Yeniden Doğuş Partisi’nin Kıbrıs Türk siyasi hayatına girmesinin üzerinden dört (4) yıl geçti.

Geride kalan sürede kamuoyunda hep tartışma konusu oldu, Yeniden Doğuş Partisi.

Eleştirilerin odak noktası ise YDP’nin doğum yeri üzerinden ayrımcılık üzerine politik bir dil kullanması ve/veya mağdur edebiyatı ile siyaset yapması oldu.

Katıldığı ilk genel seçimlerde yüzde 7’ye yakın oy alarak Meclise iki (2) milletvekili sokma başarısını da gösteren YDP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise oy kaybına uğrayarak oyların yüzde 5.36’ısını hanesine yazdırdı.

YDP’nin kullandığı ayrımcı politik dile rağmen genel seçimlerde ortaya koyduğu başarı özellikle sağ partilerin başarısız iktidar ve yönetim dönemlerinin bir sonucu veya seçmenin bir tepkisi olarak sandığa yansısa da Kıbrıslı Türk seçmen tarafından YDP’ye mesafeli duruş bugün hala devam etmekte.

Ve böylesi bir mesafeli duruş ise bugün YDP’nin kitle partisi olması yolunda en büyük engellerden sadece biri.

Ancak YDP,en sıcak kışı ile karşı karşıya.

Kendi özgün yapısı ve zihniyetinden kaynaklı ayrımcılık ve mağduriyet üzerine kurguladığı politik dili bir yana kendi iç dengelerini oturtmadan Hükümete girmesi de YDP’nin büyüme sancılarının kolay atlatılamayacağının en önemli göstergelerinden biri.

YDP’nin deyim yerindeyse zamansız iktidara gelmesi bir çıkmaza dönmenin arifesinde.

Zor bir dönemde iktidar ortağı olarak “ateşten gömleği” giyme cesaretini ortaya koyması ise ne yazık ki parti içi güç odaklarının mücadelesinin gölgesinde kalmakta.

İktidara gelmesi ile birlikte YDP atamalarında yaşanan kararsızlıklar ise böylesi bir olgunun en güçlü kanıtı.

Muhalefette iken “denenmemiş parti” algısı ile kararsız oylar üzerinde etkili olan YDP’nin bugün zor bir dönemde iktidarın küçük ortağı olmasının üzerine Genel Başkan Erhan Arıklı ile Lefkoşa milletvekili Bertan Zaroğlu arasında yaşanan görüş ayrılıklarının eklenmesi, YDP’nin zor günlerden geçtiğinin en büyük kanıtı aslında.

Parti içi dengelerin ve güç merkezlerinin etkisi ile parti içi muhalefetin en fazla etkili olduğu partilerden biri olması da iktidarda olan YDP’nin en büyük çıkmazlarından biri.

Ve elbette makro ölçekte esas sorun, kendi özgün yapısı ve iç sorunlarından dolayı “iç barışı” tam sağlanamamış bir partinin üç partili koalisyon Hükümeti içerisinde söylemlerinin ne kadarında başarılı olacağından başka bir şey değil.

İktidar öncesi, muhalefetin dozunun yüksek tutulması ve hedef kitlesi üzerinde oluşturulan  “denenmemiş parti” algısı, bugün iktidarda olan YDP için bir sorunsala dönmenin arifesinde. 

“Denenmemiş parti” algısı ile diğer mevcut partilerden farklı olunduğu imajının kurgulanması ve muhalefet çıtasının yüksek tutulması, seçmen karşısında YDP’nin en önemli açmazı.

YDP’nin en önemli çıkmazı ise atamalarda yaşanan “ikilemler” daha basit bir ifade ile parti içi güç savaşlarının kurulduğu günden beri devam etmesi.

Ve böylesi bir kaotik yapının devam etmesinin zaruri neticesi ise YDP’nin bölünme ve küçülme tehlikesi ile karşı karşıya olmasından başka bir şey değil.

YDP’nin en sıcak kışı devam ediyor.