VİZELERİN KALKMASI, KKTC ve KIBRIS CUMHURİYETİNİN TANINMASI MESELESİ

Türkiye AB ile yaptığı anlaşmalar neticesinde, AB üyesi ülkelerin tamamına vize uygulamasını kaldırma kararı aldı.

Bunun karşılığında Türk vatandaşlarının da vizesiz Avrupa’ya gitmesi sağlanacak.

Bu kararın KKTC de duyulması üzerine belli bir kesim feverana başladı ve “Vizelerin kalkması demek T Güney Kıbrıs’ı tanımak demektir. Türkiye bizi satışa getirdi…” diye propagandaya başladılar. Bu kesim Güney Kıbrıs’ın Uluslar arası herhangi bir etkinlik kapsamında Türkiyede temsil edilmesi durumunda da aynı yaygarayı yapıyor ve Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ı tanıdığını söylüyorlar.

Bunların gerçekten üzüldüklerini sanmıyorum. Çünkü bu yaygarayı koparanlar, Güney Kıbrıs’tan aldıkları pasaport ve kimlik kartı ile hem Güney Kıbrıs’ın hem de AB’nin tüm imkanlarını tepe tepe kullanmaktan asla imtina etmiyorlar.

Peki, gerçek ne? Güney Kıbrıs vatandaşları vizesiz Türkiye’ye giderse, Türkiye Kıbrıs Cumhuriyetini tanımış mı oluyor?

Uluslar arası Hukukta Devletlerin birbirini tanıması ancak ve ancak o devletlerin karşılıklı olarak “Beyan” da bulunmaları ile mümkündür. Bu “Beyan”, Elçi teatisi başlar ve o Elçilerin karşı devletin en tepesindeki kişiye “Güven Mektubu” sunması ile tamamlanır.

Bunun dışında Devletlerin ticari, sportif ve kültürel ilişkiler kurmaları onların diplomatik açıdan birbirini tanıdıkları anlamına gelmez.

Aynı şekilde birbirini tanımayan çeşitli devletlerin Uluslar arası kurum ve kuruluşlarda birlikte temsil edilmesi ve o kuruluşların faaliyetlerine ortaklaşa iştirak etmeleri de birbirini tanıdıkları anlamına gelmez.

Bunlara örnek vermek gerekirse;

Tayvan Çin’in baskısı ile dünyanın sair devletleri tarafından tanınmayan bir devlettir. BM üyesi olmadığı gibi hiçbir devletin Tayvan’da Büyükelçiliği yoktur. Buna rağmen Tayvan, dünyanın bütün ülkeleri ile ticaret yapabildiği gibi uluslararası sportif ve kültürel etkinliklere de katılabilmektedir.

Türkiye Ermenistan’ı tanımamakta ve fakat Ermenistan’la birlikte birçok ortak Uluslararası Teşkilatın çatısı altında faaliyet göstermektedir. Aynı şekilde Ermenistan ile Azerbaycan bırakın birbirlerini tanımayı savaş halindedirler ve fakat birçok Uluslararası spor federasyonuna ortak üye oldukları için zaman zaman rakip olabilmektedirler.
Dolayısı ile Türkiye’nin Güney Kıbrıs’la ticari, sosyal ve sportif organizasyonlarda birlikte yer alması onu tanıdığı anlamına gelmez.

Gelelim tanınma ve KKTC meselesine.

KKTC tanınsa da tanınmasa da bir devlettir. Çünkü Uluslar arası Hukukta Devlet olmanın şartları arasında “Tanınma” yoktur.

Uluslar arası Hukukta Devlet olmanın şartları şunlardır.
a)Devletin bir Halkı olmalıdır
b)Devletin sınırları belli bir toprağı olmalıdır.
c) Devlet o toprak üzerinde egemen olmalıdır.
d)Devletin halk ve toprak üzerinde egemenliğini kullanan bir siyasi otorite olmalıdır.
e)Bu siyasi otoritenin Uluslar arası İlişkiler kurabilecek yeteneği olmalıdır.

Bu 5 şartı yerine getiren her oluşum tanınsa da tanınmasa da Devlet olarak kabul edilir.

Uluslar arası Hukukta tanınmayan Devletleri dışlama ve yok sayma ilkesi yoktur. Çünkü böyle yapılması halinde bu tür devletlerin Uluslararası Hukuk kapsamından çıkartılmış olacağını ve böylece yanlış işler yapmasının önünün açılacağını söylerler. Mesela o devlet uyuşturucu veya kara para aklama merkezi olabilir. O devlet yok sayılırsa o devletin insan haklarına aykırı işler yapmasının önüne geçilemeyebilir. Bu sebeple tanınmasa da KKTC Uluslar arası Hukukun içindedir.

Bu sebeple KKTC tanınmasa da, Uluslar arası suçlarla ilgili kuruluşlar direk veya endirekt yollarla KKTC ile işbirliği yapmaktadırlar. Dünya Bankası, AB veya ABD zaman zaman KKTC ile ilgli raporlar yayınlamaktadırlar.

Peki, pasaportların tanınması o ülkelerin tanınması anlamına gelir mi?

Elbette hayır. Pasaport denen şey neticede bir seyahat belgesidir. Seyahat hakkı, en temel insan haklarından biridir. Bu pasaportlar üzerine işlem yapmak demek o pasaportu veren ülkeyi tanımak anlamına gelmez. Nitekim ABD veya İngiltere gibi bazı devletler KKTC pasaportu tanıyan kişilere ülkelerine giriş hakkı vermektedirler. Bu o ülkelerin KKTC ‘yi tanıdıkları anlamına gelmez.

Aynı şekilde Kuzeyden Güneye geçerken Rum Polisi KKTC Kimlik Kartları ile işlem yapıyor diye Güney Kıbrıs’ın KKTC yi tanıdığı anlamı çıkarılamaz.

Peki, öyleyse bu yaygaranın sebebi ne?

Türkiye’yi kötülemek ve suçlamak için bahane arayan malum kesimin halkımızın moralini bozmaya çalışmasıdır bu.

Ceplerinde taşıdıkları Kıbrıs pasaportunun kendilerine sağladıkları hakları tepe tepe kullanan, sabah akşam barış nutukları atan ve KKTC’den aldıkları maaşları Güney Kıbrıs’ta harcamaktan çekinmeyen kişilerin kopardıkları bu yaygarayı fazla ciddiye almanın bir anlamı olmadığı kanaatindeyim.