ÇEVRE NOTUMUZ DÜŞÜK

Çevre notumuz ne yazık ki düşük..

Gerek Devlet dolayısıyla gelmiş geçmiş Hükümetlerin çevreye dair icraatları gerekse biz  vatandaşların çevre bilinci temelinde yaptıklarımız daha doğru bir ifade ile yapmadıklarımız noktasında sınıfta kaldık…

Çevre konusunda da devlet geleneği diğer alanlarda olduğu gibi ne yazık ki devam ediyor…

Çevre adının kocaman yazıldığı Bakanlık ve Devlet dairelerimiz var ama çevre ile ilgili bir devlet politikamız yok..

Süslü kelimeler ve laf kalabalığının ötesine geçmiyor çevreye dair yapılan resmi açıklamalar ve icraatlar..

Güney Kıbrıs’a geçtiğimizde çevreye çöp atmamaya özen gösterip, çevreyi korumayı önemseyip “insanlarda sistem var” diyerek komşumuzu övmeyi biliyoruz ama Kuzey Kıbrıs’a da döner dönmez de bambaşka bir insan oluyoruz…

Kıbrıs Türkü olarak çevreye gereken önemi vermiyor, politikacıları da bu yönde zorlamıyoruz..

Çevreye dair bilincimiz , her hangi bir gailemiz ne yazık ki yok..

Sahillerimizin, kentlerimizin, doğamızın durumu gözler önünde…

Tehlike çanları çalıyor…

Çöp dağları her yerde…

Belediyeler yetişemiyor…

Belediyelerin görevlerinden biri çöp toplamak, çevreyi temizlemekse biz vatandaşların görevlerinden biri de çevreye çöp atmamak, çevreyi kirletmemek değil midir?

Toplum ve ülkenin geleceğine yön verecek yeni kuşaklara eğitim basamaklarında, sosyalleşmenin başladığı ilk yaşlarda çevre bilincinin aileden başlayarak okulda verilmesinin de değişmez bir devlet politikası olarak artık hayata geçmesi elzemdir…

Çevre sorunlarının doğrudan olumsuz etkilerini hisseden sektörlerden biri de Turizm alanı olarak karşımızda durmaktadır.

Çevrenin korunmadığı bir ülkede Turizmde ilerleme beklenmesi hayalcilikten öte bir şey değildir…

Turizmde ilerlemeye yönelik atılacak her ciddi adımda sürdürülebilir bir çevrenin de var olmaması bacaklardan birinin eksik olması demektir ki ortaya konulan turizm vizyonunu arkadan hançerleyen bir olgu olarak çevre sorunları bugün varlığını sürdürmektedir…

Çevre sorunlarına dair ciddi önlemler, sürdürülebilir bir çevreyi yaratmak adına yapıcı politikalar ortaya koymak ve özellikle yeni kuşakların zihninde devrim niteliğinde bir çevre bilincini geliştirmek ve yerleştirmek Eğitim, Çevre ve Turizm Bakanlıkları ve kadrolarına yön veren Hükümetlerin öncelikle önem vermeleri gereken konu başlıkları olmalıdır…

Turizm başta olmak üzere diğer alan ve sektörlerde de ilerleme ile gelişmenin sağlanması için çevre seferberliğinin top yekün başlatılması vatan topraklarına karşı bir sorumluluk, gelecek kuşaklara karşı da Hükümetlerin ödevi olmalıdır...

Güney komşumuzun sınırını geçtiğimizde çevre duyarlığı artan ancak kendi evini temizlemekten umursuz bir toplum olarak da ikiyüzlülükten vazgeçerek çevreye karşı sürdürdüğümüz ihanetten vazgeçmek de biz vatandaşların sorumluluğu olmalıdır…