İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik  Bölüm Başkanı da olan Prof. Dr. Elmacıoğlu, Kurban Bayramı'nda et tüketimine  ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Elmacıoğlu, dünyada ve Türkiye'de insanların yavaş yavaş bireysel  yaşamaya yöneldiği bir süreçte, bayramların tüm aileyi, akrabaları bir araya  getiren güzel dini ritüeller olduğu ifade etti.

Bir beslenme uzmanı olarak daha önceki yıllarda kurban etinin sert  olduğunu, sindiriminin zor olduğunu ve insanların bunu mümkünse bekleterek birkaç  gün sonra yemesi gerektiğini söylediğini hatırlatan Elmacıoğlu, sözlerine şöyle  devam etti:

"Bugün bu ritüelin, ailenin bir araya gelmesinde önemli bir faktör  olduğunu düşünüyorum ve diyorum ki evet kurban bayramında, bayram sabahı kurban  etleri, kurban kavurmaları yapılsın ama miktarını azaltalım. Mümkün olduğunca  azaltırsak biz bayramı en az sindirim problemiyle en mutlu şekilde geçireceğiz.

Bir yetişkinin 120 gram yani dört köfte kadar etin üstüne çıkmaması  gerekir. Ama ekonomik nedenlerle az et giren, genç kızların, hamilelerin ve  büyüme çağında çocuk olan evlerde her gün kurban etinin tüketilmesinin yarar  sağlayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla her daim alabilenler, bayramda az et  tüketsinler. Bayramın evlere et girmesi fırsatının yaşandığı ailelerde, her gün  100-150 gram tüketilmesinin hiçbir engeli yoktur."

Etteki demirin emilimi için bol sebze

Etin, demir ve folikasit gibi vitaminler yönünden çok zengin bir  kaynak olduğunu dile getiren Elmacıoğlu, "Ama etteki demirin daha çabuk emilimi  ve organizmada daha çabuk kan hücrelerinde kullanımı için bol salataya ve bol  sebzeye ihtiyaç var. Bu sebzenin salata şeklinde çiğ olması, folikasit emilimini  daha da çabuk arttırır. Bunun yanında içecek olarak belki de en masumu sudur.  Suyun yanı sıra  ayran en güzel içecektir. Hele ki Kurban Bayramı, ağustosun   sıcak günlerinde yaşanacağı için, belki su veya ayran en güzel içecek olarak etin  yanında tavsiye edilir." dedi.

Uzun süre ve sıklıkla tüketilen hayvansal kaynakların, kan yağlarına,  diyabet hastalığına neden olabileceğini aktaran Elmacıoğlu, bayramda uygulanacak  dört günlük beslenme programının bu risk grubunda olanların durumunu daha da kötü  hale getirmeyeceğini belirtti.

Risk grubunda olan kişiler günlük 100 gram etin üzerine çıkmazlarsa,  bir sorun yaşamayacaklarını düşündüğünü ifade eden Elmacıoğlu, "Ama bir  diyabetlinin ve bir obez kişinin veya kan yağları yüksek insanların zaten bayram  değil, her daim dikkat etmesi gerekir. Dolayısıyla bayramda da tüketilen miktar  az olacak, bayramdan sonra tüketilen miktar hep az devam edecek. Yoksa dört  günlük bayram, risk grubundaki insanları daha kötü yapmaz." değerlendirmesinde  bulundu.

"Sakatatlar çok değerli hayvansal protein kaynağı"

Sakatatların da çok değerli hayvansal protein kaynakları olduğunu  anlatan Elmacıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Daha önceki yıllarda belki hijyenik açıdan hayvan kesimleri bu kadar  dikkatle yapılmıyordu. Günümüzde kurbanlık kesim alanları, son derece hijyenik ve  iyi yerler. Dolayısıyla buralarda sürekli veterinerlerin bulunması, etlerin ve  canlı hayvanların veteriner kontrolünden geçmiş olması, sakatatların sağlığı  konusunda da bize bir garanti veriyor.

Dolayısıyla sakatatların da hiçbir koşulda tüketimden uzak  düşünülmemesi lazım. Karaciğer belki demirin en güzel kaynağı. Hatta bayram günü  tüketilmiyorsa daha sonra soğuk şekilde iyi muhafaza edilerek tüketilebilir.  Hayvansal protein kaynakları olan etten, kemikten, sakatattan  her daim  faydalanmasının şart olduğunu düşünüyorum. Çok değerli, çok kıymetli  kaynaklardır."

Sağlıklı kavurma tarifi

Kurban Bayramlarının olmazsa olmaz yemeği kavurmanın hazırlanışına  ilişkin bilgi veren Elmacıoğlu, şunları söyledi:

"Sabah kesilmiş kurban eti çok küçük kuşbaşı şeklinde parçalanır ve  hayvanın kendi yağı ile kavrulur. Burada ki yağ genelde kuyruk yağıdır. Kuyruk  yağı tereyağından daha masum bir yağdır. Dolayısıyla kavurma yapılacak etin,  hayvanın kendi yağıyla kısık ateşte uzun süre kendi suyunu kaybetmeden pişirmek  en doğru yöntemdir. Kendi yağı dışında dışarıdan başka yağ koymak, etin hem  kalitesini hem lezzetini bozar hem de pişme süresini de uzatır. Tereyağ yerine  kuyruk yağının daha masum olduğunu ifade etmem gerekir."

"Eti, mangal için bir iki gün bekletin"

Kurban etini mangalda pişirmek isteyenlere de önerilerde bulunan  Elmacıoğlu, "Ancak mangaldaki eti pişirmek için kurban etini bir iki gün  bekletmiş olmak çok daha doğru bir yöntemdir." dedi.

Pişirirken, mangal ile etin arasında en az 15-20 santimetre mesafe  olması gerektiğini anlatan Elmacıoğlu, "Çünkü etin gözle görünmeyen yağları, ısı  ile erimeye başladığında o yağlar kömür ateşindeki karbon bileşiklerini tekrar  alarak ete yapışabilir. Bu, kanserojen dediğimiz kanser yapıcı bileşikleri ifade  eder. Ama ayda yılda bir yapılan bir mangal için bunu olumsuz olarak  nitelendirmemek lazım. Sıklıkla mangal yapan aileler için mangalın en az 10-15  günde bir hatta ayda bir yapılması, sağlık açısından önerilir." diye konuştu.

Tatilcilere gıda uyarısı

Dokuz günlük bayramı, tatil olarak değerlendiren kişilerin de gezmek  ve dinlenmek için fırsat bulacağını ifade eden Elmacıoğlu, tatilcilere de şu  uyarılarda bulundu:

"Tatil alanları, oteller, kamp merkezlerinde yoğun bir nüfus  toplanıyor. Buralardaki gıda hijyeni, soğuk zincir dediğimiz gıdaların bozulmadan  korunabilmesini veya açık büfelerde saatlerce bekleyen yiyeceklerin tüketildikten  sonra insanlara vereceği zararı çok iyi düşünmek lazım. Hayvansal protein kaynağı  olan et, süt, yumurta son derece dayanıksızdır. Çok kolay bozulabilir ve ciddi  sağlık problemleri yaratabilir. Beklememiş gıda tüketmek ve mümkün olduğunca  tatil yörelerinde daha az yemek, güvenilir yiyeceği tüketmek bir öneri olabilir."