Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Gencecik, pırıl pırıl bir Kıbrıs Türkü...

İstese babasının torpilini kullanır şimdiye kadar çoktan kapağı devlete atar yan gelip yatardı!

Ama o bunu yapmadı...

Elini değil, başını, yüreğini taşın altına soktu!

Devlete sırtını dayamayı değil sanayici olmayı tercih etti...

Çünkü Kıbrıs Türkünün tüketerek değil üreterek kendi ayakları üzerinde duracağına inanmıştı!

Doğrusu da bu değil miydi zaten...

Kendi doğduğun, büyüdüğün ülkede asalak gibi avuç açarak, dilenerek değil, alın teri döküp üreterek ayakta kalmak!

Ülkeye katma değer katmak...

İstihdam yapıp işsizliğe merhem olmak!

Genç beyinlerin dışarıya göçünü önlemek...

İşin başında hep bu duyguları yaşıyordu çünkü buna inandırmıştı kendisini!

...

Geçenlerde Tuygun Töre’nin Alayköy Sanayi Bölgesinde tam manasıyla geri dönüşüme dayalı fabrikasını ziyaret ettim...

Çevre kirliliğini gideriyor, bunları sanayiye kazandırıyordu!

Bundan daha güzel ve yararlı bir iş olabilir mi?

Biz insanların kirlettiği çevreyi önce temizlemek sonra da bunları ekonomiye katkı olarak geri çevirmek...

O fabrikayı da kolay kurmadı, baba parası filan istemedi, kellesini giyotinin altına koyarak borçlandı!

Zira başka bir alternatifi de yoktu...

Uzunca sohbet ettik, fabrikanın üretim alanını gezdik!

Sadece gıpta ettik...

Ama tabi ki işleyen o sanayi makinelerin sesleri bile, sanayicinin acı bir çığlığını andırıyordu sanki!

Ülkede üretip, yalnız bırakılmak...

Tek kuruşluk fayda görmemek!

İthalata yönelik ticaretin desteklenip, ihracata olanınkini görmemezlikten gelip umursuz olmak...

...

Töre’nin ağzından yine de ‘pişman oldum’ sözünü duymadım...

Belki pişman değildi ama büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu!

Avazı çıktığı kadar haykırarak isyan etmek...

Elbette bunlar tüm sorunlara çare değil!

Hani toplum olarak son günlerde güneyde çalışanların haklarının hukuklarının peşine düştük ya...

Hani her kafadan işçini nve emekçinin ne kadar önemli olduğu söyleniyor ya!

Peki ya bu ülkenin genç girişimcileri...

Onlar birilerinin umurunda mı?

Umurunda olsaydı ülkenin sanayicisi bu kadar isyan eder miydi...

Lütfen Tuygun Töre’nin isyanını aşağıda okuyup, eğer yalansa da ‘yalan deyin!

...

“Sanayi Dairesini Kapatın

Lütfen yazıyı okumadan önce sayın bakanın konuşmasını dinleyin !

Bilgi: Ana tedarikci ülke Türkiye ve KKTC arasındaki farklar:

Türkiye’de elektrik kw başına 37 krş (gece 19 krş) bizde 98 krş.
Türkiye’de asgari ücret 2230 tl bizde 3830 TL
Türkiye’de üreticiye/sanayiciye personeline 7 yıl Ssk yatırımı Devletten bizde Cepten.
Türkiye’her türlü hammadde,kalifiye eleman,işçilik mümkün iken bizde namümkün.
Türkiye’de üretimi olan bir ürüne gümrük/fon/vergi uygulaması %55 bizde %11.
Türkiye’de sanayiler/alt yapılar inanılmaz gelişmiş bizde bildiğin TARLA.

...

Yukarda belirttiğim Negatif ve Pozitif Verilere RAĞMEN Türkiye Cumhuriyeti hükümeti 20 Mayıs tarihinde yürürlüğe koyduğu kararla 835 tane İthal edilen ürünün Üzerine %30 EK vergi koydu ve ithalatın artık eskisi gibi kolay olmayacağını Hazine ve Maliye bakanı bizzat açıkladı.

Neden?
Bizim Bakanımızın bakış açısıyla değerlendiriyorum “Türkiye Çin’le rekabet edemez, Çin Dünyanın Çin’idir, herşey orada daha ucuz, işçilik,elektrik,hammadde vs..”

Öneri: Derhal Sanayi Dairesini Kapatın ve Mertce deyin ki bu ülkede Üretim yapılamaz, Sanayiciliğe Karşıyız.
İnsanların hayatlarını karartmasını engelleyin.

Aslında Komik olan bizim Türkiye ile rekabet etmeye çalışmamız değil,
bu ülkeye yatırım yapmak Komik,
bu ülkeye Katmadeğer sağlamak Komik,
bu ülkede Memur olmayı istememek Komik.
bu ülkede Alınteri dökmek Komik,
bu ülkede Üretmek Gerçekten KOMİK.

Yazık çok yazık..

Sizi her gördüğüm yerde bu yukarıda yazdıklarımın Fazlasını söyleyeceğim.

Ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası, bu söylenenlere umarım gereken cevabı verirsiniz...”

...

MESAJ KUTUSU

Zekai GECE, siz hak için eylem yaparken basın mensupları da ekmek parası için görevlerini yapıyor. Onları görevleri sırasında darp etmek hangi aklın ürünüdür, bunun bir açıklaması olabilir mi? Umarız en kısa zamanda tüm camiadan özür diler ayıbınızı örtersiniz!

...

Sayın Hasan TAÇOY, yerli üretim yapan sanayi sektörünü destekleyecek kararlar almazsanız bir çoğu sırayla fabrikalarına kilit vuracaklar. En azından alın karşınıza onları bir konuşun, dinleyin ve birlikte çözüm üretin. Bunu yapmak bu kadar mı zor yani!

...

Sayın Ahmet SOYALAN, yeni dönemde Polis Genel Müdürlüğünüze kesin gözüyle bakıldığına dair yorumlar yapılmaya başlandı. Hayırlı olacaksa da olsun deriz, şimdiden hayırlara vesile olsun...

...

Sayın Ali PİLLİ, Lefkoşa’da Tren Polikliniğinde dün sabah 10.30 itibarıyla bazı doktorların görev başında olmadığını biliyor muydunuz? Bir araştırın bakalım kimmiş bu uyanık arkadaşlar. Bu arada binadaki numaratör sistemi de çoktan bozulmuş ama belli ki kimsenin umurunda bile değil!

...

Sayın Gürkan KARA, Maraş projesinde önemli bir görev aldığınızı duyduk. Şu yılan hikayesine dönen meseleyi umarız sizin de katkılarınızla artık çözer ve ülkenin hayrına bir şeyler üretilir. Allah kolaylıklar versin...

...

Sayın Ali KİŞMİR, bazı gazetelerin basın emekçilerinden salgın adı altında üç aydır maaş kesintisi yaptıklarını biliyor muydunuz? Alacaklar daha fazla birikmeden kendileriyle iletişim kurmanızı isteyen mesajlarınız geliyor...

...

Sayın Hüseyin ANGOLEMLİ, 1 Ekim itibarıyla geçici de olsa Cumhuriyet Meclisi Başkanlık koltuğuna oturacağınız şimdiden kesinleşmiş diye duyduk. 2 ay gibi kısa bir süre de olsa keyfini çıkarın deriz...

...

Sayın Kaan SAÇAR, Polis Genel Müdürlüğü ikinci yardımcılığı konusunda isminizin listeye yazıldığı söyleniyor. Camiada sevilen ve sayılan bir isim olarak şimdiden hayırlı uğurlu olsun.

...

Sayın Fırat ATASER, eski çalışanlarınızın kıdem tazminatlarının ödenmesi konusunda elinizi çabuk tutmanız isteniyor. Zira hayli maddi zorluk çekenler olduğu iddia ediliyor. Haberiniz olsun istedik!

...

Sayın Cafer GÜRCAFER, K.T. Müteahhitler Birliği genel kurulunda bir kez daha başkanlık için karşınıza aday çıkmayacağı kesin olmuş gibi sanki değil mi? Bu konudaki rekoru bundan böyle kimsenin yakalaması söz konusu bile değil, hayırlı olsun...

...

Sayın Mehmet HARMANCI, Göçmenköy’de hem arazi temizliği hem de bozuk yollar yamalanında bölge insanının keyfi yerine gelmiş diye duyduk. Bu arada özel araziler için alınacak olan hizmet bedelini biraz az tutmadınız mı?