Kıbrıs konusu son zamanlarda gündemin en üst sırasındaki yerini almıştır.
En başta cumhurbaşkanının ve uluslararası ilgili tarafların kısa vadede çözüm beklentilerini dile getirmeleri beklentileri ayrıca ileri taşıyan bir unsur olarak ortada durmaktadır.
Kıbrıs’ın etrafında bulunan doğal gaz yatakları ve çözümün ekonomide yaratacağı olumlu etkiler ‘Annan Planı’ sürecinden farklı olarak çözümü motive eden önemli unsurlar arasındadır.
Uluslararası toplum çözüm sürecini takip ediyor.
Annan Planı sonrası durağan seyreden on bir yılın aksine şimdi uluslararası toplum Kıbrıs konusunun çözümü için harekete geçmiş bulunmaktadır.
Bu doğrultuda uluslararası toplum Kıbrıs konusunun çözüm sürecini motive etmek ve katkı yapmak için bir takım adımlar atmaktadır.
Kıbrıs’a gerçekleştirilen çok üst düzeylerde ziyaretlerin yanı sıra Kıbrıs konusu ayrıca çeşitli ülkelerde yeniden siyasiler, bürokratlar, düşünce kuruluşları ve medya tarafından tartışılır bir duruma gelmiştir.
Bütün bu yaşananlar bize yeni bir referandum ve çözüme doğru ilerlediğimizin göstergeleri olabilir.
Çözümden sonraki günü düşünmemizin zamanı gelmiştir.
Bir çözümle birlikte adada iki toplumlu, iki kesimli siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon kurulması hedeflenmektedir.
Bu da güney Kıbrısla bir federasyon bağlamında birleşmemiz ve Avrupa Birliğine dahil olmamız anlamına gelmektedir.
Hal bu iken kırk bir yıllık süre içerisinde bir gün bir çözüm olabilir ihtimaline karşı herhangi bir hazırlık ve eylem planı yapılmamıştır.
Çözümden sonraki günü artık kuvvetli bir ihtimal olarak düşünmemizin zamanı gelmiştir.
Aydınlık Yarınlar Hareketi olarak yetkililerin ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla çözüm ihtimaline karşı kapsamlı bir ‘çözüm eylem planı’ hazırlamamızın şart olduğuna inanıyoruz.
Bugün Kıbrıs konusunun en hassas konularından olan toprak konusu başta olmak üzere kamusal, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda mevcut durumumuz analiz edilmeli, eksiklerimiz, yapılması gerekenler değerlendirilmeli ve üzerinde ciddi bir şekilde çalışma yürütülmelidir.
