11 Temmuz 2011 yılında Mari’de (Tatlısu) meydana gelen ve 13 kişinin hayatını kaybettiği patlamayla ilgili 17 Mayıs’a ertelenen davanın yarın bir kez daha ertelenebileceği belirtilirken, böyle bir durumda bazı sanıkların avukatlarından itirazların geleceğinden bahsedildi.

Fileleftheros gazetesi “Mari Davası Bir İplikte... Çalikidis’in Yokluğu Yarın ‘Basınç ölçer’... Diğer Sanıklar Yeni Bir Ertelemeyi Kabul Etmiyor” başlıklarıyla verdiği haberinde, davada yargılanacak  8 sanığın arasında bulunan ve patlamanın ardından istifasını vererek Yunanistan’a giden Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) eski Komutanı Petros Çalikidis’in ilk davada hazır bulunmamasından dolayı davanın 17 Mayıs’a ertelendiğini anımsatarak, Çaikidis’in yine davada hazır bulunmayacak olmasından dolayı muhtemelen yeni bir ertelemenin geleceğini kaydetti.

Gazete böyle bir durumda, konumlarının beli olması için davanın hemen başlamasını isteyen sanıkların avukatlarının erteleme kararına itiraz edeceğini belirtti.

Haberde Çalikidis hakkında Avrupa tutukluluk emrinin çıkartıldığı, öte yandan Yunan Makamlarının, şimdiki RMMO Komutanı aracılığıyla, Rum Başsavcıya, Çalikidis aleyhinde Güney Kıbrıs’ta bir davanın olması konusunda hemfikir olmadığı, böyle bir davanın Yunanistan’da yapılmasını istediği yönünde mektup gönderdiği anımsatıldı.

HRİSTOFYAS’IN DOKUNULMAZLIĞI KONUSU

Öte yandan gazete “Hristofyas’ın Dokunulmazlığıyla İlgili Karar Saklı Tutuldu... Kliridis İle Mari Patlaması Mağdurlarının Avukatları Arasında Hukuki Konuda Karşı Karşıya” başlıklı bir başka haberinde, Rum Yüksek Mahkemesi Genel Kurulunun, Mari’de (Tatlısu) meydana gelen patlamada hayatını kaybeden üç kişinin ailesinin Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili yaptığı başvuruya ilişkin kararını saklı tuttuğunu yazdı.

Aslında, Genel Kurulun, Başkanın dokunulmazlığının, yük kızartıcı bir suç ya ahlaksız suç işlemesi durumunda kaldırılacağından bahseden Anayasanın 45’inci maddesinin yorumlanması için başvuru yapılmasına izin verip vermemesi gerektiğiyle ilgili değerlendirme yapacağını yazan gazete, netlik kazanması gereken şeyin, adam öldürme ya da ihmal sonucu ölüme sebebiyet verme suçlarının, yüz kızartıcı ya da ahlaksızlıkla ilgili suçlarına kapsamına  girip girmediği olduğunu aktardı.

Dünkü prosedürde, gerek avukatlar, gerekse Rum Başsavcı Petros Kliridis’in konuştuğunu belirten gazete, Kliridis’in, Anayasanın 45’inci maddesinin yorumlanması için başvuru yapılmasına izin verilmemesinde ısrar ettiğini yazdı.

Patlamayla ilgili cezai soruşturmanın yapıldığını ve Hristofyas aleyhinde hiçbir şeyin ispatlanmadığını ve bu araştırmada Hristofyas’ın ayrı tutulmadığını belirten Kliridis, Polisin araştırma ve soruşturmaları sonucu topladığı tanıklık belgelerinde de Hristofyas’ın (patlamayla ilgili) herhangi bir sorumluluğunu kanıtlamadığını belirtti.

Diğer üç avukat ise Hristofyas’ın patlamayla ilgili sorgulanmadığını, çünkü Başsavcının, Hristofyas’ın dokunulmazlığının kaldırılması isteğini sunmayı reddettiğini söylediler.

Avukatlar ayrıca patlamadan bir yıl önce patlayıcı dolu konteynırların tehlikeli olduğuna dair Hristofyas’a bilgi verildiğini söylediler.

Simerini gazetesi de mahkemenin, sunulan belgeleri incelemesinin ardından, istenen noktalarda yanıt vermesinin beklendiğini yazdı.