“HRİSTOFYAS KURUMSAL ROLÜNÜN NE OLDUĞUNU ANLAMAKTA ZORLANIYOR”

RUSYA’DAN ALINACAK KREDİ SORUN YARATMAYA DEVAM EDİYOR

Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nı şaşalı bir törenle devralmasının ardından geçen bir hafta içerisinde birçok sorun yaşandığı ve bunların derhal giderilmemesi halinde Rum yönetiminin afişe olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu bildirildi.

Alithia haberi; “7 Günlük Dönem Başkanlığında 4 Büyük Hata... Başkan Hristofyas Büyük Çabayı Havaya Uçurma Tehlikesinde... Kredi ve Mekanizma, Organizasyon Sorunları ve Bakanların Bilgisizliği Nedeniyle İtibarımız Sanık Sandalyesinde” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Habere göre neredeyse bütün düzeylerde hatalar görüldü. Organizasyonlarda, dönem başkanlığı sekreterliğinde tam bir kaos yaşandığı anlar oldu. Rum bakanlar toplantılara yetersiz katılım gösterdi bu da şamata yarattı ancak en büyük sorun Dimitris Hristofyas’ın adında yaşanıyor.

Hristofyas ne zaman metin dışı konuşma yapması gerekse, büyük çabayı küçümseme tehlikesi yarattı. Avrupa Parlamentosu’ndaki konuşması sırasında AKEL’in tarihini anlatırken, Brüksel’de gazetecilere konuşurken yaptı, Financial Times muhabiriyle çatıştı ve hatalarına Güney Lefkoşa’da devam etti.

BARROSO HRİSTOFYAS’IN ÖNÜNDE PATLADI....

Gazete Hristofyas’ın bütün bunlara; son anda yaptığı AB destek mekanizması başvurusunu da ekledi. Gazete, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun, Hristofyas’ın önünde konuşurken patladığını ve Rum ekonomisinin iyileştirilmesi tedbirlerini almamakta direten, sonra da AB’yi katı tedbir dayatmakla suçlayan liderliğinin zafiyetlerinden söz ettiğini vurguladı.

Habere göre Komisyon Başkanı “tedbir almayı reddedenin ve Troika’yı sömürge gücü olmakla suçlayanın kim olduğunu hepimiz biliyoruz” dedi ve Güney Kıbrıs’ın Rusya’dan kredi almaktaki ısrarının soru işareti yarattığını ve durumu net olarak gösterdiğini ekledi.

Gazete, dönem başkanlığının ilk haftası içerisinde Hristofyas’ın, kurumsal rolünün tam olarak ne olduğunu anlamakta zorluk çektiğinin ortaya çıktığını, hitap ettiğinin Rum halkı değil 27 farklı ülkeden insanlar olduğunu anlayamadığını, bazen kendini parti toplantısındaymış gibi konuştuğunu belirterek özetle şunları yazdı:

“Avrupa Parlamentosu’ndaki konuşmasında metinden konuşurken her şey yolundaydı ancak soruları yanıtlamak için metin dışı konuşması gerektiğinde Avrupa Milletvekilleri karşılarında bir kıta lideri göremediler. Kıbrıs Başkanı’nı da göremediler. Karşılarında, şahsının ve partisinin tarihini anlatan ve itibarına ikna etmeye çalışan ancak beceremeyen bir parti başkanı gördüler. Kışkırtıldığını hissettiği her soruda aynı nitelikte cevaplar verdi. Sürekli komünist kimliğine vurgu yapmakla sempatik karşılanacağını sandı.

Kurio antik tiyatrosunda başarıyla gerçekleştirilen törenin yanlış zamanda yapıldığını da anlamadı. Kıbrıs Avrupa Konseyi’nin rolünü takdir ediyor görünen ülkeler arasındayken, dönem başkanlığımızın başkanlık töreni için Strazburg’ta genel kurul toplantısının yapıldığı günü seçtik. Avrupa milletvekilleri de hatta AP Başkanı da bu nedenle törene katılamadı. En önemlisi de AP çalışmaları sırasında dönem başkanlığı ve bütün komiserler Strazburg’ta değildi.

Geçen hafta içerisinde AP’de ACTA (Ticarette Sahtecilikle Mücadele Anlaşması) görüşüldü. Haftalardır AP’nin gündeminde bulunan bu konuda dönem başkanlığının görüş belirtmesi gerekirdi ancak konunun görüşülmesi sırasında dönem başkanlığımızdan hiçbir yetkili hazır bulunmadı. Bu Avrupalı milletvekillerinin dikkatinden kaçmadı.

Unutulmasını isteyeceğimiz bir an da Maliye Bakanı Vasos Şarlis’in Maliye Komitesi’ndeki konuşmasıydı. Şarlis o kadar hazırlıksızdı ki, danışmanının kendisine verdiği, milletvekillerinin gündeme getirdiği çeşitli konularla ilgili notları bile okumamıştı.

Bunun dışında diplomatik düzeyde de sorunlar yaşıyoruz. Çok sayıda Kıbrıslı diplomat, bugüne kadar hiç değinmediğimiz çeşitli komitelere başkanlık etmek için yarışıyor. Ancak daha da kötüsü, kimse diplomatlarımıza, bu komitelerin en azından son bir aydır meşgul olduğu konular hakkında bilgi vermemiş olmasıdır.

Tatbikat bitip iş zamanı geldiğinde Dönem Başkanlığı Sekreterliği’nde panik yaşandı. Yaşanan örgütlenme sorunları büyük değildi ancak kriz yönetiminde buluna kişiler büyük zafiyet gösterdiler. Neredeyse komik örnekler var. Pazartesi günü bir üye ülkeden bir yetkili akreditasyon almak üzere konferans merkezine gitti ancak kayıt için belirlenenden yarım saat geç kalınca sorunu çözülemedi. Bu yabancı yetkili bize ‘okul yıllarında bile kendisine böyle davranılmadığını’ söylemek zorunda kaldı. Kimileri aynı zamanda Lefkoşa’daki üç farklı otelde düzenlenen toplantıya götürmesi için tek otobüste kaldı, bir başka grup da organizasyonsuzluktan dolayı üç farklı otelde konaklamak zorunda kaldı. Bu nedenle toplantılar öncesi koordinasyonlarını ve istişarelerini yapamadılar, yetişmek için maraton yapmak zorunda kaldılar.”