UBP'DEN DAHA SUÇLULARI VAR !

Deneyimli Gazeteci Yazar Sabahattin İsmail Halkın Partisi’nin UBP ile koalisyon kurmama kararı ile ilgili kamuoyunu aydınlatmak maksadıyla sosyal medyada önemli açıklamada bulundu.


“Hesap sormak sadece UBP hükümetini değil geçmiş hükümetleri de yani CTP ve DP’yi de kapsamalıdır.”

Geçmişte CTP hükümeti döneminde yapılan yolsuzluklar için Başbakanlık Denetleme Kurulu ve Sayıştay tarafından hazırlanan 13 yolsuzluk dosyası savcılığa ve polise iletilmiş ancak hasıraltı edilmiştir.

“KTHY ve Geçitkale Havaalanının devre dışı bırakılmasına neden olan ve CTP’nin hesap vermesini gerektiren dosyalar da vardır.

Yani 15 dosya söz konusudur.”

“DP’nin de hesap vermesi gereken icraatlar vardır.

Dolayısı ile hesap sorma tüm statüko partilerini kapsamalıdır.”

O nedenle belirlenecek koalisyon şartları tüm partiler için geçerli olmalıdır.

Hesap sormak için iktidar olmak, ancak iktidar olmak için de halka verilen sözlerden caymamak şarttır.

 İktidara ortak olmak demek sözlerden caymak demek değildir.

Sözleri içeren ilkeleri ve programı belirleyip muhataplara bunları dayatarak, hesap sormak için iktidar arayışı içinde olmak dürüst siyasete ters değildir.

Aksi halde hesap sormak ve verilen sözleri tutmak isteriz derken gerçekte ise hesap sorma imkanını yitirmiş olursunuz.

Bırakın onlar sizin hesap sorma talebinizi reddetsin, bu nedenle şartlarınızı kabul etmesin ve halk da bunu görsün.

HP verdiği hesap sorma sözünü içeren hükümet olma ilkelerini kamuoyuna duyurarak bu ilkeler çerçevesinde ülkeyi hükümetsiz bırakmayacak teklifleri değerlendireceğini duyurabilir.

 Bunu yapmak, verilen sözden caymak değil, verilen sözü yerine getirmek için mevzi almaktır

Deneyimli Gazeteci Yazar Sabahattin İsmail Halkın Partisi’nin UBP ile koalisyon kurmama kararı ile ilgili kamuoyunu aydınlatmak maksadıyla sosyal medyada açıklamada bulundu.

Sabahattin İsmail’in sosyal medyadan yaptığı  açıklaması şöyle:

Yolsuzluk yapanlardan mutlaka hesap sorulmasını savunan, bunun için bugüne dek yüzlerce belgeli yazı yazan savcılıkta görüşülen yolsuzlukları gözler önüne seren biri olarak görüşümü söylemek istiyorum:

1- Seçim kampanyasında verilen sözler tutulmalıdır. Dürüst siyaset bunu gerektirir.

2- Seçimde verilen sözleri tutmanın yolu ilkeleri savunarak iktidar olmaktır. İktidar olmak demek verilen sözleri tutmamak, sözlerden caymak anlamına gelmez

3- HP verdiği hesap sorma sözünü içeren hükümet olma ilkelerini kamuoyuna duyurarak bu ilkeler çerçevesinde ülkeyi hükümetsiz bırakmayacak teklifleri değerlendireceğini duyurabilir. Bunu yapmak, verilen sözden caymak değil, verilen sözü yerine getirmek için mevzi almaktır

4- Bu durumda muhatapların karar vermesi gerekecektir. Ya HP ile hesap soracak bir hükümet kurmayı kabul edecekler ya da biz hesap sorulmasını istemiyoruz diyerek HP nin kapısına gelmeyecekler, halk da bunu görecek. Veya kendi iç temizliklerini yapıp hesap sorulmasına karşı çıkanları temizleyip öyle gelecekler.

5- Hesap sormak sadece UBP hükümetini değil geçmiş hükümetleri de yani CTP ve DP’yi de kapsamalıdır. Geçmişte CTP hükümeti döneminde yapılan yolsuzluklar için Başbakanlık Denetleme Kurulu ve Sayıştay tarafından hazırlanan 13 yolsuzluk dosyası savcılığa ve polise iletilmiş ancak hasıraltı edilmiştir.Bunlardan ayrı olarak KTHY ve Geçitkale Havaalanının devre dışı bırakılmasına neden olan ve CTP’nin hesap vermesini gerektiren dosyalar da vardir. Yani 15 dosya söz konusudur..DP’nin de hesap vermesi gereken icraatlar vardır.Dolayısı ile hesap sorma tüm statüko partilerini kapsamalıdır.O nedenle belirlenecek koalisyon şartları tüm partiler için geçerli olmalıdır.

6- Hesap sormak için iktidar olmak  ancak iktidar olmak için de halka verilen sözlerden caymamak şarttır. İktidara ortak olmak demek sözlerden caymak demek değildir. Sözleri içeren ilkeleri ve programı belirleyip muhataplara bunları dayatarak, hesap sormak için iktidar arayışı içinde olmak dürüst siyasete ters değildir. Aksi halde hesap sormak ve verilen sözleri tutmak isteriz derken gerçekte ise hesap sorma imkanını yitirmiş olursunuz.Bırakın onlar sizin hesap sorma talebinizi reddetsin, bu nedenle şartlarınızı kabul etmesin ve halk da bunu görsün.

7. KKTC hukuk sistemine göre siz mahkemeye götüremezsiniz . Bu polisin ve sonra savcılığın işi. Yapılması gereken dokunulmazlıkların kaldırılmasi ve yolun açılmasıdır.Bunun da yolu çok basittir. Madem UBP dışındaki tüm partiler bunda hemfikirdir o zaman meclisin açıldığı ilk gün 29 milletvekilinin önerisi ile ilk adım atılır. Gerekli prosedür geçilir ve dokunulmazlık 29 oyla kaldırılır. O zaman da polis ve savcılığa yapılan suç duyuruları ile yasal süreç başlar.Hukuki yol bu olduğuna göre bir an önce ülkeyi iktidar boşluğundan kurtarmak için gerekli adım atılabilir.Ha bu arada Sn.Özgürgün dışında birinin  hükümeti kurma görevini alması konusu da gündeme getirilebilir.Hukuki prosedür bu denli açık ve kolayken ülkeyi hükümetsiz bırakmak veya hakkında 15 yolsuzluk dosyası olan CTP ve Türkiye'nin suyuna bile karşı çıkan TDP ile hükümet kurulmasını önerenlerle hemfikir değilim