DOWNER, DÜN HRİSTOFYAS İLE BİR ARAYA GELDİ...

MÜLKİYETLE İLGİLİ İDDİALAR: “ÇIKAR YOL ARANIYOR”

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’in, Brüksel’de garantör ülkelerin (Türkiye, Yunanistan, İngiltere) dışişleri bakanlarıyla bir araya geleceği ifade edildi.

Downer’in bu hafta sonunda Brüksel’de Yunanistan, Türkiye ve İngiltere’nin dışişleri bakanlarıyla ayrı ayrı bir araya geleceğini yazan Fileleftheros, Downer’in Avrupa Komisyonu’ndan temsilcilerle de bir araya geleceğini kaydetti.

Bu temasların, Downer’in BM Genel Sekreteri Ban’a sunacağı ve Kıbrıs sorunuyla ilgili çok taraflı konferans yapılıp yapılmayacağını önereceği raporu ışığında gerçekleştirileceğini kaydeden gazete, Downer’in üç garantör ülkenin görüşlerini ve sahip oldukları niyetleri kayda geçireceğini belirtti.

Downer’in dün Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’la bir araya geldiğini, bugün de Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile görüştüğünü yazan gazete, diplomatın dün Hristofyas’la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Ban’a sunacağı raporun uzun olmayacağını ve raporu önümüzdeki hafta kaleme almaya başlayacağını söylediğini iletti.

Downer’in “müzakerelerin daha iyi gidebileceğini söylediğini” belirten gazete, Downer’in Kıbrıs sorunuyla ilgili olası bir çok taraflı konferans toplanması konusunda ise, böyle bir konferans toplanmadan önce, Kıbrıs sorununun temel boyutlarında var olan anlaşmazlıkların çözülmesi gerektiğini söylediğini aktardı.

Gazeteye göre Downer, Kıbrıs sorununun temel boyutlarında şu ana kadar görüş birlikleri bulunmadığını sözlerine ekledi.

Sunacağı raporu ve müzakerelerin geleceğini tartışmaları için, Genel Sekreter Ban’la Nisan ayında görüşeceğini dile getiren Downer, müzakerelerdeki genel görüntüyle ilgili olarak ise, Kıbrıs sorununun tüm temel boyutlarında görüş birlikleri bulunmadığını söyledi ve özellikle mülkiyet konusuna atıfta bulundu.

Mülkiyet konusunda bazı görüş birlikleri bulunduğunu ancak bazı önemli farklılıklar da bulunduğunu ifade eden Downer, Yönetim ve Güç Paylaşımı, özellikle de yürütme gücü ve yürütme gücüyle ilgili seçimleri/tercihleri konusunda da bazı önemli farklılıklar bulunduğunu dile getirdi.

Downer, devamla “bir çeşit çok taraflı konferans ya da uluslararası konferansa dalmadan önce, bu konuların çözülmesi gerektiğini” sözlerine ekledi.

Haravgi gazetesi ise “BM Brüksel’de Müzakerelerin Geleceğiyle İlgili Görüş Arayışında” başlıklı haberinde, Downer’in, Hristofyas’la görüşmesinden sonraki açıklamalarına yer verdi.

Gazete, Downer’in müzakerelerin Greentree’den sonraki gidişatıyla ilgili raporunu kaleme almadan önce, Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve Avrupa Komisyonu’ndan yetkililerle Brüksel’de gerçekleştireceği görüşme ve temaslarda, müzakerelerin geleceğiyle ilgili cevaplar ve çözümler arayacağını yazdı.

Gazete, Downer’in, Hristofyas’la görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, Rum kesiminin müzakerelere 1 Temmuz’dan sonra da devam etmeye hazır olduğunu söylemesinin, Kıbrıs Türk tarafının bunun tam aksi yönündeki görüşüne bağlı olarak; BM için yeterli olmadığı imasında bulunduğunu kaydetti.

Downer’in, Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı sırasında gereksinim duyulacak yoğun işe aynı zamanda uzun zaman alacak ve karmaşık çalışmaya atıfta bulunduğunu yazan gazete, Downer’in, Rum hükümetinin AB Dönem Başkanlığı için yoğun çalıştığını, bu konuyu çok ciddiye aldığını söylediğini ekledi.

“ADANIN KADERİNE KIBRIS HALKI KARAR VERECEK”

“Mademki müzakereler Kıbrıs aidiyetlidir, o halde yabancılarla görüşmesinin neden önemli olduğunun” kendisine sorulması üzerine ise Downer, bir araya geleceği yabancı unsurların kendisini düşünceleri hakkında bilgilendireceğini ve kendileriyle görüşmenin önemli olduğunu düşündüğünü söyledi.

Adanın kaderine karar verecek olanın yabancı bakanlar veya Avrupa Komisyonu değil, Kıbrıs halkı olduğunu dile getiren Downer, dünyayla müzakerede bulunmamanın, aklı başında bir politika olmadığını dile getirdi.

Kıbrıs ile ilgilenen, Kıbrıs sorununu takip eden ve nüfuza sahip olan unsurlarla müzakere etmenin tamamen mantıklı olduğunu dile getiren Downer, atıfta bulunmakta olduğu ülkelerin BM üyesi ülkeler olduğunu, bununla birlikte İngiltere’nin BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olduğunu ifade etti.

Downer’in önümüzdeki cuma günü Brüksel’de olacağını yazan gazete, diplomatın yarınki liderler görüşmesinde hazır bulunacağını kaydetti.

Kıbrıs müzakere sürecinin Kıbrıs aidiyetinde olduğunu da belirten Downer, BM’nin yardımcı olmak için elinden geleni yaptığını söyledi ve önümüzdeki 10 günde ne olacağını göreceklerini sözlerine ekledi.

Bir gazetecinin, Kıbrıs sorunuyla ilgili uluslararası konferans toplanması konusundaki sorusuna ise Downer, Genel Sekreter Ban’ın, uluslararası konferansın merkezinde, Kıbrıs sorununun uluslararası boyutları, özellikle de Garanti ve İttifak Antlaşmaları’nın olacağını birçok kez söylediğini anımsattı.

Simerini gazetesi ise, Downer’in dünkü açıklamalarına yer verdiği haberinde, Downer’in Mart ayı sonunda Genel Sekreter Ban’a sunması beklenen raporunu henüz kaleme almaya başlamadığını söylediğini yazdı.

Gazete, Downer’in Hristofyas’la yaptığı görüşmenin ardından, müzakerelerdeki ilerlemeyle ilgili olarak hayal kırıklığına uğramış göründüğünü ekledi.

Politis ise haberinde, Downer’in dün Hristofyas’la gerçekleştirdiği görüşmenin çıkışında “Kıbrıs müzakerelerinde algılanmakta olan çıkmazı çok dikkatli ve diplomatik bir dille tarif ettiğini” yazdı.

Gazete Downer’in, BM’nin önümüzdeki üç ayda Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak çok taraflı bir konferans toplanmasına ilişkin başlangıçtaki planlamasının, büyük ölçüde revize edildiği imasında bulunduğunu da kaydetti.

Gazete edindiği bilgilere dayanarak, BM’nin her şekilde sürecin tam anlamıyla çökmesinden kaçınmaya çabalamakta olduğunu ve BM’nin bu çerçevede Kıbrıs sorunuyla ilgisi olan ülke ve unsurlarla görüşmeler yapmakta olduğunu ifade etti.

Gazete, Downer’in önümüzdeki günlerde Brüksel’de yapacağı temasların da bu çerçeveye dâhil olduğundan bahsedildiğini ekledi.

Alithia gazetesi ise ilgili haberinde, BM Genel Sekreteri Ban’ın raporunun dün (resmen) yayınlandığını yazdı.

Rum hükümetinin Ban’ın raporundan memnun olduğunu yazan gazete, devamla Rum hükümeti sözcüsü Stefanos Stefanu’nun açıklamalarına yer verdi.

STEFANU: “KIBRIS SORUNUNDAKİ DURUM İYİ DEĞİL”

Gazeteye göre Stefanu, Genel Sekreterin raporunun betimsel olduğunu ve müzakerelerin ortaya koyduğu durumla ilgili sorumluluklara müdahale etmediğini söyledi.

Raporun genel ruhunun, müzakerelerdeki durumun ve özellikle de belirsizlikle ilgili olan temel konuların görüşülmesinin iyi olmadığını ve kendilerinin de bu görüşü paylaşmakta olduğunu dile getiren Stefanu, Ban’ın çözüm empoze etmeye niyeti olmadığı konusundaki görüşüne de atıfta bulundu.

Stefanu, Ban’ın uluslararası konferans toplanmasına değinmediğini de sözlerine ekledi.

Simerini’nin haberine göre ise, Stefanu dünkü açıklamasında, Kıbrıs sorunundaki durumun iyi olmadığını söyledi.

İki tarafın müzakere masasında iyi niyet sergilemesi halinde, süreçte ilerleme yaşanabileceğini dile getiren Stefanu, BM Güvenlik Konseyi’nin kısa bir zaman önce, Kıbrıs sorunuyla ilgili uluslararası bir konferansın; iç boyutlarda anlaşmaya varıldığı ve iki tarafın da olur görüşüyle birlikte, sorunun uluslararası boyutlarının çözümü için toplanabileceğine açıklık getirdiğini ifade etti.

Stefanu, kendi görüşlerinin de bu yönde olduğunu anımsattı.

“BM’NİN KUZEY’DEKİ TÜRK ÇOĞUNLUĞUYLA İLGİLİ ÖNERİSİ İNCELENİYOR”

Simerini gazetesi ise, “BM Brüksel’de Elverişli Bir Zemin Arıyor” ve yukarıdaki başlığıyla manşetten yer verdiği haberinde, BM’nin şu an mülkiyet konusunun çözümüne ilişkin çabalarındaki çıkmazı sona erdirecek bir formül üzerinde çalışmakta olduğunu yazdı.

BM’nin bu amaca yönelik olarak AB’yle irtibat halinde bulunduğunu kaydeden gazete, haberine iç sayfadan geniş yer ayırdı.

Gazete “Çıkar Yol Arıyorlar” başlıklı haberinde, Kıbrıs sorunuyla ilgili diplomatik perde gerisinin AB düzeyinde; Brüksel’e de taşınmakta olduğunu kaydetti.

BM’nin kendi faaliyetleri konusunda AB’yi bilgilendirmekte olduğunu kaydeden gazete, ilk bilgilendirmenin genel sekreterin Kıbrıs raporu, ikincisinin de BM’nin alınacak olan kararlar ışığında sahip olduğu seçeneklerle alakalı olduğunu belirtti.

Konuya müdahil tüm tarafların çıkmazın önlenmesi formülü aramakta olduğunu belirten gazete, Avrupa Komisyonu ve Komisyon’un Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle’nin çalışma arkadaşlarına yönelik olarak mülkiyet konusunun gidişatı ve “Türk tarafı ne kadar çok toprak iade ederse, Kıbrıslı Türklerin veya yerleşiklerin elinde de o kadar çok mülk kalacağı mantığıyla ilgili olarak hali hazırda bir bilgilendirme yapıldığını” ifade etti.

Bu mantığın, bir diğer ifadeyle mülk karşılığı toprak mantığının “iki kesimli-iki toplumlu federasyonun işlevselliğine yakın olduğunun” savunulmakta olduğunu kaydeden gazete, devamla şunları yazdı;

“Bu öneri, ne kadar toprak iade edilirse o kadar göçmenin Kıbrıs Rum yönetimi idaresi altına dönebileceği manasında; Kıbrıs Rum kesimini memnun ediyor. Diğer taraftan, Kıbrıslı Türklerin ve meşru hale gelecek olan yerleşiklerin elinde ne kadar çok tapu kalırsa, Kıbrıs Türk kurucu devletçiğinde de sadece nüfus anlamında değil aynı zamanda toprak üzerinde de bir çoğunluk var olması olasılıklarının o kadar çok olacağı mantığıyla; Kıbrıs Türk tarafı da bu öneriyle memnun edilebilir.”

Türkiye’nin uzun zamandır bunu istemekte olduğunu iddia eden gazete, BM’nin mantığına göre bu meselenin ya mülk takası ya da tazminatlarla çözülebileceğini ifade etti.

Gazete, AB’den istenmekte olan şeyin ise, böyle bir sürecin AB müktesebatıyla uyumlu olacağını haklı çıkaracak bir formül bulunması olduğunu ifade etti.

Gazete, BM’nin, “Mülkiyetin çözümü” reçetesinin, “Rum tarafına olabildiğince çok toprak iade edilmesinin, Kıbrıs Türk kurucu devletçiğinde bulunacak olan mülklerin iadesini önemli ölçüde kısıtlayacağı mantığına dayanmakta olduğunu umduğunu” ekledi.