Cadılar Bayramı Nedir, Neden Kutlanır?

İngilizce'de Halloween olarak bilinen, dilimize Cadılar Bayramı olarak geçen 31 Ekim Hristiyan dünyasında neden kutlanıyor? Halloween kelimesi nereye dayanıyor? Cadılar bayramı nedir ve neden Hristiyan dünyası için bu kadar önemli?



İngilizce’de Halloween olarak bilinen, dilimize Cadılar Bayramı olarak geçen 31 Ekim, bütün Hristiyan dünyasında kutlanıyor. Cadılar Bayramı'nın kökleri aslında Pagan döneme ve sonrasında ilk Hristiyan uygulamalarına kadar gidiyor. Başlarda hasat zamanının bitmesi ve kışın başlamasını temsil eden Cadılar Bayramı, Hristiyanlığın etkisiyle beraber bambaşka bir anlama kavuşmuş özel bir gün.

1.Kafamızda deli sorular

Bugün Cadılar bayramı, başta Batı dünyası olmak üzere pek çok ülkede kostüm partilerine katılmak için bir bahane haline geldi. Çocuklar korkunç kıyafetlerin yanında prens ve prensesler gibi, ya da hayran oldukları süper kahramanlar gibi giyinerek, kapı kapı dolaşıyorlar ve şeker topluyorlar. Peki neden? Tüm bu tantana, bu çılgın kıyafetler ve pahalı partilerin amacı ne? Nereden geliyor bu cadılar bayramı?

2.Halloween ne demektir?

Cadılar Bayramı’nın eski dildeki söylenişi olan Hallowe’en, “Tüm Kutsalların Akşamı” anlamına geliyor. Ancient Origins sitesinden Liz Leafloor’un haberine göre Cadılar Bayramı ilk olarak İngiltere, İrlanda ve İskoçya’da, Hristiyanlık öncesi dönemlerde kutlanmaya başlamıştı. Keltler hasat bayramının bittiği gün olarak kutlarken, yüzyıllar sonra tarih sahnesine çıkan Hristiyanlar ise bugünü tüm kutsal azizleri ve din adına hayatını kaybeden şehitleri anmak için kutlamaya başladılar.

3.Samhain Bayramınız mübarek olsun

Bu kutlama, Kuzey İskoçya’da yaşamış olan Gallerin kültüründe bulunan Samhain adlı festivalin ritüelleriyle de uyuşuyor. Kışın gelmesi ve mevsimlerin değişmesinin kutlandığı Samhain günü, pek çok Hristiyanlık öncesi kaynakta da kendine yer buluyor. Uzun kış gecelerinin başlamasına karşı bugünde ateşler ve mumlar yakılır, bu da güneşi temsil ederdi. Bu gecede aynı zamanda ölmüş olan akrabalar da anılırdı. Samhain gününde yaşayanlar ve ölüler arasındaki bağın güçlendiği, ölen kişilerle bağlantı kurmanın mümkün olduğu düşünülürdü. Ziyarette bulunacağı düşünülen ölüler için şölen sofraları kurulur, içkiler servis edilirdi. Perilerin ve ne zaman ne yapacağı belli olmayan ruhların bu şekilde mutlu edilmesiyle, yaşayanların dünyasında kış boyunca sağlık ve iyi talihin hüküm süreceğine inanılırdı. Samhain festivalinin ritüelleri günümüzdeki Cadılar Bayramı partileriyle karşılaştırıldığında, Cadılar Bayramı’na referans olabilecek en eski etkinlik olduğunu söyleyebiliriz.


4.Baba, oğul, kutsal ruh ve “Cadı”

Hristiyanlığın egemen olmaya başlaması batı dünyasındaki bütün pagan inanış ve ritüelleri de baştan aşağı değiştirdi. Kilisenin gücünü artırdığı dönemlerde Samhain Bayramı da haliyle biraz şekil değiştirdi. Cadılar Bayramı ya da Samhain’in Tarihi (The History of Halloween or Samhain) adlı kitabında Jack Sanito şöyle diyor: Samhain gibi pagan bayramlarını bitirmek için uğraşan Hristiyanlar, bu gün yapılan kutlamalarda büyük değişiklikler gerçekleştirdi. MS 601 yılında Papa Gregory bir emir yayınlayarak, Hristiyan misyonerlerin bu tip yerel inanışları ve gelenekleri değiştirmelerini istedi. Ancak bunu yaparken zorlama yoluna gitmemelerini de istedi. Örneğin misyonerler ağaca tapınan insanlar görürlerse, bu ağacı kesmek yerine onu Hz.İsa adına kutsayacaklardı. Daha sonra isteyenler bu ağaca tapınmaya devam edebilirlerdi. Bu “inanış açılımı” Samhain Bayramı’nı zaman içerisinde Cadılar Bayramı’na dönüştüren bir sürecin başlamasına sebep oldu.

5.Bir dilim “ruh pastası” alır mıydınız?

12. yüzyıla gelindiğinde Hristiyanlığın başlattığı bu uygulama biraz daha değişti. 31 Ekim’de şehir ve kasaba meydanlarına çıkan siyah kıyafetli kişiler ağıtlar yakıyor ve zil çalıyorlardı. Hristiyanlara çağrıda bulunan bu kişiler, ölmüş kişilerin zavallı ruhları için dua edilmesini istiyorlardı. Günümüzdeki Cadılar Bayramı’nın kostümlü kutlamaları da işte bu ritüele dayanıyor. Etkinlikler o dönemde sadece kostümlerle sınırlı kalmıyordu, 31 Ekim’e özel “Ruh Pastaları” pişiriliyor ve herkese dağıtılıyordu. Bu uygulamanın da bugün kapı kapı dolaşıp şeker isteyen çocukların geleneğine öncülük ettiği düşünülüyor. Pasta pişirilip dağıtılması uygulaması İngiltere, Almanya, Belçika, Avusturya ve İtalya’da uygulanmaktaydı.

6. Neden balkabağı?

Cadılar Bayramı’nın tüm dünyada en önemli sembollerinin başında balkabakları geliyor. Balkabaklarının içini oyarak korkunç yüzler çizmek ve içinde mum yakma geleneği, o evde Cadılar Bayramı’nın kutlandığına dair bir işaretti. Bugün de kullanılan balkabağı uygulaması, İrlanda ve İskoçya’da ise turpların içine yapılıyordu. Hangi maddeden yapılırsa yapılsın, bu uygulama sayesinde kötü ruhların korkutulacağı düşünülüyordu.


7. Süpürge, seks ve Rock N’Roll: Cadılar imajı nereden çıktı?

Ay’a karşı resmedilen, sivri şapkalı, sihirli süpürge üzerindeki cadı görüntüsü artık kemikleşmiştir. Cadılar Bayramı boyunca her yerde bu görüntüye rastlamak mümkündür. Ancak cadıların neden böyle resmedildiği, neden süpürgeye bindikleri, daha az kişi tarafından bilinir.
Atlas Obscura’dan Dylan Thuras’ın haberine göre, süpürgeye binen cadı imajının ardında oldukça fallik bir sembolizm bulunuyor. Süpürge, kadınların eve ait oluşlarını sembolize ediyordu. Ancak süpürge de fallik bir objeydi; bu yüzden de süpürge üzerinde yolculuk etmesi kadınların cinselliğini çağrıştırıyordu. Bu da kadınsallık ve evcilliğin çıldırması demekti. Ataerkil görüşteki herkes için oldukça korkutucu bir tanımlama. Ancak burada söz konusu olan yalnızca kadınlar değildi. Kadınların süpürgeyle uçması konusundaki ilk referans; cadı olduğundan şüphe edilen bir erkeğe, Paris yakınlarındaki St Saint-Germain-en-Laye’da yaşayan Guillaume Edelin’e aitti. 1453’te cadılık suçlamasıyla işkence gördüğü sırada cadıların süpürgeye bindiğini söylemişti. Bu da tarihte cadılar ve süpürgeler arasında kurulan ilk bağlantıydı.

8.Süpürge miti

Hristiyanlık öncesinde doğa güçlerine tapılan Pagan döneminde, kadınların doğurganlığının artması için yapılan bir ritüel vardı. Ritüel sırasında, hepsi de fallik öğeler olarak görülen direkler, yabalar ve süpürgeler kullanılıyordu. Bu objeleri kullanan insanlar, onları bacaklarının arasına alıp mümkün olduğunca yükseğe zıplamaya çalışıyordu. Böylece ekinlerin de onların yüksekliğine kadar uzayacağı, verimli bir yıl geçirileceğine inanılıyordu. Paganlar, süpürgeler, fallik doğurganlık sembolleri, havaya zıplamalar… Hepsini bir araya getirdiğinizde, “uçan cadı” mitini yaratacak öğeleri elde etmiş oluyorsunuz. Öte yandan süpürgeli cadılar mitine dair daha iştah açıcı, daha açık şekilde anlatılan bir hikaye daha var…

9. LSD’nin antik ataları: Halüsinasyona sebep olan iksirler

Süpürgeyle uçmanın dışında cadılara dair, Cadılar Bayramı’nda karşımıza çıkan en yaygın ikinci görüntü de, kazanda bir şeyler pişirmeleri ya da karıştırmaları. Peki tam olarak ne pişiriyorlardı? “Havada uçan cadılar” konusundaki ilk raporlarla aynı dönemlerde, “uçuran ilaçlar” konusunda da bazı şikayetler alınmış.
Tarih öncesi çağlardan beri şamanlar, ritüellerinde halüsinasyona sebep olan bitkiler kullanırdı. Ortaçağ Avrupa’sında, halüsinasyona sebep olacak bazı bitkilere erişim oldukça kolaydı. Bunlardan bir tanesi çavdar küfüydü ve içinde ergot mantarı bulunuyordu. Hayli güçlü bir halüsinojen bitkinin insanlar üzerindeki etkisi, LSD’ye bir hayli benziyordu. Bunların dışında banotu, ölümcül köpek üzümü, adamotu da halüsinasyona sebep olan bitkilerdi ve 1563 yılında Johann Weyer’in yazdığı Praestigiis Daemonum eserine bakılırsa, bunların hepsi “uçan ilaçlar”ın içinde bulunan malzemelerdi.
Ancak bu yukarda saydığımız bitkilerle herhangi bir içki ya da iksir yaratmanın etkileri ölümcül olurdu. Zira bu bitkilerin bir araya geldiği herhangi bir iksir, içen kişiyi en azından çok çok hasta eder, hatta ölümüne bile sebep olabilir. Öte yandan bu iksirleri sindirmek için, onu içmekten başka yöntemler de var. Örneğin bunların koltuk altına sürülmesi, anüsten alınması, hatta kadınların vajinalarındaki mukus zarından da almaları mümkündü. Bunu da süpürgelerinin yardımıyla, merhemleri süpürgenin üst kısmına sürerek yapıyorlardı.

10. Cadılar bahane, parti şahane…

Bir zamanlar hasatın bitişi ve kışın gelişi anlamında kutlanan Cadılar Bayramı, bugün kostüm partilerine katılmak için bir bahaneye dönüştü. Büyükler komik kıyafetler giyerek parti parti dolaşırken, küçükler de en sevdikleri süper kahraman ya da çizgi film karakterinin kıyafetini giyerek, bütün bir gece şeker topluyorlar. Bugün bu bayram oldukça zararsız ve neredeyse tamamen eğlence amacıyla kullanılıyor desek yanlış olmaz. Mesele zaten cadılar olsaydı, bir zamanlar “Cadı avı” ile kasıp kavrulan batı dünyası, cadılıkla suçlanan ve idam edilen binlerce insanın hakkını, böyle maneviyatı boşaltılmış bir bayramla ödeyemezdi…