RUM YÖNETİMİ BAŞKANI, MÜLK KRİTERLERİNE GİRMEDEN ÖNCE TÜRK TARAFINA, "100 BİN RUM’UN GERİ DÖNMESİ TEZİNİ KABUL EDİP ETMEDİĞİNİ" SORDU

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın mülkiyet başlığının müzakeresine başladıkları dünkü görüşme sırasında Türk tarafını, mülkiyet konusunda kendisinden istenilen tam verileri vermemekle suçlayan Hristofyas’ın, “Toprak (başlığı) olmadan mülkiyeti görüşmemizin manası yok” dediği bildirildi.

Fileleftheros; “Eroğlu’nun Takas Teraneleri... Mülkiyette Kriterlerde Israr Etti, İadeyi Kabul Etmiyor, Veri Vermedi... ‘Toprak Olmadan Mülkiyeti Görüşmemizin Manası Yok” başlıklı haberinde, dünkü görüşmenin ana gündeminin mülkiyet ve tarafların sunduğu belgelerin görüşülmesi olduğunu yazdı.

Gazete edindiği bilgilere dayanarak, Hristofyas’ın görüşme sırasında, Kıbrıs Türk tarafının, kendisinden istenilen mülkiyetle ilgili tam verileri vermediğini savunarak, “Toprak olmadan mülkiyeti görüşmemizin manası yok” dediğini haber verdi, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk tarafından istenilen veriler arasında; 1974’te Kıbrıslı Rumlara ait konutların ne kadarında bugün Kıbrıslı Türklerin, ne kadarında yerleşiklerin oturduğu da vardı. Buna ilaveten, ‘kamu çıkarı’ için ‘istimlâk edilen’ torak miktarına ilişkin veriler de verilmedi. Türk tarafı, yasadışı Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuru yapan Kıbrıslı Rumların ve yapılan ‘dostane düzenleme’ sayısına ilişkin veriler sundu. Eroğlu, mülkiyete ilişkin kriterler de ortaya koydu ve tazminat ve takaslar konusunu önerdi.

Derviş Eroğlu, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, mülkiyette kriter ve kuralların önemine işaret etti. Kıbrıs Türk tarafının, BM Genel Sekreteri’ne taahhüt ettiği gibi, Rum tarafına (‘Tapudan’) tapular ve diğer ‘dairelerden’ veriler sunduğunu söyledi, mülkiyet meselesinin verilerle değil kriterler ve kurallarla çözüleceğini belirtti, Hristofyas’ı ne kadar toprak alacağını bilmeden bunu mülkiyetle bağdaştıramayacağı anlayışına sahip olduğu için mülkiyet meselesine sıcak bakmamakla suçladı.  Haritaların ve verilerin en son, çok taraflı konferans tarihi belirlendikten sonra görüşüleceğini belirten Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının bu istikamette hareket ettiğini anlattı.

Dimitris Hristofyas ise, görüşme sonrasında basına açıklama yapmaktan kaçındı ve Alexander Downer’ın söylediklerine göndermede bulundu.”

EROĞLU “2006 TARİHLİ BELGEYİ ALIP KRİTERLERİ, ASLINDA İADE İSTİSNALARIYLA İLGİLİ OLANLARINI OKUDU”

Alithia “‘İadede’ Buluşmuyorlar... Mülkiyet Müzakeresi Başladı, Derviş Eroğlu Bir Dolu Kriter İstiyor, Hristofyas Mülkiyetle Toprağın Birleştirilmesinde Israr Ediyor” başlıklı haberinde, Mülkiyet “diken” başlığı üzerinde yoğunlaşıldığı düşünülen dünkü görüşmenin sadece bir buçuk saat sürdüğüne dikkat çekti.

Gazete, Alithia’ya konuşan bir kaynağın; BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer huzurunda gerçekleşen dünkü liderler görüşmesi sırasında Eroğlu’nun, “Eylül 2006’da verdiği mülkiyetle ilgili bir belgeyi alıp, bundan sadece iade kriterlerini; aslında iade istisnalarıyla ilgili olan kriterleri okuduğunu” söylediğini savundu, özetle şunları ekledi:

“Yani, Kıbrıslı Türklerin liderinin ifade ettiği kriterlere tabi olan, Rum sahiplerine iade edilmek üzere bugünkü kullanıcılarının çıkartılmaması gereken evlerle ilgili olanlar... Kıbrıs Türk tarafının tezine göre, özgür bölgelerdeki mallarının tapuları ile sahte devletin verdiği (Denktaş dönemindeki toplu takas) tapularla değiştirmiş olanların bugün yaşadıkları konutlardan çıkarılmaması gerekiyor.

Dahası, yabancılara satılmış olan evlerin de, bugünkü kullanıcılarının; işgal bölgelerinde bulunan Kıbrıs Rum evleriyle duygusal bağ geliştirdiklerini iddia ettikleri evlerin de iade edilmemesi gerekiyor.

Öte yandan Hristofyas, Mülkiyeti Toprak konusuyla birleştirmekte ısrar ediyor ve Kıbrıslı Türklerin Rum tarafına verdiği verilere eleştirel yaklaşıyor. Hristofyas, Eroğlu’ndan aldığı verilerin eksik olduğunu belirterek, teferruatlı analiz yapmadan önce kapsamlı veriler görmeyi bekleyeceğini söyledi.

Yani; yerinden edilmişlerin evleri (ne kadarının yıkıldığı, ne kadarının satıldığı, ne kadarının inkişaf ettirildiği, ne kadarının Kıbrıslı Türklere, ne kadarının yerleşiklere verildiği, v.b.) hakkında detaylar bekliyor. Kıbrıs Rum tarafı, Rumların topraklarına ilişkin verileri (kaç dönümüne inşaat yapıldığı, satıldığı, ne kadarının işlenmekte olduğu, kaç dönümünde askeri kışla bulunduğu veya askeri bölge olduğu, ne kadarının orman olduğu, v.b.) halen almış bulunuyor.”

“DOWNER MART SONUNA KADAR İLERLEME İSTİYOR”

Politis; “Downer Zorlanıyor... Mülkiyet Konusunda Dün De Sağırlar Diyaloğu” başlıklı haberinde; ortada, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın Mart sonlarına doğru çok taraflı konferans çağrılması konusundaki değerlendirmesi varken, kenarda da mülkiyetle ilgili kısır diyalog ve çıkmaz bulunduğunu yazdı.

Habere göre Downer, dünkü liderler görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, çok taraflı konferans çağrılması gerekçesi olup olmadığı konusunda Genel Sekreter’e Mart sonunda sunacağı raporun yazımının zorluğuna işaret etti.

Gazete, önceki gün Rum Yönetimi Başkanı’yla görüşen ve Rum tarafının, uluslararası konferansa ilişkin şartlarla ilgili tezlerini yeniden dinleyen Downer’ın, BM Güvenlik Konseyi’nin rolü ve kararları hakkında dün de aynı genel çerçevede konuştuğunu ve şunları söylediğini yazdı: “BM uzun zamandır bu prosedüre çok enerji harcıyor. Kıbrıs sorunuyla yalnız Genel Sekreter ilgilenmiyor, Güvenlik Konseyi’nin oynadığı roller de var.”

Habere göre, liderlerin çoğu zaman Güvenlik Konseyi’nin rolünü hatırlattığını (bu noktada Hristofyas Konsey’in kararlarını öne çıkartıyor) söyleyen Downer, Mart başlarında Genel Sekreter’in Güvenlik Konseyi’ne rapor sunacağına atıfta bulunarak, “Genel Sekreter’in ne dediğini okumak istiyorlar” ifadesini kullandı.

Kendisinin de Greentree - 2’nin ardından Güvenlik Konseyi’ni bilgilendirdiğini hatırlatarak müzakereleri kendisinin değerlendirip Mart sonunda Genel Sekreter’i bilgilendirmesinin kararlaştırıldığını söyleyen Downer, Mart sonuna kadar ilerleme olması gerektiğine işaret ederek; yazacağı raporun içeriğine girmekten kaçındı.

HRİSTOFYAS MÜLK KRİTERLERİNE GİRMEDEN ÖNCE TÜRK TARAFINA “100 BİN RUM’UN GERİ DÖNMESİ TEZİNİ KABUL EDİP ETMEDİĞİNİ” SORDU

Dünkü liderler görüşmesinin tamamen mülkiyet üzerine odaklandığına, ancak ileri doğru hiçbir adım atılmadığına işaret eden gazete, edindiği bilgilere dayanarak, Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafınca sunulan (Tapu dairesinden tapularla ilgili) verilere dayanarak görüş belirttiğini ve ilave veri gerektiğine işaret ettiğini yazdı.

Habere göre Rum tarafı, mülklerin iade veya tazminat kriterleriyle ilgili görüşmenin başlamasından önce Kıbrıs Türk tarafından; toprak düzenlemeleri aracılığıyla 100 bin Rum’un geri dönmesi tezini kabul edip etmediği izahını istedi.

Gazete, Kıbrıs Türk tarafının ise uzlaşılması gereken ve hak sahibi kategorilerinin ve üç çarenin (takas, tazmin, iade) uygulanması kurallarının düzenlenmesiyle bu başlığın halline tabi olacak kriterleri öne çıkardığını, çok taraflı konferans tarihi belirlenmeden düzenlemesi yapılacak toprağa dönecek Rum sayısı veya mal iadesini konuşamayacağını söylediğini belirtti.

Gazete, diplomatik kaynakların bu gazeteye, “Dünkü görüşmede de iki taraf; Alexander Downer’ın önünde birbirlerini işbirliği yapmamakla suçlayarak, aynı konuda farklı dillerde konuştu” dediğine işaret etti.

“EROĞLU, DAHA ÖNCE VERDİKLERİNİ DE GERİ ALIYOR”

Haravgi; “Sayın Eroğlu Daha Da Geriliyor... Türk Yerleşikler İçin Daha Başka Şeyler İstemek İçin Anastasiadis’in Yorumlarını Kullanıyor” başlıklı haberinde, dünkü Eroğlu - Hristofyas görüşmesinin, “en kötü görüşmelerden biri” olarak nitelendirildiğini savundu.

Edindiği bilgilere dayanarak Eroğlu’nun, sunduğu ve Rum tarafınca “yetersiz” addedilen mülkiyet verilerinde “biraz daha caydığını” öne süren gazete, diplomatik kaynakların, Eroğlu’nun “bu tavrıyla her şeyi havaya uçurduğunu” söylediklerini kaydetti, özetle şunları yazdı:

“Eroğlu, Mülkiyet’le ilgili verilerde, en azından Kıbrıslı Rumlara iade edilebilecek mallar konusunda gerileyerek, malların illa Rumlara iade edilmeyeceği, Kıbrıslı Türkler, daha da kötüsü yerleşikler! tarafından değerlendirilebileceklerini ima etti.

Eroğlu, verimsiz toprakları veya inkişaf yapılamayacak yerleri nitelediği ‘yeni orman alanlarına’ atıfta bulundu. Diplomatik gözlemciler, Eroğlu’nun, Türkler için daha fazlasını istemek için, DİSİ Başkanı’nın, 4 Temel Özgürlük’le ilgili görüş birliklerine ilişkin belgeye yorumunu kullanıyor göründüğüne işaret ettiler. Eroğlu, Anastasiadis’in verdiği (yorumladığı) gibi serbest yerleşim hakkı da istiyor, mülk iadelerine katmak istediği yeni içerikle daha önce verdiklerini geri alarak, ev de istiyor.”