Maaş alıp öğretmenlik yapmayan, her fırsatta Anavatana “işgalci, istilacı, soykırımcı” , KKTC’ye “sahte, işgal yönetimi, kukla vb” ifadelerle saldıran malum kişi, kendisinin bu ifadelerini manşete çekerek hükümeti göreve çağıran VOLKAN gazetesini dava etti…
Sadece VOLKAN’ı değil, VOLKAN’ın manşetini sabah basın özetleri saatinde okuyan BRTK kurumu’nu, BRTK müdürünü ve gazete manşetlerini okuyan BRTK spikerini de kendisine hakaret ettikleri gerekçesiyle dava ederek tazminat talebinde bulundu…
Amacı, VOLKAN’ı susturmak, ağır para cezasına mahkum edip ortadan kaldırmak, BRTK’yi korkutup VOLKAN’ın manşetlerinin sabah basın özetleri programında okunmasını önlemektir…
Bir diğer amacı da Türkiye’ye yönelik sarf ettiği “işgalci, istilacı, soykırımcı” ifadelerine, mahkeme kararı ile meşruiyet kazandırmaktır..
Onlar istedikleri kanalda, istedikleri gazetede, her şeyimizi borçlu olduğumuz Anavatana ve kanla-canla kurduğumuz KKTC’ye mide bulandırıcı şekilde küfredecekler, hakaret edecekler….
Bu, basın ve düşünce özgürlüğü sayılacak…
Fakat siz onları eleştirmeyeceksiniz…
Eleştirirseniz bu hakarettir, zem ve kadih teşkil etmektedir, onlara tazminat ödemek durumundasınız…
Zihniyet budur…

SORUMLU HÜKÜMET

Bu cüretin, bu garabet durumun sorumlusu elbette gelmiş geçmiş bütün hükümetlerdir…
Ve son olayda ise mevcut hükümettir…
Bu devletten maaş alan bir kamu görevlisi Türkiye’ye “işgalci, istilacı, soykırımcı”, KKTC’ye Rum ağzı ile “sahte” diye hakaret edecek, iftira atacak…
Hükümet, Başbakan, Bakanlar, Polis, savcılık seyredip sessiz kalacak…
Ceza davası açılmayacak…
En basitinden Öğretmenler Yasası’nda, Kamu Görevlileri Yasası’nda, Anayasada belirtilen idari soruşturma bile başlatılmayacak, disiplin cezası dahi verilmeyecek….
Adam tabii ki cüret bulur ve aynı hakaret ve mesnetsiz iftiralara devam eder…
Hatta dönüp üzerinden eleştirenlere hakaret davası açıp tazminat da talep eder…
Bu hükümete, geçmiştekilerine, sorumlu mevkilerde bulunup da bu küfürleri hazmedenlere, devleti koruyucu yasaları çıkarmayanlara YAZIKLAR OLSUN diyorum…
Bu eleştirileri yazıp göreve davet ettiğimiz hükümetin başı bize “yasa yokmuş, savcılık dava açılmasına karşı” diyebilmiştir…
Akıl hocaları bize, “basın ve düşünce özgürlüğü var, bu seçim ortamında üstlerine bu şekilde gitmeye gerek yok, bunlara sevgiyle yaklaşmalıyız” diyebilmiştir…

YASAL BOŞLUK YOK

Oysa emekli kıdemli savcı Güven Silman geçmişte manşetimize de taşıdığımız açıklamasında bu başta savma iddiaları reddetmiştir…
Gazetemize görüşlerini açıklayan hukukçular ise yasal boşluk olmadığını, mevcut yasalarla dahi dava açılabileceğini, kaldı ki yasal boşluk olsa bile hükümetin boşluğu dolduracak yasa tasarılarını süratle meclisten geçirebileceğini söyleyerek şöyle demişlerdi:
“Ceza Yasamızın 47. Maddesi “Yıkıcı Niyetle” yapılan söz ve yayınları Ağır Suç olarak ifade eder.
48. Madde “Yıkıcı Niyetin” tanımını düzenler.
48(a) mad. Yasalarca kurulu olan Devlete karşı nefret yaratma ve Devleti küçük düşürme,
(f) KKTC deki toplum ve halk sınıfları arasında garaz ve düşmanlık duyguları yaratmak,
68, mad Yabancı Devlet Yetkililerine Hakaret
Her kim, haklı bir sebep ve mazeret olmadan KKTC ile yabancı bir siyasi yetkilinin mensup olduğu ülke arasındaki dostluğu bozma kastı ile hareket ederek o ülkenin siyasi yetkilisini küçük düşürmek ve nefret yaratmaya yönelik yazı yazar, resim yaparsa bir suç işlemiş olur”
“ 17/1986 Milli Eğitim Yasasının 5. mad. Genel Amaçlar başlığı altında : Kıbrıs Türk Toplumunun var oluş mücadelesini, kültürel ve manevi değerleri koruyan ,toplumu ve yurdunu seven, Anavatan Türkiye’ye bağlılığı gözeten bilgiler doğrultusunda çocuklarımızın yetiştirilmesi öngörülmüştür . Bu görev okullara ve öğretmenlere yükletilmiştir.
Yukarıda yasal düzenlemeler ışığında KKTC bağımsızlığı ve egemenliğini sorgulayan ve işgal altında olduğunu söz ve yazı ile belirten ifadeler suç oluşturmaktadır. Türkiye Kıbrıs işgal etti, Erdoğan işgalci, diktatör bir faşisttir, benzer ifadeleri yazı ve sözle kullananlarda suç işlemektedirler.”
KORKUYORLAR
Görüldüğü gibi yasal mevzuatta eksiklik yoktur…
Olmayan şey cesarettir, siyasi iradedir…
Yürekli, gerçek milliyetçiliktir…
Hiç olmazsa hükümet, Başbakan, Milli Eğitim Bakanlığı, Başsavcılık ve Polis Genel Müdürlüğü; VOLKAN, BRTK kurumu, müdürü ve spikerinin söz konusu şahıs tarafından dava edilmesinden sonra, gerekli iradeyi, cesareti ve kararlılığı göstererek kovuşturma başlatmak zorundadır…
“Artık Yeter! Siz ne biçim milliyetçisiniz?” diye haykırıyoruz, isyan ediyoruz…
Bu korkaklık, bu vurdumduymazlık, bu nemelazımcılık asla kabul edilemez, etmiyoruz…
Göstereceğiniz hiçbir mazeret geçerli değildir….
Hükümet icraat yeridir, mazeret üretme yeri değil!
Bu sessizliğinizin ve umursamazlığınızın, seçimlerde büyük bir bedeli olacağını, Halka bunun hesabını asla veremeyeceğinizi bilin!…