Türkiye Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, "Enosis" kararının Kıbrıs Rum tarafının Yunanistan'a bağlanması idealini ifade ettiğine dikkati çekerek, bu kararla tekrar bu fikir ve bu hayalin canlandırılmaya çalışıldığına anlattı.

Kalın, “adım atması gereken taraf  Rum tarafıdır” ifadelerini kullandı.

Sözcü Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Rum tarafında kabul edilen 'Enosis' kararına ilişkin bir soru üzerine Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2004'te gündeme gelen "Annan Planı" ile ilgili çok önemli ilke ortaya koyduğunu ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"O ilke de şuydu, 'Biz her zaman Kıbrıs meselesinin çözümünde bir adım önde olacağız. Türkiye geçtiğimiz bu 13-14 yıllık süre içerisinde her zaman bir adım önde oldu. Fakat Rum tarafının tavrına baktığınız zaman ki, 2004 yılında yapılan referandumunda da bunu açıkça gördük. Referanduma 'hayır' demek suretiyle adanın birleşmesini de böylece bir kriz ortamına sürüklemiş oldular. 13 yıl sonra yine aynı noktaya geldik. Bu arada şartlar değişti. Bu süre içerisinde gerek Kıbrıs Türk tarafı gerek Türkiye olarak biz hep yapıcı bir tutum içerisinde olduk. Adanın iki toplumlu, iki kesimli adil, sürdürülebilir bir siyasi yönetim modeline kavuşturulabilmesi için çok yoğun bir çaba sarf ettik."

Kalın,"Enosis" kararının Kıbrıs Rum tarafının Yunanistan'a bağlanması idealini ifade ettiğine dikkati çekerek, bu kararla tekrar bu fikir ve bu hayalin canlandırılmaya çalışıldığına anlattı.

Bu fikrin kabul edilebilir hiçbir yanının bulunmadığını vurgulayan Kalın, kararın Rum tarafının niyetlerini göstermesi bakımından önemli olduğunu kaydetti.

Kalın, bu durumun, Kıbrıs Türklerinin, Türkiye'nin güvenlik ve garantilerine ilişkin kaygılarını ve ısrarının ne kadar haklı olduğunu bir kez daha teyit ettiğine işaret ederek, "Biz hep baştan beri söyledik. Türkiye'nin oradaki güvenlik ve garantilerle ilgili statüsü, garantör bir ülke olarak asla Rum tarafına dönük değildir, oradaki Kıbrıs Türklerini ve Doğu Akdeniz'deki barış ve istikrarı korumaya dönüktür. Umarız Rum tarafı bu kararından vazgeçer. Hele müzakerelerin kritik bir aşamaya girdiği böyle bir dönemde bu kararın gündeme getirilmiş olması elbette müzakereleri bundan sonra çok olumsuz yönde etkileyecektir. Adım atması gereken taraf Rum tarafıdır" değerlendirmesinde bulundu.