Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Şu meşhur Plaquenil isimli romatizma ilaçları...

Hatırlarsanız salgının ilk günlerinde G.Mağusa Devlet Hastanesi’ndeki depolardan ansızın buharlaşıp yok olmuşlardı!

Sonra yine bir gariplik yaşandı ve 1 saat kadar sonra bin 140 kutu ilaç depoya geri döndü...

Tabi ki kendi ayakları ile değil!

Işınlanmadılar da...

Kimler sahte reçete yazıp ilaçları o depodan aldılarsa biz bunu çalmak ile eş anlamlı buluyoruz, hatta ismine bir de fırsatçılık diyoruz 6 kafadar doktor ilaçları aldıkları yere koyuverdiler!

Fark edilmeseydi ne olacaktı?

Karaborsaya düşen bu ilaçlar 6 hekimin cebine para olarak geri dönecekti...

Hem de sağlıkta panik yaşadığımız böyle hassas bir dönemde!

...

Sağlık Bakanı ne demişti...

O iş bende!

Polise haber vermişler, soruşturma başlatılmış...

Bakan Pilli böyle açıkladı ama bu konu bir türlü polis haber bültenlerine girmedi!

Yani soruşturma filan da başlatılmadı...

Kim bilir belki de ülkede bütün hekimler korona için seferber oldukları içindir ki bunu çok iyi niyetle söylüyoruz!

Çünkü devlet hastanelerinde görevli birçok hekimin de hastalık kapmamak için görev başı yapmadıklarını çok iyi biliyoruz...

Söz konusu 6 hekimden 5 tanesi…

Şimdi yine G. Mağusa Hastanesi’nde sıkıntı yaratıyorlarmış!

Hastanede kartlı sisteme geçildi ama bu uyanıklar kart kullanmıyor…

İmza da atmıyorlar!

Amaç sabahları birkaç saatliğine hastaneye gelip sonra oradan tüyüp başka özel hastanelerde ya da kendi kliniklerinde çalışmak…

Kural tanımıyorlar!

Talimatları yerine getirmiyorlar…

Kendilerini devletin üzerinde görüyorlar!

Daha da ileri gidip hastane yetkililerini nöbet tutmamakla tehdit ediyorlar…

Devletten maaş çekip devletin tüm imkanlarından yararlanacaklar ama iş mesai yapmaya gelince, giriş çıkışlarda imza atmayacaklar!

Rezalet ötesi anlayacağınız…

Bu konuda hastane yönetiminden görüş istedik, şu ifadelerle olayı anlattılar;

“Sağlık Bakanlığı talimatı ve hastane yönetim kurulu kararı ile hastanemizde kartlı sistem planlaması yapılmış ve ön çalışmalar tamamlanıp, mesai başlangıç ve bitiminde kartlı sistem uygulaması başlatılmıştır. KKTC Meclisi’nde de benzer uygulama olarak parmak izi ile mesai takibi başlatılması bilgimizde olmakla birlikte, covit 19 pandemisi nedeni ile hastanede kartlı sistem uygun görülmüştür. Hastane yönetim kurulunca da bu sistem benimsendi ve bakanlığa sunulduktan sonra 1 Ekim 2020 tarihinden itibaren uygulamaya kondu.

Halen hastanemizde mesai giriş çıkışlarında ve ek mesailerin takibinde kartlı sistem uygulaması sürdürülmektedir ve hastanemizde çalışan 450’ye yakın personel tarafından da bu sistem benimsenmiştir. Ancak hastanede çalışan 5 doktor tarafından bu sistem kullanılmamakta olup, bu şahıslar ısrarla mesai başlangıç ve bitimlerinde de imza da atmamaktadırlar. Neden imza veya kartın mesailere giriş çıkışlarda kullanılmadığı hakkında yazılı bilgi talebimize yanıt vermemişlerdir. Kartlı geçiş sisteminde önce acil servise nöbet giriş-çıkış imzaları için defter konulmuş ancak malasef o deftere de imza atmayı reddetmişlerdir.

Bu uygulama pratik, hakkaniyet ve mali kaynakların verimli kullanılmasına yardımcı olan bir uygulama olarak görmekteyiz.

Ayrıca bu uygulama;

Hastanede görevli tüm personelin mesai saatlerine riayet etmesini kolaylıkla denetleme imkanı veren bir uygulamadır.

Vatandaşın sağlık hizmetlerine yerinde ve zamanında ulaşmasını sağlamaktadır. (Eskiden doktor veya personel bulamama şeklinde yakınmalar ortadan kalkmış, vatandaşın hastanelerde gereksiz zaman kayıpları engellemiştir)

Ekim ayında kartlı sistemle ek mesai uygulaması başlanmış ve ek mesai yapan yüzlerce personel tarafından kusursuz olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak tüm bu olaylara neden olan 5 hekim arkadaş, kartlı sistemle ek mesai yapmayı reddedip kullanmamışlardır. Doğal olarak bu personellerin nöbetlere gelip gelmediği veya ne zaman nöbete gelip, ne zaman ayrıldıkları tespit edilemediğinden, kamu maliyesini zarara uğratmamak amacıyla ek mesailerin başhekimlik tarafından onaylanıp onaylanmaması hususunda sağlık bakanlığı, hukuk dairesi, sayıştay başkanlığı ve maliye bakanlığından görüş istenilmiştir. Verilecek olan görüş doğrultusunda hareket edilecektir.

Kaldı ki; yasaları uygulamak ve yasalara uymayı sağlamak için görev almış tüm idarecilerin yapması gerektiği gibi, vatandaşın en iyi hizmeti almasını sağlamak, kamu maliyesinin zarara uğramasını engellemek, devleti ve bağlı olduğu kurumu korumak, bir yöneticinin asli görevidir.

Tüm toplumu ilgilendiren bu gibi konularda sendikaların üyelerine yasa, tüzük ve yönetmeliklerle eksiksiz yerine getirmesini tavsiye etmeleri ve bu yönde hareket etmeleri için yol göstermeleri gerekmektedir. Personelin yasalara uyması için gerekli uygulamaları başlatmak asla mobbing olamaz…”

MESAJ KUTUSU

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Ziyamet İlkokulu’ndan bir öğretmen arkadaş diyabet hastası olduğu için çocuklardan pandemi kapmasın diye ödenekli izin aldı ancak bütün gün köy kahvesinde görülünce bölge halkının hakli tepkisini alıyor. Görev ve gereğini yerine getirme bundan böyle sizden artık…

Sayın Ali PİLLİ, pandeminin ilk günlerinde isimleri ilaç yolsuzluğuna karışan, haklarında soruşturma açılan ama azlettiğiniz G.Mağusa Hastanesi’ndeki 5 hekim şimdi de giriş çıkışlarda kart sistemine uymayarak kuralları takmıyorlar. Devlet ciddiyeti ve disipline sahip çıkmanız isteniyor…

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, dün genel sekreteriniz bir televizyon programında kendisinin bile haberi olmadan gizli toplantılara katıldığınızı haklı olarak sert bir dille eleştirdi. Zira böyle devam ederseniz de tabela partisi olmaktan öteye geçemezsiniz, daha fazla şeffaf olmakta yarar görüyoruz…

Sayın Sarper ALTINCIK, pandemi döneminin en fazla konuşulan konularının başında gelen özel jet krizi raporunun dosyası önünüzde olduğu halde bir türlü bunu açıklamadığınız dikkatlerden kaçmıyor. Perde gerisinde yaşananların ortaya dökülmesi için neyi bekliyorsunuz ki!

Sayın Ersin TATAR, Saray’daki bayrak polemiği konusunda yapılan eleştirilerde bu kez siz haklısınız ancak haber bültenlerinde yayınlanan fotoğrafların servis edilmesinde daha fazla hassasiyet göstermeniz gerekiyor. Bu arada açılışlara katılmaktan epey yorgun olduğunuz gözleniyor, ara sıra da istirahat etmek gerek değil mi?

Sayın Tufan ERHÜRMAN, hükümet kurma görüşmelerinin gizli kapaklı olarak yapılmasına partili arkadaşlarınızdan da tepkiler gelmeye başladı. Aksine pazarlıkları medyanın önünde canlı yayında yapsanız kimin ya da kimlerin bireysel menfaatlerde peşinde olduğunu da hep birlikte öğrenirdik…Bu arada hükümet kuruldu ama sizin haberiniz hala yok mu!

Sayın Mehmet DEMİRCİLER, Ak Parti KKTC temsilciği görevinden neden istifa ettiğiniz ya da görevden alındığınız yönünde kamuoyunu bilgilendirici bir açıklama yaparsanız, büyük bir amme hizmeti yapmış olacaksınız. Zira bu konuda her kafadan ayrı bir ses çıkıyor ve kafalarda soru işaretleri oluşuyor…

Sayın Mustafa BAŞARI, telefonlarınıza bakıp 20 dönümlük arazi icarının yapılıp yapılmadığı konusunda açıklama yaparsanız kamuoyu da söylentilerle değil gerçek bilgileri öğrenmiş olacak. Bu arada devletin müdürünün telefonlara bakmama gibi bir lüksü de yoktur, uyaralım dedik!

Sayın Kudret ÖZERSAY, Şeker Sigorta konusunda yaptığınız açıklama memnuniyetle karşılandı hem de aktif siyasete devam kararı aldığınız yönünde algılandı. Parti olarak iletişim konusundaki eksikliğinizi giderebilirseniz kendinizi halka daha iyi anlatabilirsiniz…

Sayın Osman YILDIZEV, Milli Piyango sistem değiştirince vatandaşın Devlet Piyangosu’na ilgisi en az iki kat arttı diye duyduk. Desenize 200 bin bilet yetmeyecek, matbaayı bu konuda uyarın ki şimdiden hazırlıkları yapsın…

Sayın Afet ÖZCAFER, müdahalelere şikayetçi olmamak konusunda açıklamanızı doğrusu epey yadırgadık. Toplum bu kafayla giderse, pek yakında kişiliğini kaybeder ve sonra da kafasını duvarlara vurur.