Resmi adı ile Nijerya Federal Cumhuriyeti, halk dilinde bilindik adı ile Nijerya.

Resmi devlet armasında ki sloganBirlik ve İnanç, Barış ve İlerleme”.

Ancak ülke siyasi tarihi, birlik, inanç, barış ve ilerleme kavramlarına inat bağımsızlığından bu yana istikrarsız yapıların ve iç çatışmaların gölgesinde askeri darbelerin en çok yapıldığı ülkelerden biri konumunda ve günümüzde askeri rejim tarafından idare edilmekte.

Dünyanın nüfusunun kalabalık yedinci ülkesi olan Nijerya, yaklaşık 190 milyonluk nüfusuyla Afrika’nın en kalabalık ülkesi. Nüfus artışının en yüksek olduğu ülkelerden biri.

Portekiz ve İngiliz esir tüccarları tarafından 15. yüzyılda sömürgeciliğinin odak noktası yapılan Nijeryayı, Avrupalılar başlıca köle ticaret merkezi olarak kullanmış ve 350 yıl kadar süren köle ticareti sonunda 20 milyona yakın Nijeryalı’nın esir olarak satıldığı tahmin edilmekte.

Ekonomisi, tarıma dayanmakla kakao ve kauçuk üretiminde dünyanın altıncı ülkesi konumundaki Nijerya’nın ihracatının % 95’ini ham petrol teşkil etmekte.

İş gücünün % 60’ı tarım, % 20’si ticaretle ilgili.  Uluslar arası para fonu verilerine göre 2016 tahmini yılı nominal düzeyde gayri safi milli hasıla fert başı 2640 dolar.

Nüfusunun yarıdan çoğu müslüman olan Nijerya’halkının yüzde 40’a yakını Protestan ve yüzde 10’a yakını ise Katolik.

Ülke genelinde okuma-yazma oranı % 66.6.

Kişi başına düşen millî aylık gelir 370 dolar, yaklaşık 2183 Türk Lirası.

Ve Nijerya’da toplam 116 üniversite mevcut.

Ve Nijerya ile Kıbrıs’ın siyasi tarihlerindeki rastlantısal benzerlik olan İngiltere’den 1960 yılında bağımsızlığı elde etmeleri ve Kıbrıslı Türk ve Rumlar’dan sadece 3 sene sonra Nijerya’yı oluşturan etnik ve dinsel toplulukların 1963 yılında federasyon temelinde Cumhuriyeti ilan etmesinden öte bugün Kıbrıs’ın kuzeyi ile Nijerya arasında bir eğitim ve kültür köprüsü mevcut.

Kuzey Kıbrıs üniversitelerinde bugün yaklaşık 8750 civarında Nijeryalı öğrenci eğitim görmekte.

Milli aylık gelirin ortalama 370 dolar yani yaklaşık 2193 Türk lirası olduğu bir coğrafya’dan ve 116 üniversite’nin bulunduğu ülkelerinden binlerce kilometre uzakta, Kuzey Kıbrıs’ta öğrenci olmayı Nijeryalı öğrencilerin neden tercih ettiği acilen cevabını arayan koskocaman bir soru.

Daha açık bir ifade ile sorulursa kendi ülkelerinde 116 adet üniversite varken ve ortalama aylık gelirin 370 dolar yani yaklaşık 2193 Türk lirası olduğu Nijerya’da, ailelerin çocuklarını Kuzey Kıbrıs üniversitelerinde okutabilmeleri ne kadar mümkün mü?

Şeytanın avukatlığını yapmaya devam edersek neden Kuzey Kıbrıs üniversitelerini Nijeryalı öğrenciler tercih ediyor?

Umut tacirleri ve insan kaçakçıları tarafından dolandırılarak mı ve bir çoğu Avrupa ülkelerinden mülteci hakkı elde etme hayali kurarak mı Kuzey Kıbrıs’a ayak bastığı ve öğrenci kaydı yaptığı bir soru işareti.

Ucuz iş gücü olarak öğrenci statüsü ile mi adaya sokuldukları bir diğer soru işareti.

Ve gün de geçmiyor, Nijeryalı öğrencilerin adı, kamu vicdanını yaralayan adli olaylara karışmasın.

Ne yazık ki uyuşturucu, cinayet, tecavüz, hırsızlık, darp ve kavga gibi suçlar içerisinde Nijeryalı öğrencilerin oranları azımsanmayacak düzeyde.

Benzer suçların birçoğu kendi aralarında yaşansa da artarak devam eden benzer olaylar toplum güvenliğini de tehdit eder boyuta gelmekte.

Ve suç ile ilişkileri bugün Nijeryalı öğrencileri toplum gözünde potansiyel suçlu konumuna getirmekte.

Halbuki, üniversite birincileri arasında, yüksek lisans ve doktora alanında önemli bilimsel çalışmalara imza atanlar arasında, hatta bugün TÜBİTAK çatısı altında çalışanlar arasında Kuzey Kıbrıs üniversitelerinden mezun Nijeryalı uyrukluların sayısı az değil.

Kuzey Kıbrıs’ta Nijeryalı öğrenciler gerçeği bizlere sap ile samanı ayırmamız gerektiğinden öte çok daha önemli noktalarda önlemler yanında bir takım çözüm modellerinin de resmi merciler tarafından acil olarak uygulanması gerektiğini gösteriyor.

Kıbrıs Türk toplumunun güvenliği yanında Kuzey Kıbrıs üniversitelerinin uluslar arası saygınlığı ve kabul edilebilirliliği adına sadece Nijerya değil gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerden gelen öğrenci başvurularının ekonomik kaygılardan öte toplumsal kaygılar temelinde değerlendirilmesi gerekmekte.

Bu noktada da görev başta Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, YÖDAK ve Üniversitelerimize düşmekte.

Öğrenci kabul kriterleri, disiplin tüzükleri, derse devam ve katılım yönetmelikleri ivedilikle ve denetlenerek uygulamaya girmesi eğitimde kalitenin sağlanması yanında toplumsal ve milli bir görev olarak karşımızda durmakta.

Yeter ki Milli Eğitim Bakanlığı ve özellikle YÖDAK, yasanın çerçevesini çizdiği asli görevlerini eşitlik ve hukuk temelinde layıkı ile yerine getirsin.

Ve her Nijeryalı öğrenciyi potansiyel suçlu olarak görmeden, önyargılarımızın da esiri olmadan ancak Nijerya özel örneği temelinde azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerden gelen öğrenciler gerçeğini doğru analiz etmek, ekonomik çıkarlardan bağımsız düşünerek değerlendirmek, gerek Kıbrıs Türkü’ne karşı gerekse vatan topraklarına karşı bir sorumluluk ve ödev.

Görev ise Devlet ve ilgili resmi kurumlarının.

Çünkü, üniversite sahiplerinin daha çok kazanması ve günü kurtarma gailesi ile geleceğimizi kaybetme lüksü yok, Kıbrıs Türk’ünün.