Son Sözü Kim Söylüyor?
Yrd.Doç.Dr. Güven ARIKLI
Ülkemizde meydana gelen yasa dışı uygulamaları gördükçe “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yasalarla yönetilen bir hukuk devletiyse, bu yasa tanımazlıklara nasıl oluyor da göz yumuluyor” diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
Yüksek İdare Mahkemesi kararını yok sayarak Meclis, Hükümet ve Mahkemeler’i dikkate almayanlar, kendini yargının üstünde görme gücünü nereden alıyorlar?
KKTC Yüksek İdare Mahkemesi (YİM) kararlarına uymayarak, dilediğini yapanlar ve bu duruma sessiz kalarak yasa tanımazlığa ortak olanlar hangi yüzle “KKTC bir hukuk devletidir” diyebiliyorlar?
Kendilerini Devlet’ten ve onun yüce mahkemelerinden üstün gören bu zihniyetin karşısına çıkmayıp geri adım atanların, bu hatadan en kısa zamanda dönmesini, gerekeni yapmasını beklemek en doğal hakkımızdır.
Buradan ilgililere bir kez daha sormak istiyoruz..
KKTC Yüksek İdare Mahkemesi'nin, "Girne Amerikan Üniversitesi tarafından kullanılan “Girne” isminin bir başka üniversite tarafından kullanılamayacağına" dair aldığı Ara Emri Kararı'nın uygulanmasını engelleyen kimlerdir?
KKTC Yüksek İdare Mahkemesi’nin Girne Amerikan Üniversitesi tarafından kullanılan “Girne” isminin bir başka üniversite tarafından kullanılamayacağına dair aldığı karar uygulanmayarak, bu ülkede kişilere özel meşruiyet alanları açılmak mı istenmektedir?
Şirketler Mukayyitliği’nin bağlı olduğu Ekonomi Bakanlığı, Yüksek İdare Mahkemesi kararının uygulanması için neden harekete geçmiyor?
Girne Belediyesi, Yüksek İdare Mahkemesi kararını nasıl oluyor da görmezden gelebiliyor?
Ulaştırma Bakanlığı, Girne Trafik Şubesi ve Girne Belediyesi, Yüksek İdare Mahkemesi kararıyla yasaklanmış Üniversite tabelalarının sökülmesi konusunda neden adım atmıyor?
Ne Yüksek İdare Mahkemesi kararı, ne de alınan ara emrini uygulamayarak Anayasal suç işleyen, mahkeme kararlarını hiçe sayan bu zihniyete daha ne kadar göz yumulacak?
Mahkeme kararlarını uygulamaktan bile aciz bir yönetimle, bu ülkede hak ve hukukun sağlanması konusunda hangi kuruma güvenebileceğiz?
Hükümet, Başbakan ve bakanlıklarla, onlara bağlı resmi daireler, Girne Amerikan Üniversitesi adına tescil edilmiş bir markanın izinsiz ve yasadışı olarak kullanılması konusunda ortaya çıkan hukuksuzluğa göz yumacaksa elbette bunun demokrasi açısından olumsuz sonuçları olacaktır.
Adalet ve onun aldığı kararları uygulamaktan kaçınanlar, adaletsizliğe ortak olarak hukuk dışılığa dolaylı da olsa destek verenler, bunun vebalinden kurtulamayacaklardır.
Adalet isteyenlerle, gizliden gizliye değil, apaçık olarak adaletsizliği savunanlar arasındaki bu mücadele, elbette adaletten yana olanların lehine olacaktır.
Bir kez daha uyarmak istiyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın Belediye Başkanı..
Yüksek İdare Mahkemesi’nin kararı ve alınan “Ara Emri”nin uygulanmasını engelleyenlere karşı hak ve adaletin yanında olmak için daha fazla beklemeyip gereğini yapın.
Aksi halde işlenen bu suça ortak olacak, hak ve hukukun uygulanmasına engel olmak suretiyle onlardan olacaksınız.
Bu ülkede son sözü kimin söylediğini öğrenmek istiyoruz; Hukuk mu, yoksa bir takım güçler mi?
Yrd. Doç. Dr. Güven ARIKLI
Faşist arıyorsanız Rum’a bakın! KKTC’deki sol sendika ve örgütlerin ağzından düşürmediği “faşist” sözcüğünün dik alasının yaşandığı Güney Kıbrıs’ta yaşananlar ortadayken, Güney’e geçen Kıbrıslı Türkler’in ELAM yanlısı gruplarca saldırıya uğradığı polis kayıtlarına geçmişken, Rum çocukları Türk düşmanı olarak yetiştirilirken KKTC’deki bazı sözde sendikacılar ve işbirlikçisi sözde gazete yazarları, ahlaksızca saldırılarda bulunmakta, Kıbrıs Türk Halkı’na apaçık ihanet etmektedir.
Kıbrıs Türkleri’nin 50’lerden bu yana yapmaya çalıştığı, vatanını, namusunu ve yaşama hakkını korumaktan başka bir şey değildir.
Buna hukukta “meşru müdafaa” denir.
1963’te anayasa değişikliği talebiyle Akritas Planı’nı uygulamaya koyan Rumlar, 20 Aralık 1963 gecesi başlayan olaylarla 30 köye saldırı düzenlemiş, bu sayı kısa sürede 103 köyde katliama dönüşmüştür.
1950’lerden başlayarak sistemli bir şekilde Türk düşmanlığını eyleme koyan Rumlar, 16 Ağustos 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kurulmasının ardından başlattığı dışlama ve soykırıma varan saldırılarını günümüzde de farklı boyutlarda sürdürmektedir.
KKTC topraklarında KKTC kimliği ile yaşamını süren bazı aklı evveller, hala Rumlar’la bir arada yaşama konusunda israr etmekte, Türk yönetimini akla hayale sığmayacak sözde suçlamalarla zor duruma düşürmeye çalışarak Rum yönetiminin uşaklığına soyunmaktadır.
Oysa genetiğinde Türk düşmanlığı bulunan Rumlar, hata üstüne hata yapmakta, insanlık dışı davranışlarına her gün bir yenisini eklemektedir.
Rum zihniyetini ortaya koyan son olayda, 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları için KKTC’ye gelmek üzere yola çıkan Sırp çocuklar, sınırdışı edilmiştir.
Bu olay, Rumlar’ın fanatizmden öte “Türk düşmanlığı” ile yoğrulmuş olduğunu ortaya koymakta, Rumlar’ın gülümseme maskesi altında kin, nefret ve yoketme arzusu taşıyan duygular yattığı ortaya çıkmaktadır.
Toplam sayısı 12 olan 10-13 yaşlarındaki çocuklar, sınırdışı edilerek özel bir uçakla ülkelerine gönderilmiş, Kıbrıs’tan deport edilmiştir.
Gözyaşları arasında ülkeleri ülkesine dönen çocuklar ve yanlarındaki eğitmenler, yaşananlara bir anlam verememiş, Rum’un çirkin yüzünü onlar da yaşayarak öğrenmiştir.
Peki içimizdeki Rumcular?
Başta KTÖS yöneticileri ve yandaşları olmak üzere kendilerine “Rumcu” denildiğinde canı sıkılan ve yüzü kızaranlara bir kez daha seslenmekte yarar var..
Bu insanlık dışı olayı siz nasıl karşılıyorsunuz?
Gündemi değiştirmek için “TL’den vazgeçelim, Euro’ya geçelim” diyerek bu olayı geçiştiremezsiniz.
Türkiye’deki Anayasa değişikliği ile ilgili gerçek dışı söylemlerinizle de bu olayı geçiştiremezsiniz.
Ne söylerseniz söyleyin inandırıcı olamayacağını biliyorsunuz.
Onun için sus-pus olup, sesinizi çıkarmıyorsunuz.
Sayın Akıncı’nın yüzüne kapıyı çarpıp sigarasını tüttüren Anastasiadis’e de bir sözümüz var.
“Siz hangi çağda yaşıyor, hangi akla hizmet ediyorsunuz.”
Siz kendinizi ne zannediyorsunuz?
- HOCALI’YI UNUTMAYACAĞIZ 25.02.2018
- Dr. Küçük ve Denktaş 14.01.2018
- 21 Aralık, Maskelerin Düştüğü Gündür... 21.12.2017
- SİZ KARAR VERİN… 17.12.2017
- Bu Adam mı ? Arkadaş! 08.10.2017
- Barzani’ye Son İkaz 04.10.2017
- Avrupa Birliği yerine Türk Birliği 06.09.2017
- NE ZAMAN KENDİNİN FARKINA VARACAKSIN? 12.07.2017
- Dün, Dünya Basın Özgürlüğü Günüydü ! 04.05.2017
- Faşist arıyorsanız Rum’a bakın! 20.04.2017
Yorumlar