Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik ile yüz yüze hiç görüşmesek de birkaç telefon görüşmemiz nedeniyle kendisini sever ve sayarız…

Kararlı, dik ve cesur duruşu nedeniyle…

Aslında çok önemli bir kurumun başında olmasa eminiz ki öyle şeyler açıklar ki bu ülke kalkar ve oturur!

Kendisini iki ayrı açıklamasıyla bir kez daha takdir ettik…

Dün yaptığı açıklamada dedi ki;

Raflarda 22 bin mazbata davası bekliyor…

13 Bin de ceza davası!

Ama çok daha önemli bir detay vardı;

“Ülkede ekonomik sorun var umarım daha kötü olmaz…”

İşte burası gerçekten de çok önemliydi!

Yani Sayın Şefik diyor ki, alacak verecek davalarının çoğu ekonomik sıkıntılar nedeniyledir…

Önümüzdeki süreçte yaşanan sıkıntıların daha da artacağı kesinleştiği için bu davaların sayısı her geçen gün artacaktır!

Şimdi dönelim hükümet edenlere…

Bu mesaj aslında tamamen sizedir!

Narin hanım kibarlık yapmış ortaya atmış…

Bu soruna bir çözüm ürettiniz ne ala!

Kafanızı kuma sokarsanız sayıya bakarsanız 1 yeni değil 30 yeni cezaevi yapsanız hüküm giyenleri içine sığdıramazsınız…

Mazbata davalarından kaçanların özellikle de Güney’e gitmek için kuyruk olduğunu çok defa yazdık…

Eskiden işsiz olanlar gidiyordu, şimdi asgari ücret alanlar akın etmeye başladı!

Lütfen araştırsınlar artık kendi ülkelerinde değil Güney’de çalışmak isteyenlerin asıl amacı mazbata davasından kaçmak…

Aslında hapis yatmaktan kaçıyorlar!

10 gün yatıp çıkacaklar ama borçlar ödenmediği için yeni 10 günler gelecek ardından…

Hani şu ikide bir eleştirdiğimiz Güney Kıbrıs’tan medet umacaklar!

Borç borçtur elbette ödemezsen bunun bir bedeli olacaktır ama bu şartlarda artık bunları ödemenin imkan ve ihtimali de kalmamıştır…

Ya hapis yatacaksın ya da kaçacaksın!

Hem de nereye?

Sürekli yerden yere vurduğun Güney’e…

Bunu da başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmek gerek!

Ya insanının sorunlarına çözüm üreteceksin ya da artık biraz susup niçin buralara kadar geldik diye özeleştiri yapacaksın…

Narin hanımın ağzına sağlık bir ülke gerçeğini de yönetenlerin yüzüne vurdu…

Bu ülkeden denetim sorunu vardır diyerek bu konudaki ihmallere dem vurdu!

Kesinlikle doğruyu söyledi…

Aslında denetim sorunu filan değil tamamen denetimsizlik var!

Denetleme olmayınca da haliyle bir laçkalık, bananecilik ve ardından da büyük bir memnuniyetsiz ortaya çıkıyor…

İyi de niye denetim yapılmıyor ya da yapılamıyor?

Bunun tek nedeni siyasetçiler ve tabi ki gelmiş geçmiş tüm hükümetler…

Çünkü onlar siyasi erklerini denetimsizlik nedeniyle koruma altına alıyorlar!

Birçok yanlışı görmemezlikten geliyorlar…

Zaten sonuçlar da ortada!

BRT Müdürü Meryem Özkurt ile çok bir hukukumuz yok ama 2 aylık hapis cezasını duyunca sanki de içimize kor düştü…

Hele de elleri arkasında ters kelepçe görünce ne oluyoruz diye şaşkınlık içine düştük!

Yaptığı açıklamada da ‘hazmedemiyorum’ dedi…

Biz de kesinlikle hazmedemiyoruz!

Bunun için de nedenlerimiz var;

Birincisi kendisi bir devlet kurumunun başındadır ve haliyle emir kuludur…

Kıbrıslı Türk siyasilerin konuşma yapmayacağı bildirilince böyle bir yayına izin vermiştir!

Diğer 5 televizyon kanalı da yayını BRTden alarak izleyenlerine canlı olarak aktarmıştır…

Ama onlara her hangi bir uyarı bile gelmemiştir!

Bunu tabi ki diğer özel kanalların sorumluları da hapis yatsın diye söylemiyoruz ama ortada büyük bir adaletsizlik olduğunu da söylemeden edemiyoruz…

Bu arada yaptığı açıklamada siyasilere verdiği mesaj gayet manidardır!

Meryem hanım siyasilerin bu konuda ne düşündüklerini merak ediyormuş…

Yani diyor ki;

Sizler emrettiniz biz de yayınladık…

Hadi bakalım şimdi buna cevap veriniz!

Bu arada bu karar sonrası bizim medyanın da tavrını merakla beklemekteyiz…

“Hepimiz Meryem Özkurt’uz”, diyebilecekler mi bakalım!

DİP NOT: Meryem hanım hapis cezası aldıktan sonra bizim siyasiler açıklama yarışına girdi, üzüntülerini dile getirdi. Madem bu kadar üzüldünüz her biriniz onun yerine ikişer gün hapis yatın da biz de samimiyetinize inanalım…

MESAJ KUTUSU

Sayın Meryem ÖZKURT, başkalarının emri ve talimatıyla hapis cezası almanız vicdanları fazlasıyla yaralamıştır. Ancak şunu da öğrendik ki avukatınızın iyi hazırlanmaması da bu davanın sonucunda etkili oldu. Bu arada siyasilere de bir takım sorular yönelttiniz ama yanıt vereceklerini de hiç beklemeyin…

Sayın Ergin TERTEMİZ, yeni PCR ve antijen ihtiyacında fiyatı iki katı olan kuruma yazı yazdığınızı üzülerek öğrendik. Belki makamda daha çok yenisiniz ama bu alımlar için iyi bir araştırma yapmanız öneriliyor. Sağlık Bakanlığı müdürü olarak bu toplumun sizden beklentileri bir hayli fazla…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, okul otobüslerinin çoğunun sol direksiyonlu olması ve inişlerin sağdan yapılması nedeniyle dün öğlen saatlerinde bir gencimiz az daha bir aracın altına giriyordu. Hayati önem taşıyan bu konuya duyarlılık göstermenizi önemle bekliyoruz…

Sayın Ünal ÜSTEL, mazbata suçlarına eğer bir çözüm üretilmezse bu ülkeden kaçmayan tek bir kişi bile kalmayacak. Ekonomi düzlüğe çıkıncaya bu konuda bir girişim başlatmanız yerinde bir karar olacaktır.

Sayın Asil NADİR, İngiltere’de döneceğinizi duyan gazete çalışanları bu konuda bir takım endişelerini dile getiren mesajlar göndermeye başladı. Kendilerini güvence altına alan ayrıntılı bir açıklama yaparsanız hepsini de rahatlatmış olacaksınız…

Sayın Meriç ERÜLKÜ, uzun bir süredir peşinde olup eylem yaptığınız bankada perde gerisi yolsuzluk olayları gün yüzüne çıkınca ayaklarınız yerden kesilmiş diye duyduk. Bu arada bu konuda yeni isimlerin de kısa bir zaman sonra yargı önüne çıkacağı söyleniyor takibi bırakmamak gerek değil mi?

Sayın Ersin TATAR, size destek amacıyla yayınlanan künyesiz bazı gazete ön sayfaları artık mecliste eleştiri konusu olmaya başladı. Bu konuda acil önlem almazsanız başınız çok daha fazla ağrıyabilir, uyarma ihtiyacı hissettik…

Sayın Fide KÜRŞAT, mecliste daha çok yeni olmanıza rağmen ileride iyi bir hatip olacağınız şimdiden konuşulmaya başlandı. Bu arada Türkçeyi de iyi kullanmanız dikkatlerden kaçmıyor, umarız tüm vekillerin kulağına küpe olur…

Sayın Dimağ ÇAĞINER, büyük otellerin solar enerjiyi kullanmalarında Kıb-Tek ile mahsuplaşma sistemi olmadığı için milyonluk faturaları ödemekte zorluk çektiği yönünde şikayetler geliyor. Hem elektrik akımı boşa gidiyor hem de faturalar kabardıkça kabarıyor, bu konuda öncülük yapmanız bekleniyor…

Sayın Bulut AKACAN, geçmişe bir çizgi çizip bundan böyle geleceğe bakma kararınız ve paylaştığınız fotoğraflar dostlarınız tarafından memnuniyetle karşılandı. Yeni yaşamınızda sağlık ve mutluluklar dileriz…