Sağlık sisteminde görülen ulusal mücadelenin ötesinde uluslar arası ve küresel ekonomik mücadeleye dair Covid-19 yeni bir dünya yaratmakta.

Dünya artık, Covid-19 ile mücadelesini sağlık alanından ekonomik sistemin korunmasına kaydırmakta ve bu yönde önlemler almakta.

Dünya devletleri küresel ekonomiyi kurtarmak için önemli adımlar atarken ciddi oranda yeni kaynaklar yaratarak da gerek ulusal gerekse uluslar arası ekonominin Covid-19 salgını sonuçlarından en az zarar ile çıkması için politikalar üretmekte.

Peki, Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomiye dair alınan tedbirler ve atılan adımlar neler?

Ada olma ve üstelik ambargolar altından doğrudan ticarete yasaklı bir coğrafyada var olabilmek elbette kolay değil ve elbette böylesi zor günlerde anavatan Türkiye tarih boyunca olduğu gibi tüm gücüyle Kıbrıslı Türklerin mücadelesindeki ana aktör.

Covid-19 salgının yarattığı olumsuz etkilerle ülke ekonomisinin bir enkaz ile karşı karşıya kalmaması için ise UBP-HP Hükümetine önemli görevler yanında toplumsal sorumluluklar da düşmekte.

Ve acı bir gerçek var ki, ülke iflasa doğru sürüklenmekte.

Ekonomiye yön veren merkezler, bankacılar ve ekonomistler uyarmakta; hacizler ve iflaslar kapının eşiğinde.

Ekonomi dünyasında tam bir bilinmezlik ve kaos öncesi durum egemen iken, acil eylem planı ve tedbirlerin alınmamasından dolayı ülke ekonomisinin yaşanan süreç sonrası enkaza dönmesi piyasalara ve ekonomi dünyasına ile hane halkı ekonomisine hakim olan en büyük endişelerden biri.

Covid-19 salgını ile mücadele toplum sağlığı alanında kararlılık başarı ile sürerken, UBP-HP Hükümeti ayni başarıyı ekonomi alanında ortaya koyamamasının yarattığı krizler buhrana doğru gitmekte.

Covid-19 salgınının toplum sağlığını tehdit eden yönü ile mücadelede kararlı adımlar atan UBP-HP Hükümeti, salgının ülke ekonomisine vereceği zararları önlemeye dair acil eylem planını siyasilerin açıklamalarından öteye gidemedi.

Covid-19 salgınının ekonomide yarattığı olumsuz etkilerin derinliği günden güne hissedilmeye başlanırken salgının ekonomiye vurduğu darbenin boyutunun sanıldığından daha büyük olacağının da sinyalleri de gün be gün artmakta.

Dövizde görülen artışa dair önlem almada da geciken UBP-HP Hükümeti, ülke ekonomisinin istikrarsızlığa doğru sürüklendiğini görmemekte ısrar ediyor.

UBP-HP Hükümetinin topluma ve piyasalara sloganlar üzerinden umut dağıtılmasına bir an önce son vererek acil önlemler alması gerekli.  

Ekonomiye dair tüm paydaşlar ile birlikte etkin ve aktif önlemlerin alınmaması noktasında ülkenin iflasa sürüklendiği ne yazık ki acı bir gerçek.

Devlet ve vatandaş olarak her bir hane halkının da etkin tasarruf tedbirleri temelinde yeni bir ekonomik dünya kurması gerekliliği ise kaçınılmaz noktada.

Tasarruf ve üretimin ruhu olacağı yeni bir ekonomik modeli partiler üstü bir Devlet politikasına dönüştürmek ise başta UBP-HP Hükümeti olmak üzere siyaset kurumu ile tüm paydaşların toplumsal sorumluluğu.

Bankalar krizi sonrasında yaşanan krizden daha büyük bir buhranın arifesinde olan ülke ortaya konmayan etkin mücadele ve önlemlerden dolayı iflasa doğru sürüklenmekte.

UBP-HP Hükümeti, yaşanan süreçte yanlış yapmaktan öte eksik kalmakta.