Jennifer Lopez ablamız bir geldi pir geldi valla.  Jennifer ablamızı bilenler bilir, kendisi bir dönemin Rihanna’sıydı, Beyonce’siysi adeta. Gerçi fiziksel özellikler bakımından en çok Nicki Minaj’a benzetiyorum onu ben. Bilmem çakozladınız mı neden benzettiği mi? Açıkça itiraf etmek gerekir ki genç erkeklerin ilgi alanı onun şarkılarından çok, vücudu, daha da açık söyleyeyim poposunun durumuydu. Evet bunu kabul etmeliyiz, lütfen kendimizi kandırmayalım, odaklandığımız nokta poposuydu. Bende koskoca Jennifer Lopez’i iki dakkada bitirdim yalnız. Yok ya o kadar da değil tabii, modası hiç geçmemiş, şarkılarını hâlâ daha büyük bir keyifle dinlediğimiz yüce bir stardır kendisi. Sadece uzun zamandır haber alamıyorduk. Ziynet Sali’yle idare ediyorduk yokluğunda. Her neyse efendim; gel zaman git zaman, Jennifer ablamızdan haber alamazken bir değil, iki değil tam üç konser için ülkemize teşrif etti muhterem. Ben konserine gitmedim ama gidenlerin söylediğine göre bir Madonna konseri şaşasında değilmiş. Öyle çok fazla uçmalar kaçmalar, atlamalar zıplamalar yokmuş. Fazla bir şey kaçırmamışız. Ama yine de dünya gözüyle güzel gözünü görmek hoş olurdu. Gözü dedim evet, kastettiğim gözdü. Sizin içiniz fesatsa ben napayım... 

Konser falan iyi hoşta, her gün her gün bir tabur JLo abla haberinden sonunda gına geldi bize. Kadıncağız da bir durmadı yerinde arkadaş. Hayır biz alışmışız bakanla başbakanla görüşüp oteline kapanan dünya starlarına tabii, bunun hareketleri biraz garip geldi bize. Ataşehir’den ev bakmalar, bize bir kaynaşmalar, bir enteresan haller falan. Ataşehir’de oturan biri olarak ben bile ‘’Jenniferlan komşu oluyorum‘’ diye triplere girdim. Yaptığım mallığa bak, ulan sen kiracısın salak, Jennifer komşun olsa bu kiraya oturabilecek misin orada! 

Bazen çok fena saçmalıyoruz

Her neyse, bu Jennifer ablamız İstanbul günlerinden birinde ünlü bir AVM’ye gitmiş ve bir ayakkabıcıdan alışveriş yapmış. Tabii kaçar mı, her zaman olduğu gibi akşam oradan canlı yayında haber bültenlerimiz. Ayakkabıcı konuşuyor, ayakkabıcının dıdısının dıdısı konuşuyor, “Şuraya oturdu, sonra ordan kalkıp buraya oturdu, sonra burnunu karıştırdı, bir ayağı öbüründen daha kısaydı, poposu bombastikti’’ falan. Bu merasimler klasiktir anlarım ama asıl kayış “Cenıfır hanımın nerelere dokunduğunu soranlar oluyor’’ diyen mağaza görevlisinden sonra koptu bende. Yahu ne ara bu kadar çıldırdık biz. Sahiden nerelere dokunduğunu öğrenip ne yapıcağız mesela. Hadi merak ettin, seni mağazaya girip bunu sormaya iten motivasyon nedir? Velhasıl kelam bir silkelenip kendimize gelmenin vaktidir a dostlar. Bazen çok fena saçmalıyoruz. Toparlanalım, kendimize gelelim.

Sözlerimi bitirirken son sözüm sana Jennifer ablacım; duyduğuma göre “İlerde İstanbul’a yerleşebilirim“ demişsin. İyi hoş tamam yerleş ama bizim burada bir popoluk bile yerimiz kalmadı. Hayır iyi bir ablamızsın, biraz sıkışalım diyeceğim ama seninki popo değil, seninki başka bir şey. Kusura bakma Jennifer abla.



KAYNAK : GAZETEVATAN