Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Anlaşılan kimseye sormadan etmeden JET kararlar üretilmiş…

İsmini bile koymuşlar!

Biz de toplum olarak isme taktık…

Öyle değil de şöyle olmalıymış filan!

İsmiyle dalga geçen çok…

Bu ülkede adam gibi bir havayolu olsun kim istemez ki!

KTHY’yi el birliğiyle batırdık şimdi onun ceremesini çekiyoruz…

KTHY gerçekten milli havayoluydu ancak bu sefer ki kesinlikle öyle olmayacak!

Yüzde 75 onların, yüzde 25 bizim, bunun adına milli demek gafletten başka bir şey değildir…

Siyasiler sadece kendilerini değil bizi de kandırıyorlar yüzümüze bakarak!

Burada asıl tartışılması gereken salgın döneminde gelip kuralları alt üst eden Antalyalı işletmenin buradan ne istediğidir…

Bu konuda çok iddialar var!

Yabancı bir şirket gelip bizim yüzü hürmetimize burada niye bir uçak şirketi kuruyor?

Babasının hayrına mı yapacak bunu?

Bize de yüzde 25 hisse vereceklermiş, büyük ihtimalle göz boyamak için…

Hatta birkaç yıl zarar etmeyi bile göze almışlar bu zarar bizi olumsuz etkilemeyecekmiş!

Mübarek ne hayırsever bir şirketmiş bu…

Soru şudur;

Yüzde 25 hisse karşılığı zaten çoktandır gözleri burada olan şirkete biz kaç yüz dönüm arazi vereceğiz?

Hem de lebi derya deniz kenarında!

600 dönüm filan diyorlar, doğru mu?

Bir de şu G.Mağusa yat limanı ihalesi var ansızın hortlatılan…

İhaleye çıkılmış da kimse katılmamış!

Burada söz konusu sadece yat limanı değil, aynı zamanda otel ve gazino işletmesidir…

Peki ihaleye kimse talip olmayınca ne olacak?

Yeni bir ihale ve sonrasında yine jetgilleri karşımızda göreceğiz…

Baksanıza ihale şartları bile öyle hazırlanmış ki, ülkedeki yasaları delip yeni casino izinleri verilecek!

Yüzümüze baka baka yalan söylüyorlar…

Başka bir iddiayı daha buraya not edelim, sonra da bekleyip görelim;

Eğer yeni havayolu şirketi eğer kurulur ve gerçek olursa, adına milli koydular ya, uçak benzinlerinden vergi alınmayacağı söylentileri de yapılmaya başladı…

İşte o zaman görün siz yaşanacak cümbüşü!

Yargıyı hareketli günler bekliyor demektir…

Geçtiğimiz hafta gündeme getirdiğimiz hastanedeki bir garip çalışan konusunda öğrendik ki soruşturma başlatılmış, bundan elbette memnun olduk…

Yahu geçmişte yolsuzluk soruşturması olan bir kadın!

O hastanede ne işi var?

Kendisini oraya kim niye gönderdi!

Olay ortaya çıktı ancak Sağlık Bakanlığı hala bir açıklama yapmadı…

Kendisi Sağlık Bakanlığı beni görevlendirdi diye iddiada bulunuyor!

Doğru mu değil mi?

Eğer doğruysa hastane gibi görevlendirmelerde hassasiyet gösterilmesi gerekmez miydi?

Birde kendisini orada koruyanlar mı var?

Sağlık Bakanı, hemen bugün, bu sözde görevlendirme hakkında açıklama yapmak zorundadır…

Sevgili okurlar bu ülkede artık nereye el atsanız, elinizde kalıyor…

Geçtiğimiz aylarda Lefkoşa ve Girne postalarında çalışan sayısını artırmak için münhal açılmış 20 kişi istihdam edilmiş!

Özellikle de Lefkoşa ve Girne olduğu söylenmiş…

İstihdam edilenler işe başlamış ancak sonra bir bir Lefkoşa ve Girne bölgelerinden kendi yaşadıkları bölgeye kaçmaya başlamışlar!

Sonuç, durum böyle olunca Lefkoşa ve Girne çalışanları ek mesaiye başlamışlar…

Devlet ciddiyeti ve otoritesi nerede kaldı hadi bize de anlatsalar da biz de öğrensek!

Bakan dahil, müsteşar ve müdürlerin eli armut mu topluyor Allah aşkına…

Hafta sonu DP’li arkadaşlar aradı…

Geçen hafta sonu yapılan DP Kurultayında kazanan Lefkoşa Parti Meclisi üyelerini niye yazmadınız diye sordular!

Bizde dedik ki;

DP’den bizim elimize bu konuda resmi bir açıklama gelmedi, gerçekten de öyle…

Ama bu konuda da bazı söylentiler yapılmaya başlandı;

Dediklerine göre seçilenler arasında yoğun çoğunluk Serdar Denktaş yakınlarıymış, falan da filan…

Gerçek neden bu mu yani!

Adı üstünde Demokrat Parti, kazanan tüm isimleri açıklamak demokrasinin gereği olmalı…

MESAJ KUTUSU

Sayın Adil ÖZYILKAN, Başhekimi olduğunuz devlet hastanesinde görevlendirildiğini idea eden sabıkalı kadın konusunda soruşturma başlattığınızı memnuniyetle öğrendik ancak hastana içinde bu kadını bazılarının kanatları altına almaya çalıştığı söyleniyor, haberiniz olsun istedik…

Sayın Hasan SERTOĞLU, geçtiğimiz hafta bir makama çağrılarak başka bir makamdan özür dilemeniz gerektiği yönünde bir takım ricalarda bulunulmuş diye duyduk. Bu iki makamı kamuoyuyla paylaşmak ister miydiniz yoksa bu görevi bize mi bırakacaksınız?

Sayın Erhan ARIKLI, G.Mağusa Hastanesi hasta oto park yerinin asfaltlanması için hastane yönetimine söz verdiğinizi ancak yerine getirmediğinizi öğrendik. Söz ağızdan çıktığına göre bunu gecikmeden yerine getirmek gerekir değil mi? Karayollarına acil olarak bir talimat vermeniz gerekiyor tabi ki ellerinde asfalt varsa!

Sayın Fikri ATAOĞLU, DP kurultayında parti meclisine seçilenlerin listesini parti resmi olarak açıklamayınca beraberinde bir takım iddialar da yapılmaya başlandı. Bu hafta başı tüm seçilenleri belirten bir basın açıklaması yapmanız iyi olacak gibi geldi bize!

Sayın Hasan TAÇOY, bazı özel okulların çalışanlarının yatırımlarını asgari ücret üzerinden yaptıklarını biliyor muydunuz? Umarız hem çalışanları hem de devleti çalanlara karşı ciddi bir operasyon başlatırsınız zira artık iyice zıvanadan çıkmaya başladılar…

Sayın Hakan TÖREHAN, Değirmenlik-DTB maçı esnasında dev ekrandan yapılan yayınlar maçı izleyenlerin hayli tepkisini aldı diye duyduk. Bundan böyle daha mütevazi olmanız isteniyor, hele de yerel seçimler için yapılan reklamlar geri tepecek gibi görülüyor!

Sayın Çelebi ILIK, 3 vakte kadar elinize beyaz kağıt ulaşacak ve işte o günden itibaren hayatınız yeniden şekillenecek. Fal ustaları bu konuda çok idealı konuşmalar yapmaya başladı bekleyelim görelim bakalım önümüzdeki günler size neler getirecek…

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, pasaport krizine erken çözüm bulmanız bu konuda sıkıntı çekenleri hayli rahatlattı, başarılarınızın devamını dileriz. Bu arada vatandaşlık konusunda da bir takım önlemler alacağınızı memnuniyetle öğrendik. Hadi bakalım hayırlara vesile olsun…

Sayın Latif AKÇA, makamınız gereği Kurucu Cumhurbaşkanımız R. Denktaş’ın anıt mezarının bitirilmesi için girişimlerde bulunmanız isteyen mesajlarınız gelmeye başladı. Daha mezarını bile tamamlayamayan bir memleket onun fikirlerini nasıl yaşacak değil mi?

Sayın Mustafa KALFAOĞLU, bir gazeteci arkadaşla önce papaz olmuşsunuz sonra oturup konuşunca da dostluk çubuğu tüttürmüşsünüz. İnsanlar konuşa konuşa diye boşuna söylememişler tabi ki, ikiniz adına da çok sevindik…