Bugün ki yazıda birkaç konuyu ele almak istiyorum, malum geçen hafta tatilde olduğumdan mütevellit, bahsetmek istediğim konuların gazı kaçmadan paylaşmak istiyorum sizlerle.

Gecikmeli Seçim Yazısı!

Seçim bitti ama benim söylemek isteyip, söyleyemediğim şeyler var:

Efendim malum geçen hafta seçimler yapıldı, ülke hareketli günlerin ardından, rutinine döndü çok şükür, bütün başkanlara hayırlı olsun, giriştikleri işte alınlarının akıyla çıkarlar inşallah.

Ben seçimlerden önce gençlerin seçim yarışında yer almalarından dolayı baya memnun ve heyecanlıydım. Acaba seçmen gençlere güvenip oylarını genç adaylardan yana kullanacaklar mı?

diye de meraktaydım. Ama henüz hazır değilmişiz ki sadece Mehmet Harmancı ile test sürüşüne çıktık.

Neden gençlerden bu kadar korkuyoruz bilmiyorum.

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettiğinde yirmili yaşlarında genç bir adam olduğunu bilmiyoruz galiba. Güncel bir örnek de İtalya’dan. İtalya Başbakanı Matteo Renzi en genç başbakan unvan’ı ile 22 şubattan itibaren makamında görevini yerine getirmekte.

İnanıyorum ki Mehmet Harmancı bir ilk olacak, başarısı ile kendinden sonraki genç adayların önünü açacak.
Bu Sefer Balkanlar’dan Sıcak Hava Geldi.

Nefes alamıyorum; sıcaklar fena yere serdi beni. Her yaz olduğu gibi en yakın arkadaşım klimam. Onsuz bir hayat düşünemiyorum.

Ne kadar şanslıyız biz insanlar değil mi ?

Kafamız çalışıyor rahatımız, ferahımız için, teknoloji harikası elektronik ürünler yapıp keyifle kullanabiliyoruz.
Biz keyif yaparken hayvanları unutmayalım bu sıcak hepimize. Sizlerden ricam çevremize daha duyarlı olalım ve farkında yaşayalım. Hayvanlar için evimizin dışına en azından bir kap su bırakalım.

Girne belediyesi önünde sokak hayvanları için su ve mama kabı vardır. Gördünüz mü hiç? Bilmem ama! Bu yazıdan sonra belki dikkat edersiniz.

Belki yiyecek veya su bırakırsınız, hatta imkânı olanlarımız bu işi mahallelere yayabilir. Bu sayede daha çok sokak hayvanı su ve yiyecek bulabilir.

Turist Patlaması!
Gökten turist yağmasını bekliyoruz galiba? Pek bir rahat ve ‘cool’ takılıyoruz da !

Millet çölden cennet yaratıyor, Dubai çok değil bundan 30 sene öncesine kadar kum tepelerinden başka şeyi olmayan bir ülkeydi. Akıllı millet. Baktı enerji kaynakları sonsuza kadar yetmeyecek, ‘Bacasız fabrikalar’ kurdular, turizme yöneldiler.

Şimdiler de dünya jet-set i ülkelerinin müdavimi.

Vegas. Ayrı bir ütopya. Hâlâ dünyanın en çok turist çeken metropolü. Ve tabi ki diğer müthiş girişimcilik örneği Disney Land tam anlamıyla hayal dünyası. Yılda ortalama 30 milyon ziyaretçi bir adamın hayallini ziyaret ediyor.

Müthiş değil mi?

Yukarda bahsettiğim üç noktanın ortak özelliğini anlamışsınızdır sanırım
Evet; bahsettiğim bu üç noktanın da tarihi bir geçmişi yok, doğal güzellikleri yok, hava desek sıcak ve nemli, az sonra fırtınalı şimşekli anlayacağınız yaşam için uygun bir ortam sayılmaz.

Ama adamlar yapmış helal olsun, darısı başımıza olsun.

Sanırım bizde eksik olan şey bakış açısı, muhteşem tarihi eserlerimiz var, hem makette değil, bildiğin taştan topraktan, yeme içme kültürümüz var insanın görünce ağzını sulandıracak cinsten, öyle iki ekmek arası yüz gram et değil, havamız, doğamız, temiz denizimiz var. Varda var anlayacağınız.

Yaşadığımız kültürün, tarihin, doğal zenginliklerin farkında olsak yeter. Biraz da çaba sarf edersek, her şeyi devletten beklemeyip kişisel girişimlerimizle de birçok şeyi değiştirebiliriz.