Soygun duruşması devam ediyor…

Evrim Kamalı
KIBRIS MANŞET ÖZEL HABER

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen 3 Milyon TL’lik silahlı soygun ile ilgili duruşma kaldığı yerden dünde devam etti. Başkan Ömer Güran, Kıdemli Yargıç Melek Esendağlı ve Yargıç Alev Ulunay huzurundaki davada bugün yeni tanıklar dinlendi.

İddia makamı dünkü duruşmada önce Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tijen Sönmez’i tanık olarak dinletti. Sönmez, sanığın tutuklandıktan sonra ceza-i ehliyetinin olup olmadığına bakılması için hastaneye getirildiğini, yaptığı muayeneler sonucu sanığın doğruyu yanlışı ayıracak zeka da olduğunu, dolayısı ile ceza-i ehliyetinin bulunduğunu söyledi. Doktor tanığın ardından tanık kürsüsüne soygunda kullanılan lacivert renkli aracı satan Tahir Kürdü isimli şahıs çıktı. Kürdü, kaportacı olduğunu, aracı iş karşılığında alıp tamir edip satılığa çıkardığını söyledi. Kürdü, aracın üzerine astığı telefon numarasını arayan şahsa aracı 2 bin 750 TL’ye sattığını ifade etti. Kürdü’nün ardından tanık kürsüsüne araçta takılı olan sahte plakanın sahibi Hanifi Kahraman çıktı. Kahraman, DC 991 plakalısının kendi ismi üzerine kayıtlı olduğunu ancak kayıtlı aracını soygundan birkaç ay önce hurda olarak sattığını, bunu Müslüm Fırat’ın bildiğini ifade ederek, plakanın üzerine yapıştırıldığı lacivert renkli aracın ise kendisine ait olmadığını söyledi.

Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi’nde görevli Tanık Kemal Karamustafa ise olay günü Mevlevi Çemberi’nde önünden hızlıca lacivert renkli bir araç geçtiğini, gri renkli kiralık aracın önünü kestiğini, araçtan ellerinde silah olan maskeli iki kişinin çıkarak, kiralık araca doğru ilerlediğini söyledi. Karamustafa, iki şahsın kiralık araçta bulunanlara elleri ile işaret ederek çıkmalarını istediğini, bir maskeli şahsın havaya bir el ateş ettiğini belirterek, daha sonra birinin kiralık araca diğerinin ise lacivert araca binerek uzaklaştığını dile getirdi. Kiralık araçta olan iki kişinin ise yardım istediğini ancak onlara polisi aramalarını söylediğini anlattı.

Kooperatif Bankası çalışanları ve olay günü soyulan iki görevli Gültekin Serinkan ile Halil Ceylan da olay günü paraları Merkez Bankası’ndan aldıklarını, yola koyulduklarını ifade etti. Serinkan ile Ceylan Mevlevi çemberine geldiklerinde lacivert bir aracın önlerini kestiğini, araçtan ellerinde silah, yüzlerinde maske ve üstlerinde askeri kıyafet bulunan iki kişinin çıkarak kendilerine yaklaştığını anlattı.

Gültekin Serinkan, birisinin yanına gelerek araçtan inmesini söylediğini, indiğini ifade ederek şunları söyledi: “İki maskeli aracımızın önüne geldi. Biri aracın önünde, diğeri ise bulunduğum şoför koltuğu kısmına geldi. Bana, ‘İn ulan aşağı’ dedi. Silahı üzerime doğrultarak beni refüj dışına çıkarttırdı. Diğer kişi ise o esnada bir el havaya ateş edip, silahı Halil Ceylan’a doğru doğrulttu. Çok korktum ve onların Halil’i sonra beni vuracağını düşündüm. Ölüm ile burun buruna geldim.” Gültekin Seriankan, banka aracı bozulduğu için 3 aydır kiralık araçla para taşıdıklarını ve her para taşıdıklarını da aynı güzergahı kullandıklarını dile getirdi.

Halil Ceylan ise maskeli ve silahlı diğer şahsın ise kendisini indirmeye çalıştığını, silahın oyuncak olduğunu düşündüğü için inmediğini ve o esnada maskeli şahsın havaya bir el ateş ederek, tekrar inmesini istediğini ve silahı yüzüne doğrulttuğunu anlattı. Rıfat Fırat’ın

Aydınköy’de yaşadığını ve evinin 200 metre ilerisinde oturduğunu, Mustafa ve Bilaç Çetereisi kardeşleri de tanıdığını ve onlarında Güneşköy’de yaşadığını ifade eden Halil Ceylan, Rıfat Fırat’ın bankada para taşıma işlerini yaptığına dair bilgisi olduğunu belirtti. Ceylan, maskeli ve silahlı soyguncuların boylarının ve fizik yapılarının Rıfat Fırat ile Mustafa Çetereisi ile aynı olduğunu söyledi.

Güleyurt Adli Şube Amiri Başmüfettiş Salih Ceylan ise Müslüm Fırat’ın kendisini telefonla arayarak şubeye gelmek istediğini, geldiğini, orada Türkiye’de bulunan Rıfat Fırat’ı telefonla aradığını ifade ederek, “Tam o esnada telefonu aldım Rıfat Fırat ile konuştum. Bana soygunu Mustafa Çetereisi’nin planladığını, soygunu beraber işlediklerini, silahların ise Mustafa Çetereisi’nde olduğunu söyledi” şeklinde açıklama yaptı.

Tanıkların dinlenmesinin ardından Başkan Ömer Güran davayı kaldığı yerden dinlenmek üzere 1 Nisan tarihine erteledi.