KPK toplantısında Rum,Yunan ve Aşırı Sağ’dan Türkiye’ye veto

68.Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısına Rum,Yunan,Aşırı sağ parlamenterlerin Türkiye karşıtı tutumları damga vurdu. Yunan,Rum ve Aşırı sağ parlamenterler bir kez daha Türkiye AB sürecinde Ankara’ya karşı sert bir tutum takındı.

KPK toplantısında Andrew Duff ve Cahit Bağcı tarafından hazırlanan Katılım Öncesi Mali Yardımlar ile ilgili teknik bir rapor olan IPPA AB kanadında yapılan oylamada 6 ret 4 kabul 3 çekimser oyla reddedildi.Avrupa Parlamentosu AP'deki Türkiye karşıtı cephe hiç bir bağlayıcılığı olmayan tavsiye kararını bile reddederek yeni bir skandala imza attı.

Tamamen teknik içerikli rapor KPK üyesi Yunan,Rum ve Aşırı sağ parlamenterlerin Türkiye karşıtı çok iyi organize olması nedeniyle reddedildi.Bir kez daha Rum ,Yunan ve Aşırı Sağ Türkiye’nin AB üyeliğine net bir şekilde karşı olduklarını ortaya koydular.AP Hıristiyan Demokrat ve Sosyalistleri yanlarına çeken AB’de Türkiye karşıtı çevrenin Ankara-Brüksel arasındaki ilişkileri organize bir şekilde bloke etme girişimi başarılı oldu.

Rum Yunan ve Aşırı Sağ parlamenterlerin İPPA raporunun reddedilmesi için ellerinden gelen her şeyi seferberlik içinde yaptı. Söz konusu çevre tamamen teknik bir içeriğe sahip olan rapora yönelik siyasi değişilik önergeleri vererek tartışmaları siyasi zemine çekmeye çalıştı.Raporun reddedilmesi üzerine KPK toplantısının son oturum toplantısına bir Kıbrıslı Rum parlamenter dışında Türkşye karşıtı cepheden hemen hemen hiç bir parlamenter (toplantıya ilgi duymadı) katılmadı.Büyük sevinçle raporun reddedilmesini kutlayan Rum ve Yunan ve Aşırı Sağ parlamenterlerin Türkiye AB sürecini bloke etme çalışmaları bir kez daha net bir ekilde ortaya çıktı.

İPPA raporuyla ilgili konuşan Kıbrıslı Rum Eleni Theocharous ,KPK’nin ilk günkü (23 Şubat) oturumunda çok büyük bir saldırıya uğradık.Bizler aşağılandık. Sorun Türkiye’nin Kıbrıs’ı hiç bir şekilde tanımamasıdır. Bizler milyarlarca Euro’yu Mısır’a Ortadoğu veya Türkiye’ye aktaramayız.AB zaten ekonomik kriz içinde. O açıdan bu tavsiye kararına karşıyız dedi.

KPK Eş Başkanı Afif Demirkıran ise ABHaber’e verdiği mülakatta ise çok teknik insani olan hatta Türkiye’nin hak ettiğinin daha da altında bir içeriği olan ve uzlaşıyla hazırlanan IPPA raporunun kabul edilmemiş olmasını kabullenemiyoruz. Tam anlamıyla teknik içeriği olan rapora karşı tamamen siyasi mülahazalar ve önyargılarla hareket edilmiştir. Ancak raporu hazırlayan Duff ve Bağçı’ya bu rapora vermiş oldukları katkıdan dolayı teşekkür ediyorum''dedi.

Afif Demirkıran ‘’birileri Türkiye-AB sürecini engellemeye devam etseler dahi AB sürecine devam edeceğiz ve reformları kararlılıkla sürdüreceğiz’’ şeklinde konuştu.

KPK üyesi Aykan Erdemir İPPA raporunun reddedilmesi sonrası yaptığı konuşmada şunları söyledi:’‘ırkçı İslami ve kültürel nedenlerden dolayı her türlü ayrımcılığa rağmen biz iyi niyetle çalışmamızı sürdüreceğiz.’’

Raporu kaleme alan Cahit Bağcı ABHaber’e verdiği mülakatta İPPA Katılım Öncesi Mali Yardım raporu tam üyeliğe hazırlamak için Türkiye ve AB tarafına bazı tavsiyeler içeren bir tavsiye kararı niteliğinde metndi.Bağlayıcılığı yoktu. Buna bile itiraz ettiler.Rapor Türkiye’nin AB üyelik başvurusu yaptığı bugüne kadar taraflarca kabul edilen ilgili tüzüklere atıfta bulunuyor. Bu teknik içerikli rapora hiç alakası olmayan siyasi amaçla önergeler verildi. Bu raporun reddedilmesini anlamakta zorlanıyorum’’ diye konuştu.

Bağcı şunları kaydetti:’’Raporu 68.KPK toplantısında ilk defa olumlu güzel bir hava yakalamak için (Ankara-Brüksel arasındaki) olumsuz havayı dağıtmak ve Türkiye’nin AB’de karşılaştığı aşırı Türkiye karşıtı duruşları engellemeye zemin olarak kulanmak istedik. AP’deki etkin grupların duruşlarının burada belirleyici olduğunu gördük. Hıristiyan Demokrat Grubu ve Sosyalist grup IPPA raporuna karşı çıktı. Teknik rapor niçin reddedildi.Anlaşılır gibi değil. Örneğin DPT’nin adı değiştiği için IPPA raporunda ismi Kalkınma Bakanlığı oldu. Bizim bu adı değiştirmemizi bile reddettiler.İPPA raporunun reddedilmesinde (Türkiye-AB) müzakere sürecine yaklaşım Kıbrıs sorunu ön plana çıktı.’’