ALMAN SİYASETBİLİMCİYE GÖRE KAYNAKLAR HALK YERİNE ULUSLARARASI ŞİRKETLERİN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAK İÇİN KULLANILIYOR

RUF: “ULUSLARARASI GÜÇLERİN AÇGÖZLÜLÜĞÜ, BAZI AFRİKA ÜLKELERİNDEKİ İSTİKRARA ENGEL OLUYOR”

 Afrika uzmanı siyasetbilimci Prof. Dr. Werner Ruf, “En az doğal kaynağa sahip Afrika ülkelerinin daha istikrarlı olduğu” değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Ruf, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, uluslararası güçlerin ‘‘açgözlülüğünün’’ bazı Afrika ülkelerindeki istikrara engel olduğunu belirtti.

New York, Aix-Marseille ve Kassel üniversitelerinde uluslararası ilişkiler dersleri vermiş, AB nezdinde de uzman olarak görev yapmış Ruf, Sahel ülkeleri ve Orta Afrika’nın kaynak bakımından dünyanın en zenginleri arasında bulunduğunu belirtti.

Ruf, istikrarsızlığın bu ülkelerin yüzyıllarca yağmalanması ve kaynaklarının, halkın yerine uluslararası şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıldığını ifade etti.

Fransız ekonomi gazetesi ‘‘Les Echos’’ 16 Nisan sayısında, 2013 gayri safi yurt içi hasıla verilerine dayanarak, Afrika’da en fazla büyüme oranının (yüzde 9,7) maden zengini olmayan Etiyopya olduğunu belirtti.

Dünya Bankası’nın “kaynak yoksulu Burkina Faso 2012’de yüzde 9,5 büyüdü” örneğinden yola çıkan Alman uzman Ruf, Burkina Faso’nun ekonomi alanında iyi gelişmeler kaydettiğini ancak bu gelişmelerin maden yatakları ve kaynak yoksunluğuna bağlı olduğunu vurguladı.

URANYUM VE ELMAS ZENGİNİ ÜLKELERDE DURUM FARKLI

Ruf, uranyum ve elmas zengini Nijer ya da Orta Afrika Cumhuriyeti’nde ise durumun farklı olduğuna dikkati çekti.

Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Fransa’nın operasyonunun insan hakları ile bağdaştırılamayacağını savunan Ruf, bu ülkede altın, elmas ve uranyum bulunduğunu, operasyonun ülkede yaşayanlardan çok bu zenginliklere odaklandığını ifade etti.

Prof. Dr. Ruf, Orta Afrika Cumhuriyeti’ne asker göndermese de Almanya’nın Fransa’yı tek başına bırakmak istemediğini, yeni hükümetin daha fazla diplomasiye önem vererek, AB’nin uygulamaya koyacağı bir Afrika politikası benimsemeye çalıştığını belirtti.

Almanların ekonomik çıkarlarının bulunduğunu, sanayileri için enerji (petrol, gaz, uranyum) ve elektronik ürünler için az bulunan kaynaklara ihtiyaç duyduklarını, dolayısıyla şimdi uluslararası ilişkilerde baskın rol üstlenmek zorunda olduklarını vurguladı.

ABD’nin Afrika’daki stratejik hedeflerinin 2008’de kurulan ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) ile somutlaştığını da belirten Ruf, ancak bu ülkenin Afrika’daki rolünün karmaşık olduğunu savundu. ABD’nin Afrika’yı askeri olarak kontrol altına almak amacıyla AFRICOM’u kurduğunu ancak bu misyonun faaliyete geçemediğini belirten uzman, hiçbir Afrika ülkesinin barındırmak istememesi nedeniyle AFRICOM’un Almanya’nın Stuttgart kentinin ötesine geçemediğini vurguladı.

Ruf, ABD’nin egemenliğinin düşüşte olduğunu ancak bunun Avrupalı güçlerin onun üzerine çıkabileceği anlamına gelmediğini de belirtti.