Beklenen bir gelişme idi.

Koronavirüs’ün İngiltere’de mutasyona uğradığı ve bulaştırıcılık oranının yaklaşık %70 arttığı bildirildi.

Pandemiler olsun ya da olmasın, virüsler mutasyona uğrar, uğramak da zorunda.

Canlıların yaşayabilmeleri, soylarını devam ettirebilmeleri için mutasyonlar şart.

Mutasyonlar sayesinde ortama uyum sağlama şansları oluyor.

Zaten, grip aşılarının da her yıl yenilenmesinin altında yatan neden de budur.

Sadece mikroorganizmaların değil, insanların da genlerinde mutasyonlar oluyor. Bazıları kalıcı olabilirken, bazıları ise kalıcı olmuyor hatta işe de yaramıyor. Doğaya uyum sağlama kaygısı ile bizlerin de maruz kaldıkları mutasyonlara ‘’adaptif mutasyonlar’’ adı veriliyor.

Yeni nesilde yirmi yaş dişlerinin pek görülmemesi,Laktoza karşı eskisi kadar toleranslı olmamamız, sıtmaya karcı daha dirençli olmamız da adaptif mutasyonlar arasında sayılıyor.

Neticede, insanlık şu tarihsel dönemecinde bir viral pandemi ve bunun mutasyonları ile uğraşıyor ve ne yazık ki uğraşmak zorunda.

Pandemilerin çoğu, etkenin doğaya ve insanlara adapte olması sayesinde son bulurken, Covid-19 pandemisinin hangi yollarla sona erebileceğine dair öngörü çıkmazları yaşıyoruz.

Bazılarımız: ‘’Aşı gelecek pandemi bitecek’’ dese de, aşıların yeni mutasyonlara olan etkinliği henüz araştırılmamış bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Bazılarımız, virüse karşı insanlık olarak adaptif mutasyon ya da direnç geliştirene kadar yapacak pek bir şeyimizin olmadığı görüşünde.

Bazılarımız ise hala, virüsün pandeminin doğal seyri içerisinde giderek kuvvetini azaltacağı görüşünde.

Her ne olursa olsun, tüm dünya insanlığı için hala bazı gerçekler duruyor karşımızda.

Pandeminin devam ettiği ve korunmamız gerekliliği.

Yaz aylarına göre bu kış aylarında daha dezavantajlı ve daha korunaksız olduğumuz.

Aşıların gerçek ve uzun vadedeki etkinliklerinin yapılmadan bilinemeyeceği.

Dolayıyla, elimizde gerçek olan tek bir seçenek var.

Kendimizi korumak.

Maskemizle, fiziksel mesafemizle, temizlik alışkanlarımızla virüse karşı direnebildiğimiz kadar direnmek.

Bağışıklık sistemimizi ayakta tutmak.

Gözlerimizi ülkemize çevirdiğimizde ise hala aynı yerde olmak, aynı şeyleri konuşmak üzücü.

Meyhanelerde, retoranlarda, kafelerde, alışveriş yerlerinde maske ve mesafe kurallarına uyulmadığı defalarca dile getiriliyor ama çoğumuz hala uymuyoruz.

Mecliste Sağlık Bakanı’nın izolasyon durumunu konuşurken ve eleştirirken bile, dip dibe oturduklarını bile fark edemeyen vekillerimiz var son tahlilde!

Kurultay telaşından veya yeni bakan olmanın mutluluğundan pandemiyi unutup halkla iç içe olan siyasilerimiz de var!

Yılbaşı kutlamasını (neyi kutlayacaksak?) nerede yapacağını hesaplayanlar da var üstelik.

Virüs mutasyona uğrayıp dursa da, bazıları zihniyetlerini bir türlü mutasyona uğratamıyor, pandemi ile mücadele bilincine ulaşamıyor, olaylara adapte olamıyor nedense.

Evet.

Virüs mutasyona uğradı. Mutasyonlara uğramaya da devam edecek.

Aramızdan hiç ayrılmayacak, ama gün gelecek virüs-insan barışı bir şekilde sağlanacak.

Aşı olunsa bile önümüzdeki sene yine virüse karşı aynı önlemleri almaya devam etmemiz gerekiyor.

Virüsün mutasyonundan ve yıkıcılığından gerçekten korkuyorsak, ülkeyi tümden kapatıp inzivaya çekilmeden önce, zihniyete dönüşmüş umursamazlığın mutasyona uğraması gerekiyor.

İletişim: 0542-8529899