Genel Kurul’da Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun konuşması sırasında ve sonrasında Mecliste sözlü tartışmalar yaşandı.

-Erhürman

Tartışmalar ardından Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’na cevaben söz alan söz alan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Tahsin Ertuğruloğlu’nun konuşmasını dikkatle dinlediğini ifade ederek, İngiltere’nin eski Kıbrıs Özel Temsilcisi Lord David Hannay’in söylemlerinin Ertuğruloğlu’nun konuşmanın ana omurgasını oluşturmasını hayretle dinlediğini söyledi.

Uluslararası siyasette adalet olmadığının bir gerçeklik olduğunu ifade eden Erhürman, Ertuğruloğlu’nun konuşmasında statükonun bozulması gerektiğini söylediğini, kendilerinin de aynı şeyi söylediğini, ancak Ertuğruloğlu’nun konuşmasında bunun nasıl bozulacağını söylemediğini kaydetti.

Şu anda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Rumlar üzerinden şekillenmiş, BM desteklediği ve AB’ye üye olan bir devlet olduğuna işaret eden Erhürman, “Statükoyu değiştirmek istediğini söylemek başka, değiştirmek için formüller ortaya koymak başka. Ama bu formüller ortada yok” şeklinde konuştu.  

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun konuşmasında ortaya koyduğu görüşleri eleştiren Erhürman, Ertuğruloğlu’nun Oğuzhan Hasipoğlu’yla aynı fikirde olmadığını, Derviş Eroğlu’nun da imzaladığı 11 Şubat belgesiyle aynı fikirde olmadığını gösterdiğini, Bakan'ın bu durumda müzakere masasına oturan Denktaş’la da aynı fikirde olmadığı görüşünü dile getirdi.

Erhürman, AB üyesi bir çok devletin egemenliğinin şu anda sınırlı olduğunu, hangi devlete ayrılma veya birleşme hakkı tanındığını sordu.

Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını savunacak güçte olunduğuna inanılması gerektiğini söyleyen Erhürman, “Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını her türlü savunabileceğinize inanmayacaksınız o makamlarda oturmayacaksınız.” dedi.  

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin'le yaptığı görüşmelere de değinen Erhürman, “Madem BM’ye güvenmiyorsunuz, güvenmediğiniz yerlerle niye görüşüyorsunuz, niye atanmasına izin veriyorsunuz, taleplerinizi neden iletiyorsunuz” diye sordu.

Kophenhag’a giderken imzalamamak şartıyla gidildiğini ifade eden Erhürman, Kophenhag ve Lahey’in önemine değinerek, referanduma hayır denildiği takdirde, AB’ye üye olunamayacağının da konununun bir parçası haline gelmesinin söz konusu olduğunu, tarihsel meselenin bu olduğunu kaydetti.  

Erhürman, “İmzalamayacağım diye gitmeniz AB’ye üyeliği şartını referandum sürecinden çıkarttı” dedi.

Ertuğruloğlu’nun bireysel düşüncesinin sadece CTP’yle değil, UBP’yle de uyuşmadığını görüşünü savunan Erhüman, 2004 referandumunun önemine değindi.

BM çerçevesindeki masada oturanların toplum lideri olarak oturduğunu işaret eden Erhürman, “Kimse tanımıyor diye, KKTC yoktur diye bir şey söz konusu değildir.” şeklinde konuştu.  

Erhürman, Kophenhag’a giderken o günkü dış politika stratejisinin Güney Kıbrıs’ın AB üyesi olmasına sebep olduğunu kaydetti.

Adil olmadığını bilmenin başka bir şey, doğru yöntemlerle kendi halkınızın hak ve çıkarlarını korumanın başka bir şey olduğunu söyleyen Erhürman, tüm gailelerinin kendilerinin yaşadıkları engellemeleri çocuklarının yaşamaması olduğunu söyledi.

“Biz yaşadık, bizim çocuklarımız da bu engellerle devam mı etsin, eleştirebilirsiniz ama hakaret edemezsin.” diyen Erhürman, Ertuğruloğlu’na eleştirilerde bulunarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Biz sadece çözüm değil, sürdürülebilir bir çözüm istiyoruz.”

Ertuğruloğlu ile bir tek birincil hukuk konusunda uzlaşabileceklerini ifade eden Erhürman, Ertuğruloğlu’nun KKTC halkının Annan Planı’nı bilmeden oy verdiği söylemlerine karşılık iste, KKTC halkının Annan Planı’na, KKTC Anayasa’sını bildiğinden daha fazla bilerek oy verdiğini vurguladı.  

Erhürman şöyle konuştu:

“Biz en nihayetinde çocuklarımızın Kıbrıslı Rum çocuklarıyla aynı hak ve olanaklara sahip olması derdindeyiz. O zaman da onu yapmanın ötesine geçip, çocuklara bu olanakları nasıl sağlarızı  düşünmek zorundayız. Gerçek hukuki zemini olan çözüm formülü varsa onu aktarırsınız, aktarmanız gereken yerlere. En büyük statüko, var olan statükodur. Çözüm, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin BM ve AB’nin iki toplumlu, iki bölgeli siyasi eşitliğe dayanan federasyon formülüdür.” dedi.

Erhürman’ın konuşması ardından Genel Kurul’da, bir daha görüşülmek üzere komiteye çekilen Şans Oyunları Hizmetleri Vergisi (Değişiklik) Yasa Tasarısı ele alındı.

Komite Başkanı UBP Milletvekili Resmiye Eroğlu Canaltay tasarıya ilişkin raporu okudu. 

-Şahali

Konu hakkında ilk sözü alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, değişiklik yasa tasarısının Maliye Bakanlığı tarafından komiteye çok kısa bir gerekçeyle gönderildiğini, bunların verginin tabana yayılması ve kayıt dışılığın engellemesi olduğunu söyledi.

Bunların önemli hedefler olduğuna işaret eden Şahali, kayıt dışılığı önlemek ve vergiyi tabana yaymanın Casionlar bağlamında mümkün olmadığını kaydetti.

Değişiklik yasa tasarısıyla kumarhanelerden alınan verginin yarı yarıya azaltıldığını ifade eden Şahali, özetle casinolara yüzde 50 vergi indirimi uygulanacağını söyledi.

Maliye Bakanlığı’nın casinolardan aldığı yüzde 10’luk vergi oranını, yüzde 5’e çekerek, daha fazla vergi toplayabileceğini düşündüğü görüşünü dile getiren  Şahali, bunun garantisinin nerede olduğunu sordu.

“Kamu Hizmeti Komisyonu Hizmetleri Algı Analizi Raporu” Açıklandı “Kamu Hizmeti Komisyonu Hizmetleri Algı Analizi Raporu” Açıklandı

Devletin gelir kaybına uğramamasının nasıl sağlanacağını soran Şahali, Casinoların normalde elde ettikleri brüt gelirin, beyan ettiklerinden çok daha fazla olduğunun  bilindiğini, devletin ise bunu tespit edemeyeceğini peşinen kabul ettiğinden gelir vergisinden feragat ettiğini savundu.  

Rakamlara geriye dönük bakıldığını anlatan Şahali, ödeyebileceklerinden 3 katı fazla vergi ödeyebilen 14 Casino tespit edildiğini anlattı.

Geçmişe dönük gerçekleşmeler üzerinden hesaplamalar yapıldığını, devletin gelir kaynına uğradığının belirlendiğini Şahali, “Casinolara vergi kıyağı çekildi, devletin elde edebileceği gelir meçhuldür” dedi.

Şahali, şöyle devam etti:

“Maliye ayakta uyuyor Şans Oyunları Hizmetleri (Değişiklik) Yasası’yla kamu gelirlerinden yüzde elli kaybı göze alıyor. Vergiyi tabana yaymak gibi bir durum mümkün değil.”

Şahali, milletvekillerine bu suça ortak olmama çağrısında bulundu.