Hükümet, kuzu eti fiyatlarının yükselişini kontrol altına almak için kilosunu 550 Türk Lirası olarak sabitledi.

Amaç halka ucuz et yedirmekti, peki başarılı oldu mu?

Öncelikle 550 TL’nin bile pahalı olduğunu söylemek zorundayız.

Yani hükümetin 550 TL’lik fiyatına mutlu olan var mı içinizde.

Tüketiciler memnun değil, kasaplar da memnun değil.

Kasaplar etin bize maliyeti 550 TL nasıl maliyetine satalım diyor.

Bazı kasaplar bu fiyatı kilo başına 100 TL’de kasap hizmet bedeli ekleyerek artırma yolunu deniyor.

Kimi kasap elimdekileri satarım başkada satmam diyor.

Bazı kasaplar da kuzu eti satışını bırakmış reyonlar boş.

Tüketiciler ise tepkili kasaplara kızıyor.

Kasapların yüksek kar elde ettiğini düşünenler var.

Güneye geçenler gider oradan alırız diyor.

Güney Kıbrıs’ta ortalama 10 euro olan fiyatlar hükümetin belirlediği rakamın çok altında.

Rumlar eoro ile hayvan besliyor, kasaplar eoru ile et satıyor ama bizden ucuz.

Devlet teşviki onlardaki fiyatı düşürüyor.

Biz de de teşvik var ama fiyatlar uçuyor.

Devleti, hayvancısı, kasabı Rum tarafından çok daha yüksek bir fiyat olan 550 TL’ye et satma konusunda uzlaşamıyor.

Hayvancı kasapları suçluyor, kasaplar devleti suçluyor vatandaş da avucunu yalıyor.

Piyasada et fiyatları böyleyken restoranların halini siz düşünün.

Fiyatların bu derece pahalı olması restorancıları da zorluyor, kepenk kapattırıyor.

Ayrıca yüksek et fiyatları kaçak et ve kalitesiz et kullanımı ile hile olaylarını da artırıyor.

KKTC et fiyatlarında eskiden çok daha uygun bir ülkeydi. İnsanlar rahat rahat mangalını yapabiliyordu.

Şimdi lüks oldu.

Bir restorana gidip ailece yemek yemek de hayal oldu.

Plansızlık programsızlık ve beceriksizlik işte bizi bu hale getirdi.

Herkes birbirini suçluyor ama asıl suçlu yine biziz.

Bize bunları reva görenleri gidip gidip seçiyoruz.

***

Sağlık sistemindeki sistemsizlik reçete skandalını getirdi, eğitimdeki başıboşluk usulsüz diploma olayını yaşattı.

Uyuşukluk, iş bilmezlik ve aman sendecilik yüzünden trafik kazalarında insanlarımızı kaybediyoruz.

Hiç akıllanmıyoruz.

Her koyun kendi bacağından asılır mantığı ile ne hale geldik.

Ucuz et yemek istiyorsak, sağlık sistemimizin düzelmesini istiyorsak, üniversitelerimizin gerçek bir üniversite olmasını istiyorsak sandığa gittiğimizde bize bireysel vaatler verenleri değil toplum çıkarlarını düşünmek zorundayız.

Meclis’te bizi temsil eden gurup yani bizim vekillerimiz yıllardır üç aşağı beş yukarı yıllardır aynı tayfa.

Koltuk sevdası ile yanıp tutuşan koltuğunu bile kaybettiğinde kene gibi bir yere yamanıp kamu malını yemeyi görev sanan tipler dönüp dolaşıp başımıza geliyor.

İçlerinde denenmemiş, haram lokma yememiş olanlar yok mu elbette var ancak onları ayıklamak ve yeni, güvenilir yüzleri seçmekten başka çaremiz yok.

***

Bakın Türkiye’nin son 20 yılına damga vuran bir parti bile son yerel seçimlerde kendi kalelerinden bile ağır bir şamar yedi.

Geç de olsa halk tepkisini gösterdi.

Şimdi sıra Kıbrıs Türkü’nde!

Yakınmayı, söylenmeyi ağlamayı bırakıp ayağa kalkma vakti gelmiştir.

Madem şikayetçiyiz, madem yolumuz yol değil bir kurtarıcı beklemeyi bırakalım, oğlumu kızımı işe alacaklar sevdasından vazgeçelim.

Çocuklarımızı kaybettik torunlarımızı bu dert sarmalından kurtaralım.

Bayramlarımız güzel olsun. Mangallarımız tütsün, insanlarımız yollarda ölmesin, liyakat gelsin.

Böyle gelmiş böyle gider önyargısını yenelim.

Eğer yenemezsek bozuk yollarda sıra bir gün bize gelecek, değil et yemek ekmek bulamayacağız, kontrolsüz öğrenci kılıklı suça meyilli nüfus taşınması nedeniyle oturacak ev bulamayacağız, tarihi eser hastanelerimize adım bile atamayacağız, liyakatsizlik yüzünden genç nüfusumuzun yerini Afrikalısı, Bangladeşlisi alacak. 

Başımız dik gezemediğimiz bu sokaklarda Rumlar bize tepeden bakmaya devam edecek.

Kıbrıs Türkü bu toprakların efendisi olmak zorundadır.

Yoksa yok olup gidecek!

...

(NOT: Ramazan Bayramı tatili nedeniyle biz de yazılarımıza bir süre ara veriyoruz. Tüm okurlarımızın bayramını kutlar esenlikler dileriz. L.Ö.)

...

 

MESAJ KUTUSU

 

 

Sayın Fikri ATAOĞLU, bir İngiliz aile tarafından Eski Eserlere hediye edilen Girne Kent Müzesi’nin restoran amaçlı olarak tanınmış bir aileye ihalesiz olarak verilmesi konusunda önümüzdeki günlerde başınızın epey ağrıyacağı konusunda ihbarlar yapılmaya başlandı, haberiniz olsun istedik!

...

Sayın Serdinç MAYPA, programlarınızı nefes almayan yoğun bir izleyici kitleniz artık aktif siyaset kapılarının sonuna kadar açıldığı konusunda değerlendirmeler yapmaya başladılar. Bir çoğu artık mecliste halkı sömüren değil halkın haklarını savunanları görmek istediklerini belirtiyorlar, niye olmasın ki?

...

Sayın Ünal ÜSTEL, kuzu etine narh getirilmesi ilk başka vatandaş tarafından olumlu bulundu ancak kasap bu karara uymayınca yine ilk başa dönüldü. Kamuoyu artık dışarıdan ithal et getirilmesi çalışmalarının başlatılmasını isteyen mesajlar gönderiyor, zira bu bayramda da birçok ev mangal yakamayacak gibi görülüyor...

...

Sayın Erhan ARIKLI, siz parti olarak kurultay çalışmalarına odaklandınız ancak Ercan’da ciddi güvenlik sorunlarının da hat safhada olduğu konusunda çalışanlardan uyarı mesajları gelmeye başladı. Bayram kalabalığında umarız olumsuz olaylar yaşanmaz zira bunun sorumluluğu tamamen sizden sorulacak gibi görülüyor!

...

Sayın Tufan ERHÜRMAN, iktidarı eleştiren açıklamalarınızda sadece ‘çekin gidin’ çağrılarınızın sadece kamuoyunda değil kendi parti içinizde de yetersiz bulunmaya başladı. Millet haklı olarak eleştiriden daha ziyade sokakta eylemde bulunmanız konusunda görüş birliği içinde...

...

Sayın Ömer TATLI, sosyal medyada da paylaştığınız güzel sözler için teşekkür ederiz ancak artık çok yakında bizim için de emeklilik zamanının geldiğini hissetmeye başladık. Umarız bundan sonra bayrağı teslim alacak olan genç meslektaşlarımız kalem oynatırken sadece vatandaşın haklarına sahip çıkar...

...

Sayın İrfan Tansel DEMİR, İstatistik kurumunun hayat pahalılığını belirlerken baz aldığı ürünler konusunda sanırız yeni bir değerlendirme yapmak gibi bir sorumluluğunuzun ortaya çıktığı görülüyor. Alay konusu olmamak için yapılan uyarıları dikkate alırsınız...

...

Sayın Cengiz ERÇAĞ, emekli olduktan sonra şimdi de ekonomik konuları irdeleyen köşe yazılarıyla okuyucunun önünde olacağınızı memnuniyetle öğrendik. Hem devlet bürokrasisini bilen hem de ekonomide uzman olanlara bugünlerde fazlasıyla iş düşüyor, hadi bakalım kaleminize sağlık...

...

Sayın Kudret ÖZERSAY, parti olarak yolsuzluklara karşı özel birim kurmanız ilk bakışta olumlu karşılandı ancak bu konuda diğer muhalif partilerle de işbirliği yapmanız öneriliyor, haberiniz olsun istedik...

...

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, eşiniz tarafından bundan böyle dışarıda yemek yemenizin yasaklandığını duyduk, bir siyasetçi için neredeyse imkansız bir şey değil mi? Bu konuda dengeleri sağlamanız gerekir, umarız başarırsınız...

...