Uyuma Şekliniz İlişkinizi Ele Veriyor!

Çiftlerin uyurken aldıkları pozisyonun, ilişkilerine dair ipuçları taşıdığı iddia edilir. Hatta çoğunlukla iddiadan daha fazlası vardır ortada; grafikli- mrafikli, görsel örnekler desteğinde uzuun uzun uyku şekilleriniz üzerinden analizler yayınlanır.

Bir yere kadar doğru kabul edebiliriz belki bu söylenenleri ancak gerçekten hayattaki her şey Freudyen varsayımlarla açıklanabilecek kadar basit mi? Ehm, öyle olmamalı ki, uyku-aşk ilişkisi üzerine hala araştırma ve haberlerle karşılaşıyoruz.

Birkaç gün önce yayınlanan yazı, dünyanın bir hayli havalı üniversitelerinin yakın tarihlerde yaptığı, uyku ve ilişkiler arası paralellik ölçümlerini içeriyor.

İşte yazıdaki orijinal sırasıyla o araştırmalar:



– İngiltere’deki Hertfordshire Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, çiftlerin çoğu yüz yüze veya aynı yöne yatmak yerine, sırt sırta vererek uyumayı tercih ediyor. Yine aynı araştırmaya göre, çiftler birbirlerine ne kadar yakın uyurlarsa o kadar mutlu oluyorlar. Birbirlerine temas ederek uyuyan çiftlerin yüzde 94’ü bu durumdan çok mutlu olsa da temas etmeden uyuyanların yüzde 68’i mutlu olmak için buna gerek duymadıklarını söylüyor.

– ABD’deki California Üniversitesi’nde 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre, uyku problemi yaşayan çiftlerin kavga etme oranı daha yüksek. Uykusuz kalmak mutsuzluk ve yorgunluğa neden olduğu için küçücük bir kavga büyüyebiliyor.

– Berkeley Üniversitesi’nde 2013 yılının Ocak ayında yapılan bir araştırmaya göre uykusuzluk, çiftlerin birbirine tevazu ve minnet duygularını azaltıyor. Stres uykusuzluğa, uykusuzluk da strese neden oluyor. Böylesine bir kısır döngünün içinde ilişki de kötü yönde etkilenebiliyor.

– 2014 yılında ‘Ulusal Sağlık Kurumu’ tarafından yapılan bir araştırmaya göre, gece mutsuz uyuyan kadınlar genellikle sabahları aynı sinirle kalksa da erkeklerde aynı sorun görülmüyor. Yani kadınlar, ‘uyku ilişkisinin’ kalitesinden erkeklerden daha çok etkileniyor.

Peki aşk/uyku orantısı üzerine yapılan bu kadar araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlar neler onları da hemen söyleyelim.

– Aşk ciddi bir mevzu. Öyle ki, dünyanın önde gelen üniversiteleri, aşkın sırrına ermek için araştırma fonları ayırabiliyor.

– Bilim insanı deyip bağrımıza bastıklarımız, az biraz gözü açılmış her yetişkinin görebildiğinden fazlasını söyleyemiyor.

– En iyi üniversitelerde, en iyi eğitimleri alıp bilim insanı olmuş olanlarımız bile aşk konusunda parlak fikirler sunamadığına göre, belki de artık mevzuyu eşelemeyi bırakıp sadece aşkın tadını çıkarmayı öğrenmemiz gerekiyor!