeni modası…

Dostlar genelde şu soruyu yöneltiyor;

Sedat Peker’i takip ediyor musun?

Adam Türkiye’yi fena halde karıştırdı…

Belli ki bizi de fazlasıyla karıştıracak!

Zira artık manşetlerde onu fazlasıyla göreceğiz…

Çünkü bundan tam 25 yıl önce meydana gelen Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili de konuşmaya başladı!

6 Temmuz 1996 tarihinde bir Cumartesi günü sabahının erken saatlerinde KKTC bu haberle güne başlamıştı…

Çeyrek asır önce yani!

Birileri geldi, vurdu ve gitti…

Şimdi de 25 yıl önce yine birileri o tarihte yaşanan bu çirkin saldırıyı ifşa etmeye başladı!

Hem de isim vererek!

Sedat Peker açıkça söylüyor;

Boşu boşuna katlettiler diye…

Doğru ya da yanlış!

Ama adam niye tam 25 yıl sonra böyle açıklamalar yapıyor diye de sormadan edemiyor…

Ateş olmayan yerden duman çıkar mı?

Bizim muhalefet haliyle harekete geçti…

Açıklamalar ardı ardına geliyor!

Siyasi parti yetkilileri devlet makamlarını göreve çağırıyor…

Hiç beklemeden harekete geçsinler diye!

Tabi ki doğru ama komik çağrılar bunlar…

Peki sizin aklınız 25 yıldır nerelerdeydi?

Şimdiye kadar niye takip etmediniz yaşanan bu katliamı!

O kadar da hükümete gelip gittiniz, hiç mi geçmişte yaşanan iğrenç bir saldırının dosyasını yeniden açmadınız…

O zamanlar et önünüzde bıçak da elinizdeydi!

Bu devleti yönetirken yine ilgili kurumlarına bu konuda niye görev vermek aklınızın ucundan geçmedi…

Aradan 25 yıl geçmiş, hükümete çağrıda bulunuyorsunuz!

Kim bilir belki de bunu sizler yıllar önce yapsanız karanlık işler aydınlanır, katliam yapanlar şu anda dışarıda değil, kodeste olurdu…

Demek ki karanlığı aydınlatmaya cesaret bile edemediniz!

Bundan sonra yaygara çıkarsanız ne yazar…

Geç de olsa çeyrek asırlık kara lekenin ortaya çıkarılması, en azından olayın bir katliam olduğunun bilinmesi elbette memnuniyet vericidir…

Hem de bunu karanlık işlerle tanınan Sedat Peker ifşa etse de!

Bizim muhalefet bu olaya balıklama atladı ya…

Geç de olsa iyidir!

Bu arada çağrı yaptıkları makamlar da doğrudur…

Artık birileri burada da düğmeye basmak zorundadır!

Başta Cumhurbaşkanı…

Hani şu her zaman Ankara ile ilişkilerde ben en iyiyim diyen Sayın Tatar!

Çünkü bu iş burada değil Ankara’da çözülür ancak…

Biz isteyeceğiz onlar verecek!

Sonra Başbakan tabi ki…

Sayın Saner şu anda o koltukta oturuyorsa Ankara sayesinde oturuyor!

Açacak bir telefon Ankara’ya cinayet konusundaki tüm bilgileri bize versin diye…

Buna tüm kabine üyeleri de dahil!

Ve elbette Başsavcılık ve yargımız…

Bu konuda en büyük sorumluluk onlara düşüyor!

Bundan tam çeyrek asır önce Kutlu Adalı cinayeti dosyasını tozlu raflardan çıkarıp önlerine koyacaklar…

Sonra Ankara’daki refikleriyle irtibata geçip onların ellerinde ne varsa isteyecekler!

Bu ülkede insanlar en çok yargıya güveniyorlar işte bu nedenle bu güveni perçinlemek gibi bir sorumlulukları vardır…

Sevgili okuyucular…

Tüm bu işler yürek isteyen işlerdir!

Birilerinden korkup cesaret edemezseniz ya da sadece talimat beklerseniz o makamlarda da otarmamanız gerekir…

Bu devlet hepsine de devlete ve halka hizmet etsin diye para ödüyor!

Ama bunlar ne etliye ne sütlüye dokunmayıp, devletin kaymağını yemeye devam ederse de zaten daha nice suç dosyaları ki yıllardan beridir dokunulmayan çok sayıda dosya mevcuttur, daha çok katliamlar ve suçlar yaşanır ve devletin itibarı ayaklar altına alınır…

İşte asıl şimdi devlet olma vaktidir!

Devletin üstünde birileri olduğu müddetçe, talimatlar hep başka yerden geldiği taktirde devlet olduk diye kimse böbürlenmesin…

Zaten kimseyi de kandıramazsınız!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ahmet SOYALAN, bu ülkede komite kararlarına göre casinoların kapalı olmasına rağmen bazılarının bir süredir arka kapıdan müşteri kabul edip kumar oynattıklarını biliyor muydunuz? Polis teşkilatı bu konuda ciddi operasyonlar yaparsa yasa tanımazları ortaya çıkarabilirsiniz…

Sayın Bertan ZAROĞLU, hafta sonu bazı çok önemli isimler ile görüşüp Nisan 2022 tarihine kadar sessiz kalacağınız yönünde söz verdiğinizi duyduk. Aksi halde fena halde kızacaklar ve bunun da elbette bir bedeli olacaktır değil mi? En iyisi bu sıralar uzun bir yaz tatiline çıkmak olacaktır…

Sayın Hasan ÖZTAŞ, Belediyenize bağlı Sütlüce’den sürekli şikayet mesajları geliyor. Türkiye’den gelen su hala niye kendilerine ulaştırılmıyor diye! Onlar hala kalitesiz su kullanıp hatta bununla yetinmeyip tankerlerden su temin ediyorlarmış. Çok manidar bir durum değil mi?

Sayın Ünal ÜSTEL, G.Mağusa Hastanesi hemşireleri artık isyan noktasına kadar geldiler. Bu hastaneye çok acil yeni hemşire istihdamı yapmanızı bekliyorlar zira yakında hep birlikte bayrak açarlarsa kimse şaşırmasın diyorlar…

Sayın Olgun AMCAOĞLU, Sağlık Üst kurulu okullar konusunda öyle bir karar üretti ki bundan kimse bir şey anlamadı. Eğer siz anladıysanız kamuoyuna da bir açıklama yapın ki veliler ve öğrenciler de ona göre bir tavır alsınlar…

Sayın Serhan AKTUNÇ, önümüzdeki günlerde özellikle de Lefkoşa ve yöresinden DP’ye çok büyük isimleri katmak için operasyon başlattığınızı duyduk. Bu arada kulisleri kendinizin  değil de başka bir mekanda yaparsanız daha doğru olacaktır.

Sayın Ali KAMACIOĞLU, K.T. Sanayi Odası başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Umarız verdiğiniz sözleri kısa zamanda yerine getirir ve üreten kesimin umudu olursunuz. Bu arada odaya yıllık aidatını ödemeyen çok sayıda işletmenin borcunu da kapatıp onların ciddi desteğini almışsınız. Siyaset de böyle bir şey değil mi?

Sayın Mehmet HASGÜLER, İngiliz işbirlikçileri konusundaki açıklamanız bir çok kesim tarafından merak konusu olmuş ki bu konuda yoğun mesajlarınız geliyor. Bir de isimleri deşifre ederseniz büyük bir amme hizmeti gerçekleştirmiş olacaksınız, tabi ki belgeleriyle…

Sayın Ersin TATAR, Sedat Peker’in KKTC’de yaşanan karanlık işler konusundaki açıklamasından sonra şimdi devletin başı olarak hiç gecikmeden Ankara ile temasa geçip olayın üstüne gidilmesini sağlamanız kaçınılmaz oldu. Devletin itibarını korumak ve kollamak sizin de görevleriniz arasında…

Sayın Kemal Deniz DANA, geçen hafta bazı dostlarınızda girdiğiniz iddiayı kaybedip takım elbise borçlanmışsınız. Diyorlar ki marka olarak tercihleri varmış bu işi çok ucuza kapatamayacaksınız anlaşılan…En az bir maaş gitti desenize!

Sayın Tahir HOCA, uzun bir bekleyişten sonra yeniden dünya evine girdiğinizi memnuniyetle öğrendik. Eşinizle birlikte başta sağlık olmaz üzere bir ömür boyu mutluluklar dileriz. Aşk varsa her şey vardır, zaten bunu da çoktandır hak ediyordunuz…