ULUSAL TÜRK KURULUŞLARI DÜNYA KONSEYİ BAŞKANI OLARAK YAYINLADIĞIM 20 TEMMUZ BARIŞ ve ÖZGÜRLÜK BAYRAMI MESAJI

Mukavemetçi Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesinin taçlandırıldığı, özgürlüğümüze kavuştuğumuz 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı, Büyük Türk Milletine ve onun kopmaz ve ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk Halkına kutlu olsun.Emperyalist güçlerin desteklediği Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunan yapma emellerine, Megali İdea ve Enosis sevdasına bu anlamlı günde Mücahit ve Mehmetçiğin  büyük zaferiyle son verilmiştir.Kıbrıs Türkü asırlardır adada Şehitler vererek,canla,kanla koruduğu müslüman Türk varlığının sonsuza dek bağımsız ve egemen olarak yaşayacağını bu tarihi günde dünyaya ilan etmiştir.Bağımsız Devletimiz KKTC'nin temelleri ve adada iki ayrı devlete dayalı  çözümün coğrafi zemini bu şanlı günde atılmıştır.

Kıbrıs'ta Türk varlığını hazmedemeyenler müzakere masasında bin bir ayak oyunuyla,Kıbrıs'ın tamamına sahip çıkıp, Kıbrıs Türkünü ve KKTC'yi yok etmek, Türk ordusunu adadan çıkarmak, Anavatanın garantörlüğüne son vermek ve Anavatanla olan bağlarımızı koparmak istemektedirler. Bunu yaparken de diplomasi, baskı, tehdit, adam satın alma, yalan ve dolan dahil her yolu mubah görmekten çekinmemektedirler. Şer planlarıyla ve Bizans oyunlarıyla Kıbrıs elimizden alınmak istenmektedir. Emperyalist planlarla Kıbrıs’ın Rum - Yunan yapılmasına asla müsaade etmeyeceğimiz bilinmelidir.

Federasyon amaçlı Müzakereler yoluyla Kıbrıs sorununa çözüm bulunamayacağı apaçık ortadadır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hakimiyetçi ve hegamonyacı emellerini gerçekleştirmek ve Enosis yolunu yeniden açmak için hala daha entrika peşinde koşmakta, uzlaşmaz tavrını sürdürmekte ve samimiyetten uzak davranışlar sergilemektedir.

 Enosisçi-faşist Rum lider Anastasiadis’in , KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı  ile sürdürdüğü  müzakerelerde hedefi, tek halka, tek egemenliğe, tek temsiliyete dayalı üniter yapıda,sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı olacak, iki bölgeliliğin ve iki toplumluluğun Avrupa Birliği müktesebatı ile sulandırıldığı ve  Kıbrıs Türklerinin bu devlete azınlık olarak yamalanacağı bir Rum devleti kurmaktır. Bu hedefle yaratılmak istenen uyduruk "tek-birleşik Kıbrıslı milleti" Kıbrıs Türkünün sonudur. Kıbrıslıca çözüm dedikleri bu formüle göre Kıbrıs Türkü azınlık hakları ile yetinmek zorunda kalarak Rumun egemen olduğu Rum devletine yama yapılacak ve zaman içerisinde ozmosis yolu ile yok edilecektir. Rumun tezgahladığı bu bizans tuzağına düşülmemelidir.

Bu tezgahın hazırlayıcıları emperyalist güçlere ,başta BM ile ABD, İngiltere ve AB'ye karşı kararlı ve cesur duruş sergilenmelidir.

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ortaya koyduğu garanti anlaşmasının iptalini öngören Guterres Çerçevesi’nin stratejik bir paket anlaşma önerisi Kıbrıs Türkünün felaketidir ve Kıbrıs Türk halkı, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün, tek yanlı müdahale hakkının ve adadaki askeri varlığının olmayacağı bir anlaşmayı kesinlikle reddetmektedir. CB Akıncı derhal bu yanlış yoldan dönmeli ve KKTC Meclisi'nin bu konuda aldığı kararları çiğneyerek suç işlemekten vazgeçmelidir.

Anavatan Türkiye’nin desteği ile içinde egemen devletimiz KKTC'nin  ve Kıbrıs Türkünün eşit varlığını tanımayan  hiçbir anlaşma kabul edilmemelidir.

Kıbrıs Türkünün self determinasyon-kendi geleceğini belirleme- hakkından taviz verilmeyecektir.

Anavatan Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğü olmazsa olmazımızdır.

Ne yazık ki Rum tarafı, adada yaşanan acılardan ders almasını ve tarihsel gerçeklere saygı göstermeyi öğrenememiştir. Sonsuza kadar, Rum tarafının insafa gelerek gaspettiği haklarımızı iade etmesini  bekleyerek, sonuç alınması mümkün olmayacak federasyon amaçlı  müzakere süreçleriyle vakit kaybedilmemesi gerektiğini birkez daha vurgulamakta yarar vardır.

Bu zemindeki müzakerelerden bir sonuç alınamayacağı Crans Montana’da, son denemede, bir kez daha ortaya çıkmıştır. Federal çözüm modeli tükenmiştir; Anastasiadis gerçek yüzünü fazlasıyla göstermiştir...Bu dönemde,20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı ile kazandığımız özgürlüğümüzü ve egemenliğimizi taçlandırarak kurduğumuz Devletimiz KKTC'nin  tanınmasını istemek en doğal hakkımızdır. Bu amaçla dünya çapında büyük bir kampanya başlatılmalıdır.

Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 44.yıldönümünü coşkuyla kutladığımız bu gururlu günümüzde,20 Temmuz Mutlu Barış Harekatında canlarını seve seve veren Şehitlerimize, Kahraman Gazilerimize, Mukavemetçi Kıbrıs Türküne, Varoluş Mücadelemizin lideri merhum Dr.Fazıl Küçük'e, Barış Harekatının Başbakanı merhum Bülent Ecevit'e, Başbakan Yardımcısı merhum Necmettin Erbakan’a, KKTC'nin Kurucusu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş'a, Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Anadolu'daki vefakar kardeşlerimize minnet ve şükranlarımı sunarım.

Sonsuza dek KKTC, sonsuza dek Anavatan