Yarı ömrünü cephede geçirdikten sonra kendini ülkenin kuruluşuna adayan Atatürk, içindeki çocuk sevgisini evlat edinerek dindirmeye çalıştı.

Çıktığı gezilerde çocuklarla yakından ilgilendi. Onları dinledi, türküler söyletti, şakalaştı. Çocukla çocuk oldu...

“Çocuk! Dili bir çıkmaza saplamışızdır.. Dilimizi bu çıkmazdan biz kurtarmalıyız!” Atatürk’ün en ünlü sözlerinden biridir.

Türk dili çalışmalarıyla ilgili eleştirilerini Falih Rıfkı Atay’a anlatırken kullandığı bu cümlede olduğu gibi Atatürk etrafındakilere “Çocuk!” diye hitap etmeyi pek severdi.

Atatürk’ün herkesçe malum çocuk sevgisinin diline yansımasıdır diye düşünülebilir mi acaba? Bunu bilemiyoruz.

Ancak ömrünün yarısı cephelerde geçmiş Mustafa Kemal’in, en çetin şartlarda bile kalbi boş kalmamış, ömrünün her devrinde zarif ifadelerle mektuplaştığı; kalbini açtığı biri mutlaka olmuştur.

Ancak bir boşluk var ki Atatürk o boşluğu ömrü boyunca dolduramış, bu boşluğun sızısını da etrafındakilerle paylaşmıştır: Çocuk... Anadolu’nun ücra köşelerine yaptığı ziyaretlerde gözlerinde zeka parıltısı gördüğü çocukları okullara yönlendiren Atatürk’le ilgili yazılan kitapların her birinde onun çocuk sevgisine dair bir hikâye mutlaka vardır.

MANEVİ EVLATLARI
Bazı kaynaklara göre Atatürk hayatı boyunca kız ve erkek 9 evlat edinmiştir.

Bunlar: Abdurrahim, Afife, Zehra, Rukiye, Nebile, Sabiha (Gökçen), Sığırtmaç Mustafa ve Afet (İnan) ve Sabriye’dir.Sabiha Gökçen’e göre ise 6 kızı (Afet, Zehra, Rukiye, Nebile, Ülkü ve Sabiha) manevi evladı olmuştu. Atatürk’ün vasiyetinde de 1935’te ölen Zehra dışında 5 isim (Afet, Rukiye, Nebile, Ülkü ve Sabiha) yer alıyor.
Sabiha Gökçen
Bursa’da 1913’te doğan Sabiha, ilkokula giderken babasını kaybetti. 1925’teki Bursa gezisinde Atatürk ile tanıştı. Evlat edilinel Sabiha, Ata’nın yönlendirmesiyle Havacılık Okulu’na girdi.

Atatürk, göklere tutkusuna izafeten ona ‘Gökçen’ soyadını verdi.
Nebile İrdelp
1927’de Çapa Öğretmen Okulu’ndan üç kız öğrenci Dolmabahçe Sarayı’na getirilir. Atatürk’ün ilgilendiği Nebile, sarayda kalır.

Nebile Viyana Büyükelçiliği Başkâtibi Tahsin Bey’le evlenir. Düğünde Atatürk ve İsmet İnönü nikâh şahidi olur.
Rukiye Erkin
Atatürk, Rukiye ile Konya’da tanışır. Rukiye’yi Ankara’ya getirerek evlat edinir. Eğitimini tamamladıktan sonra bir subay ile evlendirilir.

Dolmabahçe Sarayı’ndaki düğünde Atatürk ilk dansı Rukiye ile yapar.
Zehra Aylin
Babası ölünce Atatürk 1924’te evlat edinir. Londra’da eğitimine devam ederken 1935’te tren kazasında hayatını kaybeder.
Ülkü Adatepe
Ülkü’nün annesi Selanikli Vasfiye Hanım, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın manevi kızıdır. Vasfiye hamileyken, Atatürk doğacak çocuk kız ya da erkek olursa adını ‘Ülkü’ olmasını ister.

1932 doğumlu Ülkü büyüdükçe Atatürk’e daha da yakınlaşır. Atatürk, yurt gezilerinde onu yanından ayırmaz.
Afet İnan
Atatürk, 11 Ekim 1925’te İzmir’e geldiğinde kendisi gibi Selanikli olan Afet’le yakından ilgilenir. Ailesiyle tanışır. Dil eğitimi için İsviçre’ye gönderir.

Türk Tarih Kurumu’nun kuruluş çalışmalarına da katılan İnan, 1950 yılında profesör unvanı aldı.
Abdurrahim Tunçak
Atatürk’ün ilk evlat edindiği Abdurrahim’in (Tunçak) Van’dan getirildiği anlatılır.

Sanayi Mektebi’nde okuyan Abdürrahim, Atatürk tarafından 1929’da Berlin Teknik Üniversitesi’ne gönderilir. Yine Atatürk tarafından 1934 yılında Tunçak soyadı verilir.