Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Başbakan’a yazdıkları açık mektupta şu ibareler yer alıyor;

“Sağlık Bakanlığı açıklamasında bromatın ne olduğu ve ne gibi zararlara neden olduğuna da yer verildi. Bromatın en basit tanımla vücutta uzun süre de kansere neden olan bir kimyasal olduğuna işaret edilerek sularda içilen bromatın nasıl meydana geldiğiyle ilgili de şu bilgi verildi;

Ozon, bilinen en kuvvetli dezenfektandır. Dolum amacıyla tesise getirilen suya ozonla zenginleştirilmiş hava yöntemi uygulandığında bütün bakteri ve virüslerin dezenfektasyonu, tat, koku ve rengin giderilmesi, yosunların yok edilmesi ve oluşumunun önlenmesi sağlanıyor. Ancak bu dezenfeksiyonun çok ciddi bir bedeli var. Sularda doğal olarak bulunan bromür maddesi ozon uygulandığında kanserojen bir madde olduğu söylenen bromata dönüşüyor…”

Kuzey Kıbrıs Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği, kısa adı TUTDER olan tamamen ithalatçı firmaların kurduğu bir dernek bu…

Bir süredir de gazetelere paralı ilanlar vererek kendilerine kamuoyu yaratmaya çalışıyorlar!

Örgütlenmeleri ve tek ses olmaları elbette kötü bir şey değil…

Hem hükümet edenlere hem de vatandaşa önemli uyarılar yapıyorlar, biz de bunları takip ediyoruz!

Ancak sun birkaç gündür içme suyu konusunda yaptıkları açıklama ile resmen çuvalladılar…

Çok da iyi niyetli olmadıklarını anladık!

Zira işin özü şuydu;

Burada üretilen sular kanserojen madde içerebilir onun için tamamen kaynak suyu olan bizim getirdiğimiz sulara uygulanan fonları ortadan kaldırın!

Daha da ileri gidelim;

Biz daha çok para kazanalım!

Bu ülkede gözümüz yok ama en fazla parayı ithalatçı firmalar kazanıyor ama demek ki bu kazançları kendilerine yetmiyor…

Verdikleri paralı ilanlarla vatandaşı korkutmak maksadıyla ‘kanserojen madde olan suyu içiyorsunuz’ demeye bile cesaret ediyorlar!

Hep bana hep bana anlayışı hakim bunlarda…

Bu ülkede yerli üretim yapan zaten türlü zorluklarla mücadele ediyor, yanında çalışanlarını ödemekte zorlanıyor, amaçları bu sektöre de darbe indirip, servetlerine servet katmak!

Hepsini de Allah’a havale ediyoruz…

Şükürler olsun ki Sağlık Bakanlığı çok da gecikmeden bunlara gerekli yanıtı verdi;

TUTDER’i yalanlayan açıklamada şöyle denildi;

"Sağlık Bakanlığına bağlı TSHD’si bu yasa ve tüzüklerin kendisine verdiği sorumluluk ve yetki doğrultusunda 20 su fabrikası ile 28 istasyon ve su kabininden her ay kimyasal ve mikrobiyolojik analizler için numuneler almaktadır.

Çıkan analiz sonuçları bakanlığın internet sayfasından yayınlanmakta olup, mikrobiyolojik veya kimyasal herhangi bir olumsuz sonuç karşısında ise hem yasal çerçevede para cezası yazılmakta, hem de işletme, düzeltici faaliyetlerini yapıp tekrar alınan numunelerin analiz sonuçları olumlu çıkıncaya kadar üretimi durdurulmaktadır.

Mayıs-Ekim periyodunda 594 numune analiz edilmiştir. Sonuçlar Sağlık Bakanlığı resmi sayfasında paylaşılmaktadır.

KKTC’de Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde olan ve halkımızın tükettiği herhangi bir yiyecek ve içecek maddesinin kontrolsüz veya sağlığa zararlı olduğu bilgisi dairemiz tarafından teyit edilmediği sürece itibar edilmemesi gerektiğini vurgular, tüm önceliğimizin halkın sağlığı olduğunu yineleriz.”

Şimdi de Sağlık Bakanlığı’na sormak isteriz;

İthalatçılar tarafından Türkiye’den getirilen sular denetleniyor mu?

Gerekli analizler yapılıyor mu?

Eğer yapılmıyorsa lütfen bundan sonra onları da denetleyip analizlerini yapın ve sonuçlarını açıklayın…

Bu arada kamuoyunda kanserojen madde içeren su algısı yaratmak suç mu, suç ise bu konuyu da yargıya taşıyın!

Bu konuda elbette Sanayi Odası yetkililerine de önemli sorumluluklar düşüyor…

Ülkesinden kaçmayıp üretim yapmak isteyen kesim yalnız bırakılmıştır!

Bir çoğu can çekişerek üretim yapmak zorunda kalırken, ithalatçı firmalar onların sonunu getirmek için her türlü fırsatı kullanmaktadır…

Kendi sanayici kesimine sahip çıkmayacaksanız o makamlarda oturmanın anlamı filan yoktur!

MESAJ KUTUSU

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, taşeron hademelerin eylemi yüzünden okullardaki çöp kirliliği görüntüleri konusunda soruşturma başlattınız mı? Zira bazılarının bizzat hazırlanıp basına servis edildikleri yönünde ihbarlar yapılmaya başladı. Ancak sağlık konusunun da ne kadar hassas bir konu olduğunu unutmamak gerek değil mi?

Sayın Engin YEŞİLADA, TUTDER’in gazetelere verdiği paralı ilanlardaki sulardaki kanserojen madde iddiası Sağlık Bakanlığı’nın açıklaması ile çürütülmüş oldu. Umarız ticari kazanç için kamuoyunda algı operasyonu yaratan açıklamalar suç sayılıyor bakalım birisi konuyu yargıya taşıyacak mı?

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, ülkemizde üretilip tüketiciye sunulan suların temiz olduğu konusundaki bakanlık açıklaması vatandaşın yüreğine su serpti. Bir de Türkiye’den gelen ve aylarca güneşin altında konteynerlerde bekletilen suları bir analiz etmenizde yarar görüyoruz!

Sayın Tolga ATAKAN, TUTDER’in bir üyesi olarak birliğinizin yerli suların kanserojen madde içerdiği yönündeki açıklamalarını onaylıyor musunuz? Eski bir bakan olarak konuya duyarlılık göstermeniz ve üzerinize düşen görevleri yerine getirmeniz gerekiyor değil mi?

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Girne trafiğinde yaşanan keşmekeş her geçen gün artarken sizin anketlerde hala birinci sırada bulunmanız seçmene hayli manidar gelmeye başladı. Bir de trafik sorununa köklü çözümler üretseniz demek ki sonsuza kadar başkanlık koltuğunu bırakmayacaksınız demektir…

Sayın Özer ÖZBİLEN, pek kıymetli babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik, size ve tüm aileye sabırlar ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Habil TÜLÜCÜ, Güney Meserya’da yerel seçimler kıran kırana geçeceğe benziyor, partiye kızgınlığınız geçti mi bilmiyoruz ama parti adayına vereceğiniz desteğin çok önemli, sonuçlara etki edeceği konuşulmaya başlandı…

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, yerel seçim ziyaretlerine dün akşamdan itibaren Başbakan ve ekibi ile başlayınca yoğun ilgiyle karşılaştığınız konuşuluyor. Ağır toplar artık sokağa çıktıysa bunun bir getirisi olacaktır değil mi? Bakalım aradaki 4 puanlık farkı kapatmaya bunlar yetecek mi?

Sayın Hakan GÜNDÜZ, zeytin hasadına henüz başlamamış olmanız yakınlarınız tarafından endişeyle karşılanmaya başladı. Siz yine de Müslüman’ın malının ortak olduğu gerçeğini sakın unutmayın olur mu? Umarız yeni yönteminiz bir taktik şekli değildir!

Sayın Emrullah TURANLI, müteahhitlik karnenizin iptali için bugün mahkeme günü olduğunu biliyor muydunuz? Bu arada eski ortağınız ile olan dava da birleştirilmiş, sizin için hayli heyecanlı geçeceğe benziyor, hakkınızda hayırlısı artık…