Londralı iyi aile çocuğuydu

Londralı saygın bir ailenin oğlu olan Muhammed Emwazi, bilgisayar programlama mezunuydu. Terör şüphelisi olarak damgalandıktan sonra radikallaşen Emwazi (26), kendi deyimi ile ‘Londra’da bir tutsaktı’

Terör örgütü IŞİD’in kan donduran kafa kesme videolarında başrolde olan “Cihatçı John” lakaplı İngiliz militanın kimliği ortaya çıktı. Washinton Post gazetesi ve BBC’nin haberlerine göre, rafine Londra aksanı ile Batı dünyasını şoke eden militanın adı Mohammed Emwazi. 26 yaşında olduğu belirtilen Emwazi, Batı Londralı üst sınıf bir ailenin oğluydu. Kuveyt kökenli Emwazi’ler, saygın bir aileydi. Mohammed Emwazi, Westminster Üniversitesi’nin bilgisayar programlama bölümünden mezun olmuştu. 2012’de Suriye’ye gittiği düşünülen Emwazi, IŞİD’e katılarak kısa sürede örgütün yaydığı dehşetin simgesi haline geldi.

‘Kibar ve şık biri’

Emwazi’nin kimliği Washington Post’a; ‘kardeşim gibiydi’ dediği arkadaşı, ailesi ve Emwazi ile Suriye’ye gitmeden önce iletişim halinde olan insan hakları örgütü CAGE’in direktörü Asim Qureshi tarafından doğrulandı. Cihatçı John’un kimliğinin ABD ve İngiliz istihbaratı tarafından tespit edildiği bilinirken, her iki ülke de ismi açıklamamayı tercih etti. İngiliz emniyetinden dün yapılan açıklamada da basından ‘spekülasyon yapılmaması’ istendi.
Kuveyt doğumlu Emwazi’yi tanıyanlar onu, ‘İslam inanışına bağlı ancak şık kıyafetleri ile etkileyici ve kibar biri’ olarak anlatıyor. Bir arkadaşı, kadınlarla göz teması kurma konusunda dikkatli olduğunu ve ara sıra Greenwich’teki bir camiye gittiğini söylüyor.

Yakınları Emwazi’nin 2009’daki mezuniyetinin ardından iki arkadaşı ile planladığı Tanzanya safari gezisi sonrasında radikalleştiğini düşünüyor.

Tanzanya’ya alınmıyor

Emwazi, sonradan İslam’ı seçen Alman vatandaşı Omar ve Abu Talib adlı diğer arkadaşı ile planladığı safariyi gerçekleştirmiyor. Üçlü, Mayıs 2009’da Darüsselam havaalanına indikleri anda gözaltına alınıyor ve bir gün nezarette tutuluyorlar. Neden gözaltına alındıkları kesinleşmezken üç arkadaş sınırdışı ediliyor. Amsterdam’a uçan Emwazi, Qureshi’ye gönderdiği e-postada, İngiliz istihbaratı MI5 ajanının kendisini, El Kaide’nin kolu Eş Şebab’ın faaliyette olduğu Somali’ye gitmeye çalışmakla itham ettiğini belirtiyor. Emwazi, bu iddiayı reddetse de, Suriye’de esir tutulan ancak fidyeyle serbest bırakılan Batılı rehinelerden biri, Cihatçı John’un Somali’ye takıntılı olduğunu ve rehinelere Eş Şebab videoları izlettiğini aktarıyor.

Kuveyt’te nişanlandı

Arkadaşların İngiltere’ye dönmesine izin verilirken, Emwazi haksız muameleye maruz kaldığını düşünüyor ve doğum yeri olan Kuveyt’e gitmeye karar veriyor. Bir bilgisayar şirketinde iş bulan Emwazi, Kuveyt’te nişanlanıyor ve son evlilik hazırlıklarını tamamlamak üzere Londra’ya dönüyor. Ancak Haziran 2010’da İngiltere’de terörle mücadele yetkilileri Emwazi’yi durdurup parmak izi örneği alıyor ve eşyalarını arıyor. Ertesi gün Kuveyt’e dönmek üzere havaalanına gittiğinde ise izin verilmiyor.

Emwazi, Qureshi’ye yazdığı e-postada “Orada beni bir iş ve düğün bekliyor. Ama ben bir mahkum gibi hissediyorum, kafeste değil belki ama Londra’da bir mahkum...” diyor.

Eş Şebab’a fon sağladı

Dört ay sonra, New York mahkemesinde El Kaideli Aafia Siddiqui’nin mahkum edilmesi üzerine Emwazi yazdığı mesajda, onu ‘kız kardeşimiz’ diye tanımlarken El Kaide’den ‘biz’ diye bahsediyor. Qureshi, Emwazi’nin yaşadıklarını “O, bir şans verilmesi için devlet mekanizması içindeki her alanı tüketmeye hazır bir genç adamdı. Eylemlerin, onu suçlamak için yapıldığını ve buna karşı hiçbir çaresi yokmuş gibi hissetti” diye anlatıyor. Yakın arkadaşları da Londra’da yaşadıklarının onu ülkeyi terk etmeye ittiğini söylüyor. Emwazi, 2012’de İngilizce öğretmenliği yapmak üzere Suudi arabistan’a gidiyor, ama başarısız olurken bir süre sonra ‘ortadan kayboluyor’. BBC’nin haberinde ise Emwazi’nin ‘çok da masum olmadığı’ 2006’da Somali’ye gittiği ve Eş Şebab’a fon sağlayan bir örgütün üyesi olduğu, bu nedenle istihbarat tarafından izlendiği beliriliyor.

Waterboarding yaptı

Batılı rehineler ise Cihatçı John’un İdlib’de bizzat boğulma hissi veren işkence yöntemi waterboarding uyguladığını anlatırken, onu “sessiz ve zeki” diye niteliyor.



Cihatçı John, Amerikalı gazeteciler James Foley ve Steven Sotloff; İngiliz yardım görevlileri David Haines, Alan Henning, Peter Kassig; Japon gazeteci Kenji Goto ve bir diğer Japon vatandaşı Haruna Yukawa’nın yanı sıra 21 Suriye askerinin kafasının kesilerek öldürüldüğü videolarda yer almıştı.