2023 YILINDA DEĞİŞEN BİR ŞEY OLUR MU?

Yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde eminim bir çoğumuzun aklında, bu yıl siyasi arenada ne gibi hamleler olur, Kıbrıs’ın Kuzeyinde ne gibi değişiklikler olur soruları akıllara gelen ilk sorulardandır? Ha bazılarımızın hiç umuru değil, oluruna göre yaşam sürerler, o da kişisel bir anlayış diye yorumlamadan geçemeyeceğim. Ancak, gerçekten bu ülkede tıpkı Sayın Yılmaz Parlan’ın da dediği gibi “Çatı da Zemin de çökmüştür”. Belediye Başkanlığı seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi’nin özellikle Mağusa, Girne ve Lefkoşa’da kaybetmesi bir yerde halkın siyasilere vermiş olduğu bir mesajdır. Kısaca, halk artık özellikle son üç yıldır yapılan adaletsizlik, pahalılık, emek hırsızlığı, boş vaatler ve ahbap-çavuş ilişkilerini sandıkta kendince cezalandırmıştır. Cumhuriyetçi Türk Partisinin bu yarışta kazanımları geçmiş yıllara oranla daha başarılı olsa da, buna gelecek seçimlerin garantisi olarak bakılmamalıdır. Zira, bu toplumun artık bilmesi gerekiyor ki, başa hangi parti gelirse gelsin bu sistemsizlik, bu siyasi arenadaki menfaatler ve dış güçlere bağımlılık bu çarkı ayni şekilde döndürecektir. Burada düşünülmesi gereken en belirgin konu, seçip meclise gönderdiğimiz siyasilerde siyasi irade var mıdır? Asıl sorun buradadır. Bu yüzden ne iktidar parti, ne de ana muhalefet partisi Kıbrıs’ın kuzeyinde çözüm odaklı bir siyaset gütmemekle birlikte, toplum ve ülke menfaatleri için de bir şey yapmayacaktır. Çünkü, kurmuş oldukları bu sistem sadece onların ve yakınlarının ceplerine işlerken, dış güçlerin de istekleri onlar için emir olacaktır. Bir kere bu toplum şunu bilmelidir ki, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti denilen bu ucube yapı hiçbir zaman tanınmayacaktır. Bakınız, Birleşmiş Milletler Konseyi’nin 550 sayılı kararı ne diyor. “Kıbrıs Cumhuriyetinin işgal altında kalan kısmında yapılan karşılıklı “büyükelçi atamaları” ve “anayasal referandum” yapılması Kıbrıs’ın bölünmesi için yapılan ayrılıkçı hareketlerdir. Bir diğer konu , bunca yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıyacağına dair bir madde var mıdır? Ya da, bunca yıldır “yavru vatan” diye adlandırdığı bu yapıyı neden tanımıyor? Anlaşılacağı üzere burada ne bir tanınma olacak ne de bu rejim ile bir çözüme varılacak . Özellikle Türk Lirası kullanımı vatandaşın belini bükerken, zamlar yine devam edecek, maaşlar zamlar karşısında eriyip gidecek, asgari ücretlinin açlıktan nefesi kokacak. Ancak seçtiklerimiz, makamlarında otururken, ihaleler ile, arazi dağıtımları ile yandaşlarına ve kendilerine menfaat sağlamaya devam edeceklerdir. Toplumun tüm bunlara uyanması ve sesimizi daha gür çıkararak uluslararası insan haklarında tüm gerçekleri anlatmamız, buradaki rejimin gerçek yüzünü ve içeriği konusunda Avrupa Birliği İnsan Haklarına bilgi vermemiz gerekmektedir. Unutmamalıyız ki, Kıbrıs bir bütün olarak Avrupa Birliği kapsamındadır. Kuzeyi bu durumdan mahrum iken, bu durumu aktive etmek gerekmektedir. Aksi taktirde, demokrasinin ve adaletin unutulduğu bu düzende yok olup gideceğiz. Değişim istiyorsak, yapılması gerekeni yapmak için harekete germemiz gerekmektedir. Vesselam.