CUMHURBAŞKANI AKINCI’NIN BASIN TOPLANTISI 

 

AKINCI: “ÖNCELİKLE AÇIK VE NET BİR TABLONUN ORTAYA ÇIKMASI GEREKİR”

 

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, müzakerelerin yeniden başlayacağını söyleyebilmesi için ortaya açık ve net bir tablonun ortaya çıkması gerektiğini, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin geçici olarak atadığı temsilcisinin de bunun için çalıştığını söyledi.

 

Mustafa Akıncı, Cumhurbaşkanlığı’nda bu akşam düzenlediği basın toplantısının soru bölümünde, “Konuşmanızdan müzakere sürecinin yeniden başlamaz manası çıkarılabilir mi?” yönündeki soru üzerine, müzakerenin başlaması için öncelikle açık ve net bir tablonun ortaya çıkması gerektiğini, bu tabloyu iki tarafın yanında Birleşmiş Milletler’in de beklediğini belirtti.

 

BM Genel Sekreteri’nin Crans - Montana’da garantör ülkelerin katılımıyla yapılan görüşmelerden sonra taraflara durum değerlendirmesi yapmasını ve karşı taraf ile bir notaya varma olasılığını değerlendirmesini istediğini, bunun için de danışman olarak geçici bir görevlendirme yaptığını kaydeden Akıncı, muhtemel bir anlaşmanın temellerinden birinin siyasi eşitlik olduğunu, bu konuda bir netlik oluşmazsa çok büyük sıkıntılar yaşanacağının aşikar olduğunu, dolayısıyla Genel Sekreter’in tarafların siyasi eşitlik ilkesinden ne anladığını da duymak isteyeceğini ifade etti.

 

 “Kararları sadece çoğunlukta olan taraf alabiliyorsa bu siyasi eşitlikle ilişkilendirilebilir mi? Biz ilişkilendiremiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, iki tarafın ortak olacağı bir yapıda siyasi eşitliğin olmaması halinde bir tarafın figüran konumuna indirgenmiş olacağını söyledi.

 

Ucu açık süreçlerin geçmişe ait olduğunun, Genel Sekreter’in raporunda belirildiğini ifade eden Akıncı, yeni adım atılabilmesi için gerek içerik gerekse modalite anlamında bir uzlaşma olması gerektiğini kaydetti.

 

Görüşmelerin yeniden başlayıp başlamayacağını söyleme noktasında olmadığını, müzakere zemininin bulunup bulunmadığını görmek için Genel Sekreteri’nin geçici olarak görevlendirdiği Jane Holl Lute’nin öncelikle temaslarını tamamlaması gerektiğini kaydeden Akıncı, bugüne kadar varılan mutabakatları da çiğnetmeden, Lute ile temaslarını sürdüreceklerini, ortaya çıkan sonuca göre de karar vereceklerini ifade etti.

 

HAYAL KIRIKLIĞI

 

Hayal kırıklığı yaşayıp yaşamadığı sorusuna Akıncı, kişisel duygularının bir yere kadar önemli olduğunu, esas olanın toplumların geleceği olduğunu, bu mevcut durumu kısa vadede Kıbrıslı Türkler açısından sağlıklı görmediğini, uzun vadede de Rumlar açısından sağlıklı görmediğini, bu nedenle “makul olanda buluşma gerektiği” çağrısı yaptığını söyledi.

 

Gelecek kuşaklara daha iyi bir Kıbrıs bırakmak gerektiğini kaydeden Akıncı, konferanstan sonuç alınamamasının üzücü olduğunu, yeni fırsatlar doğması halinde her iki toplumun bunu adanın yararına kullanmak istediğini, Genel Sekreter’in de buna yardımcı olma çabası içerisinde olduğunu; ancak bunun gerçekçi bir zeminde aranması gerektiğini ifade etti.

 

Mevcut durumun böyle devam edemeyeceğini seslendirenlerin sayısının günden güne arttığını ifade eden Akıncı, hidrokarbon yataklarının ya işbirliği alanı ya da bir gerginlik nedeni olacağını, gerginlik nedeni olmaya aday bir alan olduğunu, bunun her geçen gün görüldüğünü, akıl yolunun bu zenginliklerin değerlendirilmesi için ortak yol bulunması olduğunu belirtti.

 

İki toplum arasında azınlık çoğunluk ilişkisi olmayacağının bir Birleşmiş Milletler parametresi olduğunu, dolayısıyla azınlığın çoğunluğu yöneteceği bir durumun gündemde olmadığını kaydeden Akıncı, “Sayısal eşitliğin olmadığı federal kurul ve kararlarda, etkin katılım esastır ve siyasi eşitliğin bir gereğidir” dedi.

 

Rekabet kurulu ve kamu hizmetleri yönetiminin sayısal eşitliğin olacağı kurullar olacağını ancak sayısal eşitliğin olmayacağı kurulların da olacağını ifade eden Akıncı, altı Kıbrıslı Rum ve üç Kıbrıslı Türk olan bir kurulda dikkat edilmesi gereken noktanın, bir kararda Kıbrıslı Türk üç üyenin tümünün hayır demesi durumunda, federasyonu fonksiyonel kılacak olanın Kıbrıslı Türklerin hayır demesine rağmen kararın geçirilmesi mi yoksa Kıbrıslı Türkleri ikna etmeye çalışmak mı olduğunu söyledi.

 

VETO

 

Veto konusunda ise, olası bir anlaşmada üç önemli alanda birlikte karar verilmesini istediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, burada da arananın hem fikirlik olduğunu, üzerinde anlaşılan konulardan da birinin bu olduğunu söyledi.

 

SİYASİ EŞİTLİK KONSUNDA GRİ ALAN YOKTUR

 

Akıncı, “Siyasi eşitlik konusunda gri alan yoktur; ya karalara etkin katılım olacak ya da olmayacak” dedi.

“Yeni fikirler neden konuşulamaz” şeklindeki soruya karşılık da Akıncı, bir 50 yıl da müzakere süreci olamayacağını, şimdi önümüzde belli hedefleri içeren bir planlama olacağını, bunun uzun süreçler içermeyeceğini, Lute’nin amaçlarından birinin bu olacağını söyledi.

 

Federal çözüm dışında olabilecek iki seçenek bulunduğunu, bunlardan birinin üniter devlet ki buna Kıbrıslı Türklerin karşı olduğunu, diğerinin de iki ayrı bağımsız devlet olduğunu, buna da Kıbrıslı Rumların karşı olduğunu kaydeden Akıncı, Anastasiadis’le 16 Nisan’da yaptığı görüşmede, bu konunun gündemde olup olmadığını sorduğunu, aldığı yanıtın, böyle bir şey görmediği yönünde olduğunu ifade etti.

 

STATÜKOYU PEKİŞTİRMEK İŞİM DEĞİL

 

“Federal çözüm dışında AB içinde iki devlet formülü var da Akıncı’nın bu formülden kaçındığı” şeklinde bir düşüncenin de yanılgı olacağını ifade eden Akıncı, “Ben mümkün olanın peşindeyim, Mümkün olmayan bir şeyi hayal ederek zaman harcamak ve statükonun daha da pekişmesine hizmet etmek benim işim değil” dedi.

 

Federasyon oluşturmada iki tarafın istekliliğinin gerekli olduğunu kaydeden Akıncı, “Ya sirtaki ya halay gerekir bize, el ele tutuşarak, sadece iki toplum değil, garantörler, Birleşmiş Milletler, gözlemci olarak Avrupa Birliği, uluslararası toplum, sivil toplum örgütleri… hepsinin çaba harcaması gerekir” diye konuştu.

 

FIRSATI EN İYİ DEĞERLENDİRME ÇAĞRISI

 

Müzakere süreçlerinde duyguların ölçü olmaması gerektiğini, akıl ve mantığın duygulardan önce gelmesi gerektiğini belirten Akıncı, alınan önemli inisiyatiflerin karşılıksız kalmaması gerektiğini söyledi ve Genel Sekreter’in yardımcı olma hevesi varken bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirme çağrısı yaptığını vurguladı.