Rum basını, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın Greentree’de BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’la gerçekleştirdikleri üçlü zirveden, Nisan ya da Mayıs aylarında çok taraflı konferans düzenlenmesi kararı çıktığını, Hristofyas’ın zirveden memnun olmadığını yazdı.

Politis “Güvenlik Konseyi Duraklı Yolun Sonu – Ban Mayıs’ta Çok Taraflı Konferans İlan Etti – Downer Bir Sonraki Adıma Karar Verme Yetkisi Aldı – Üç Ay İçerisinde Son” başlıkları altında manşet ve iç sayfalarından geniş yer verdiği haberinde, “Ban’ın yaklaşık üç buçuk yıl önce başlayan müzakere süreci tünelinin sonuna ışık yaktığı” yorumunda bulundu.

Gazete, Ban’ın açıklamasına geniş yer verirken, Ban’ın müzakerelerde çok az ilerleme olduğunu belirterek, sürecin sona ermesine kadarki 3 aylık süreçte sürecin ilerleyeceği koşulları belirlediğini yazdı.

Gazete, Ban’ın ayrıca, olası bir uzlaşmazlığın kendisi tarafından, sorumluların kimler olduğunun belirtileceği bir şekilde, BM Güvenlik Konseyi’ne götürüleceğini de net bir biçimde dile getirdiğini vurguladı.

“DÖRT DURAK”

Gazete, Ban’ın dünkü resmi açıklamasında müzakere sürecinin gidişatında yer alacak ve BM tarafından kontrol edilecek dört duraktan bahsettiğini belirterek, ilk durağın tarafların 15 gün içerisinde mülkiyet konusunda verilerin yer aldığı bilgilerin teatisinde bulunmaları olduğunu yazdı.

Müzakerelerin Mart ayı sonuna kadar özellikle mülkiyet konusuna yoğunlaşmış bir şekilde devam edeceğini ancak yönetim ve vatandaşlık başlıklarında askıda kalmış konuların da bu süreçte ele alınacağını belirten gazete, Ban’ın Şubat ayı sonunda ise Güvenlik Konseyi’ne, müzakerelerdeki gidişata ilişkin rapor sunacağını aktardı.

Son olarak Ban’ın Özel Danışmanı Downer’in Mart sonunda sunacağı raporun olumlu olup olmaması, yani iç konularda anlaşmaya varılması halinde çok taraflı konferans ilanına gideceği ifade edildi.

DOWNER’İN SEVİYESİ YÜKSELDİ

Gazete, tüm bunlardan anlaşıldığı üzere, Downer’in onay vermesi durumunda çok taraflı konferans çağrısı yapılabileceğini, bu durumun da Downer’in düzeyinin yükseldiği anlamı taşıdığını yazdı.

Gazete, çok taraflı konferansın toplanmasının her iki tarafın da hemfikir olmalarını gerektirmesine karşın, Kıbrıs Rum tarafının onayı olmaksızın Downer’in böyle bir çağrıda bulunmasının arkasından, Ban’ın Güvenlik Konseyi’ne, sorumlu tarafa da değinerek, yeni talimatlar için başvurmasının geleceği yorumunda bulundu.

Bu sebepten ötürü Güvenlik Konseyi’nin süreçte büyük önem taşıdığını ifade eden gazete, Hristofyas’ın dün Güvenlik Konseyi beş daimi üyesiyle temaslarda bulunmasının sebebinin de bu önem olduğunu yazdı.

Gazete ayrıca, Ban’ın dünkü açıklamasının her zamanki “denge politikasının” bir göstergesi olduğu yorumunda da bulundu.

“SÜRECİ KURTARAN KIBRIS TÜRK TARAFI”

Gazete, tarafların zirve sırasında, mülkiyet, vatandaşlık ve yönetim başlıklarında saplanıp kalma tehlikesi yaşadıklarını ancak Kıbrıs Türk tarafının mülkiyet konusunda yeni bilgiler vermeyi taahhüt etmesinin süreci kurtardığını iddia etti.

Elde ettiği bilgilere dayanan gazete, Kıbrıs Türk tarafının, toprak düzenlemeleri sonucunda ne kadar Kıbrıslı Rum’un geri döneceklerini rakamlarla konuşmayı kabul ettiğini, ayrıca Kıbrıs Türk tarafının harita sunma zorunluluğu olmaksızın, Güzelyurt ve Karpaz’ın bir kısmını iade edip etmeyeceğini netleştirmesi gerekeceğini öne sürdü.

“AĞRILIK OY 9 YIL SONRA”

Gazete, Kıbrıs Türk tarafının ayrıca, ağırlıklı oy uygulamasının “9 yıl sonra, parlamentondan geçmesi durumunda uygulamaya girmesi” konusunda hemfikir olduğunu da iddia ederken Kıbrıs Rum tarafının bu ihtimali müzakere edebileceğinin anlaşılması üzerine Kıbrıs Türk tarafının bu “yarım adımının” değerlendirmeye alındığını yazdı.

Taraflar arasında gel-git diplomasisi ve köprü kurucu öneriler sonrasında “parlamento” unsurunun olduğu şekilde kaldığını ancak ağırlıklı oy uygulamasının parlamento tarafından onaylanması şeklinin değiştirildiğini savunan gazete, her iki tarafın da, ağırlıklı oyun parlamento tarafından onaylanmasının, parlamentoyu oluşturan 60 üyeden 31’inin onayıyla (yüzde 50+1) gerçekleşmesi konusunda hemfikir olduklarını öne sürdü.

Gazete, bazı bilgilere göre ise bu maddeye, referandumla onay unsurunun da eklendiğini iddia etti.

Alithia “Konferans ve Son Başlıkları – Nisan Sonu Mayıs Başı – Downer’in Konferans’ta Kritik Rolü” başlıkları altında zirveye ilişkin haberlere geniş yer verirken, “çapraz oya” ilişkin yukarıda belirtilen öneriye yer verdi.

Gazete, söz konusu öneriyi yineleyen bir habere yer verirken, yüzde 50+1 önerisinin Kıbrıs Türk tarafınca kabul edilmediğini ancak BM’nin bu önerisinin masadan kalkmadığını iddia etti.

HRİSTOFYAS: “ULUSLARARASI KONFERANS TAKVİMİ YOK”

Öte yandan Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas; “uluslararası konferansa ilişkin herhangi bir takvimi kabul etmesinin söz konusu olmadığını” açıkladı.

BM Genel Sekreteri Ban’ın Greentree zirvesin sonrasında yaptığı açıklamanın ardından basına açıklamada bulunan Hristofyas, zirvede her iki tarafın da, yönetim başlığında, sadece yürütme yetkisi değil ayrıca dış ilişkiler, uluslararası anlaşmalar ve hava sahanlığı konularındaki tezlerinde ısrarcı olmalarından ötürü ilerleme sağlanamadığını iddia etti.

Ban’ın 6-7 saat liderlerle kaldığını ancak yine de ilerleme sağlanamadığını öne süren Hristofyas, mülkiyet konusunda ise, gerek kendisinin gerekse müzakere grubunun, toprak ve mülkiyet konularının birbirleriyle ilişkili olduklarını müzakereler sırasında vurguladıklarına dikkat çekti.

Hristofyas, Kıbrıs Türk tarafının “tamamen zamanı geçmiş ve internette dahi bulunabilecek bazı veriler sunduğunu” öne sürerken, “bu konuda belirli verileri ele alacak bir komite kurulması konusunda tarafların taahhütlerinin de yerine getirilmediğini” iddia etti.

Kıbrıs Türk tarafının “ne yazık buna da karşılık vermediğini” savunan Hristofyas, Ban’ın açıklamasında da belirtildiği gibi, “tarafların 15 gün içerisinde mülkiyet konusuna ilişkin önemli verilerin teatisinde bulunmaları, eş zamanlı olarak da toprak konusunu, harita sunma zorunluluğu olmaksızın, ele almaları gerektiğini” söyledi.

Hristofyas “İstediğimiz bu değildi. Toprak düzenlemelerine ilişkin temel taleplerimize dair Kıbrıs Türk tarafının niyetlerini öğrenmek istiyoruz. 1974’te göçmen olan 100 bin insana Kıbrıs Rum yönetimi altında topraklarına dönme imkanı verilmesini ve bu insanların mülklerinde tam hak sahibi olmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Uluslararası konferans konusunda ise Hristofyas, bu konuda takvimler kabul etmesinin söz konusu olmayacağını Ban’a ilettiğini belirterek “Genel sekreter, bazı koşullara bağlı olan niyetler belirtmiştir. Koşul olan ise; bizim de onaylayacağımız ve Downer’in de kayda geçireceği önemli bir ilerlemenin olmasıdır” dedi.

Hristofyas, Downer’in rapor hazırlayacak olmasına karşın Downer’in kendileriyle de müzakere edeceğini, ayrıca BM Genel Sekreterinin de, ilerlemenin varlığı ve Güvenlik Konseyi’nin koyduğu koşul altında, uluslararası konferansın gerçekleşmesi konusunda müzakerede bulunacağını vurguladı.

Ban’ın tutumunun, uluslararası konferans konusunda Güvenlik Konseyi’nin kararlarıyla uyumlu olacağını savunan Hristofyas, zirvede ilerleme sağlanması konusunda fazla bir beklentisi olmamasına karşın ilerleme yaşanmış olmasını çok istediğini, bu yüzden de Greentree’den “memnun olmaksızın” ayrıldığını belirtti.

Kıbrıs Rum tarafının koyduğu şartların yerine getirilmemesi durumunda uluslararası konferans konusunun ne olacağı şeklindeki bir soruya ise Hristofyas; “uluslararası konferans olmayacak ve çabalar devam edecek. Genel Sekreterin konuyu kapatmayı ve yetkilerini Güvenlik Konseyine devretmek istemediğini düşünüyorum. Genel Sekreter bu sürecin devam etmesini istiyor. Sanırım bizim isteğimiz de çabanın sürmesi ve nihai çıkmazın ilan edilmemesi yönündedir” yanıtını verdi.

Hristofyas, AB dönem başkanlığının zaman sınırı olarak gösterilmesi konusundaki bir soruya karşılık ise; “AB dönem başkanlığının, Kıbrıs Rum tarafının değil Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dönem başkanlığı olduğunu, işgal bölgeleri de dahil tüm Kıbrıs’ın AB’nin kurumsal konusu olduğunu, bu yüzden konunun uluslararası konferans ya da Kıbrıs sorunuyla bir ilişkisi bulunmadığını” iddia etti.

Hristofyas ayrıca, “Kıbrıs Türk tarafının Temmuz’dan önce tutum değiştirmesini ve çözüm için elini uzatmasını umut ettiğini, ancak Eroğlu’nun, Kıbrıs Rum tarafının kabul etmesinin mümkün olmadığı konularda ısrarını gördükten sonra, bunun çok zor olacağına inandığını” söyledi.

AB dönem başkanlığını sürdürdüğü sürece müzakerelere devam etmenin kendisini rahatsız etmeyeceğini de belirten Hristofyas, Downer’in bugüne kadar bazı durumlarda aksi davrandığı halde, BM kararları çerçevesinde hareket edip etmeyeceği şeklindeki bir soruya ise “Güvenlik Konseyi’nin de var olduğu” yanıtını verdi.

Gazete ayrıca, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun zirveye ilişkin açıklamasına da kısaca yer verdi ve Eroğlu’nun Ban’ın açıklamasından memnun olduğunu yazdı.

Diğer gazeteler konuya ilişkin haberlerini şu başlıklarla yansıttılar:

Simerini: “Downer’in ‘Rehberliğinde’ Yol Haritası – Genel Sekreter Nisan’da Çoklu Konferans Duyurusunda Bulundu – Takvimler ve Çoklu Konferans – Hristofyas Başka Şey Söylüyor”.

Fileleftheros: “Greentree’nin Sonucu Sıkı Takvimle ve Hakemlik – Ban Ki Moon Sadece ‘Yolun Sonuyla’ İlgileniyor – Genel Sekreter Mayıs Ayında Yapılacak Çoklu Konferansa Kadarki Adımları Belirledi – Hristofyas: ‘Uluslararası Konferans Konusunda Bizde Söz Sahibi Olacağız – Hayal Kırıklığı Yaşayan Eroğlu Kıbrıs Rum Tarafını Suçladı”.