Greentree zirvesi sonrasında sürecin çok taraflı konferansa doğru yönlenmesiyle gerilen Rum tarafını, Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan dün gelen açıklama rahatlattı. Rusya, çoklu konferansı ve takvimleri reddettiğini açıkladı.

Rusya’nın bu tavrı Rum tarafı açısından bir miktar çıkış yolu olarak görünse de garanti olmadığına çünkü Genel Sekreter’in çok taraflı konferans çağırma konusunda Güvenlik Konseyi’ne bağlı olmadığına dikkat çekiliyor.

Politis haberi “Rusların Reddi Kıbrıslıları Rahatlattı... Rusya Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Konferansı ve Takvimleri Reddediyor... Stefanu, Omiru ve Karoyan Rusya Dışişleri Bakanlığı Açıklamasını Selamlıyor” başlık ve spotlarıyla manşete çekti.

Gazete, Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada şu tezlerin ortaya konulduğunu yazdı:

“1-Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayanmalıdır; 
2-Çözüm hakemliğin değil iki tarafın müzakerelerinin sonucu olmalı ve karşılıklı olarak kabul edilmelidir; 
3- Dıştan suni takvimler dayatılması veya prosedürün hızlandırılması çabaları toptan reddedilir. 
4-Uluslararası konferans ancak BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarının öngördüğü gibi Kıbrıs sorununun iç yönlerinin çözülmesiyle çağrılabilir; 
5-Kıbrıs sorununun bir dizi yönünde görüş birliği eksikliği belirgin olduğundan müzakere prosedürünün olanakları tüketilmediği için bu aşamada çözüm bulunamazsa Genel Sekreter’in  iyi niyet misyonuna devam etmesi gerekir…”

Habere göre Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, Greentree sonuçları çerçevesinde Rusya’nın Kıbrıs sorununa bir kez daha ilke tezleriyle yaklaşmasını takdir ettiğini belirtti. 

“Rusya’nın tutumu çok önemlidir çünkü BM Güvenlik Konseyi daimi üyesidir ve BM kararlarına saygı gösterilmesi, tam olarak uygulanması gerektiğinin altını çiziyor” diyen Stefanu, Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden Fransa ve Çin’in de Rusya’nınkiyle benzer çizgide görüşler ortaya koyduklarını söyledi.

Meclis Başkanı Yannakis Omiru da, Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ortaya konulan tutumu kutladı, şunları söyledi:

“BM Genel Sekreteri’nin Downer veya Pascoe’nun istediği veya arzu ettiği gibi davranamayacağı, özellikle dar takvimler konulduğu, Downer’ın rolünün hakemliğe yükseltildiği ve Kıbrıs sorununun ana başlıklarında anlaşma olması ve tarafların böyle bir konferansa rıza göstermeleri  gibi şartlar koşmaksızın çok taraflı konferans çağrılacağı sonucunu gündeme getiren açıklamalar yapmadan önce Güvenlik Konseyi kararlarını ve özellikle daimi üyelerini dikkate alması gerektiği açık mesajını veren bu tür tutumları selamlarım.

Biz Kıbrıs sorununun yalnızca dış yönlerinin yani garantilerin kaldırılması ve askerler ile yerleşiklerin gitmesi konularının ele alınacağı bir konferansa karşı değiliz. Böyle bir konferansa Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin, üç garantörün ve elbette Kıbrıs Avrupa ailesine üye olduğundan AB’nin de katılması gerekir.”

Gazete, DİKO Başkanı Marios Karoyan’ın da Rusya’nın ilgili açıklaması ile hakemliğin ve dar takvimlerin her türüne karşı istikrarlı tavrını bir kez daha ortaya koyduğu görüşünü belirttiğini yazdı.

Fileleftheros, Omiru ve Karoyan’ın açıklamalarını “Rus Tezlerini Kutluyorlar... Herkes, Moskova’nın Tezlerinin Net Olduğunu Söylüyor” başlığıyla yansıtırken; Stefanu’nun yazılı açıklamasını “Lefkoşa... Rus Tezlerinden Memnuniyet... Fransa ve Çin’in Tezleri De Benzer” başlığıyla aktardı.

Habere göre Stefanu, “Kıbrıs sorununa ülkeyi ve halkı adil, yaşayabilir ve işleyebilir, işgale ve kolonizasyona son veren iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe sahip, tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslar arası temsiliyeti olan federasyon çatısı altında yeniden birleştirilebilecek tek çözüm ancak BM kararlarının uygulanmasıyla başarılabilir” iddiasında bulundu.

Haravgi de manşet haberine “Kıbrıs Sorununda Hakemlik, Dar Takvimler ve Uluslararası Konferans Baskısı Yapanlara Rus ‘Niet’i” başlığını attı.

Gazeteye göre AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Moskova yanında Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın BM Güvenlik Konseyi’ni bilgilendirmesi sırasında Fransa ve Çin’in benzer tutumlarını açık ve net şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Kiprianu; Rusya, Fransa ve Çin tarafından ortaya konulan tutumların Başkan Hristofyas’ın izlediği dış politikanın bir ürünü olduğu ve bu şekilde Hristofyas’ın ideolojik hareket ettiği söylemlerini çürüttüğü görüşünü de belirtti.