Akıncı, son 2 yıldan bu yana oy hesaplarıyla bir seçim stratejisi belirledi…
Bu strateji, dün Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun da belirttiği gibi “Türkiye’yi seçim malzemesi” olarak kullanarak, ikide birde Türkiye’ye sataşarak ve bunu “ Türkiye’ye biat etmeme, dik durma, omurgalı olma” olarak takdim ederek, işbirlikçi, mandacı sol partilerin oylarını kendisinde konsolide etmektir…
Oysa daha 28 Eylül 2016’da “TÜRKİYE SIĞINACAĞIMIZ TEK LİMANDIR” diyen ve bu nedenle Rumcu Afrika gazetesi tarafından tam sayfa manşete çekilerek eleştirilen kendisiydi…
Şimdi ise kendi ifadesiyle “SIĞINACAĞIMIZ TEK LİMAN” Türkiye’ye karşı atıp tutuyor ve aynı Rumcu, Türkiye-KKTC düşmanı Afrika gazetesi tarafından bu kez “omurgalı siyaset, dik duruş” manşetleriyle alkışlanıyor, Türkiye –KKTC düşmanları tarafından sosyal medyada pohpohlanıyor..
O da bundan mutlu oluyor, kişisel egolarını tatmin ediyor…
Türkiye –KKTC ilişkilerini berhava etmiş, Halkı bölerek kutuplaştırmış, iç çatışma ortamı yaratmış, umurunda bile değil…
Böylece ciddi bir devlet adamı olmadığını, basit bir şark siyasetçisi olduğunu, kişisel çıkarları için herşeyi yapabileceğini bir kez daha göstermiş oluyor..

DİK DURUŞMUŞ!
Neymiş, yaptığı açıklamalar, “Türkiye’ye verilen bir dik duruş” mesajıymış….
O nedenle CTP’liler, federasyoncular Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “dik duruş” sergileyen Akıncı’yı tek aday olarak desteklemeliymiş…
Breh breh breh…
Analar ne aslanlar doğuruyor, gördünüz mü?
Yüzde 35’lik sol kesime diyor ki “bakın Türkiye’ye en fazla ben dikleniyorum, o zaman Tufan Erhürman’ı değil, beni destekleyin….Ben solun tek adayı olayım yoksa KKTC’yi ve Türkiye’yi savunan federasyon karşıtları seçimi kazanır”
Kişisel siyasi çıkar hesabıyla Türkiye ile KKTC’nin arasını bilinçli olarak açma, bizi çatıştırma, ortamı germe, halkı bölme ve bundan oy devşirme stratejisi işte budur…
Yazıklar Olsun!!!
Herşey çok açık:
Geçen seçimlerde söz verdiği “federal çözümü” sağlayamadığına ve izlediği taviz siyaseti Rum tarafının hakimiyetçi-hegemonyacı duvarına toslayarak iflas edip, çöktüğüne göre, bu seçimde kullanabileceği başka bir argümanı da kalmamıştır…

ÇÖZÜME TBMM KARAR VERECEK

Ne ki, bu strateji ellerinde patlayacaktır..
Çünkü sırf “Türkiye’ye karşı dik duruş-Türkiye ile çatışan lider” algısı ile Akıncı’ya oy verecek seçmen sayısı, bu Halkın içinde %20’yi geçmez…
Ama tam tersi, Türkiye’nin destek verdiği, Türkiye ile işbirliği ve uyum içinde çalışan, KKTC’ye sahip çıkan bir adaya bu Halkın %80’i gönül rahatlığı ile destek verir…
Rahmetli Denktaş’ın seçimleri nasıl kazandığını anımsayın…
Kıbrıs davası, geçmişten bugüne, Anavatan Türkiye ile birlikte yürütülen milli bir davadır..
Türkiye ile çatışarak bu davayı salim ve güvenli bir limana götüremezsiniz…
Kıbrıs sorununa nasıl bir çözüm bulunursa bulunsun, 1960’da olduğu gibi, garantör ülke olarak son onayı TBMM verecektir..
TBMM’nin 1964’de aldığı karara dayanarak, 1974 Barış Harekatı’nı yapan, 500’e yakın şehit veren, KKTC’yi resmen tanıyan ülke olarak, kolordusunu adadan çekip çekmemeye TBMM karar verecektir..
Türkiye’ye rağmen bir belgeye imza atabilirsiniz, ne ki TBMM onay vermeden geçerlilik kazanması mümkün değildir…
Türkiye ve Halkın yüzde 65’i ile çatışırsanız, sizi 3. Taraflar bile ciddiye almaz…
Türkiye’nin desteği olmadan bir hiç olduğunuzu onlar sizden çok daha iyi bilir…
Türkiye ile çatışırsanız, KKTC dışına çıkmak için ancak Rum hava limanlarını veya ABD savaş gemilerini kullanırsınız, dış temas yapamazsınız, randevu bile alamazsınız, görüşme organize edemezsiniz, ciddi, sonuç alıcı görüşme yapamazsınız…
Bütün bu imkanları sağlayanın Türkiye Dışişleri Bakanlığı olduğunu bilmeyen mi var?
Türkiye ile çatışarak Halkın refahını ve Rum saldırganlığına karşı güvenliğini sağlayamazsınız…
75 bin kişinin maaşlarını, devletten alacağı olanları ve hayat pahalılığı ödeneğini dahi ödeyemezsiniz…
Türkiye ile çatışarak tek kuruşluk yatırım yapamazsınız…
Türkiye’ye sürekli olarak saldırarak yarım kalan alt yapı yatırımlarını bitiremezsiniz…
Dahası Türkiyesiz, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de hiçbir ülke hiçbirşey yapamaz, çözüm de sağlayamaz..

AKILDAN ZORLARI VAR
Kendini bir şey sanıp da Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ve milli güvenliğini tehlikeye atarak, Türkiye ile çatışarak siyaset yapacağını, federasyon kuracağını, Türk ordusunu adadan çıkaracağını sananlar gerçekten bir doktora görünmelidir, çünkü akıllarından zorları vardır...
Dolayısı ile sağduyu sahibi Halk, hükümette ve Cumhurbaşkanlığında, Türkiye ile çatışan değil, işbirliği ve uyum içinde çalışan, maaşları düzenli olarak ödeyen, yatırımları yapabilen, Türkiye’den kaynak sağlayabilen, milli Kıbrıs davasını Türkiye ile işbirliği ve uyum içinde savunan kişileri görmek ister…
Akıncı bu kafa ile gitmeye devam etsin, yani Rum karşısında teslimiyetçi, boynu bükük, süklüm püklüm, omurgasız siyaset izlerken, Türkiye’ye sataşmaya, laf sokuşturmaya, kafa atmaya, kendi aklına göre farklı bir yola gitmeye devam etsin, seçimlerde acı sonucunu görecektir…
Kıbrıs Türk Halkı Anavatanı Türkiye’ye gönülden bağlıdır, devleti KKTC’yi sonsuza dek yaşatmaya kararlıdır…
Türkiye ile çatışıp 50 yılımızı çalan federasyon yalanına devam edilmesine karşıdır…
Halk, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünde, KKTC’nin bağımsız-egemen bir devlet olarak yaşamasını, güçlenmesini, Türkiye ile ilişkilerin her açıdan daha da güçlendirilmesini, Rumlarla yan yana barış, dostluk ve işbirliği içinde iyi komşular olarak yaşamayı istemektedir…
Akıncı bu gerçeği görerek, 2016’da dile getirdiği “SIĞINACAĞIMIZ TEK LİMAN TÜRKİYE’DİR” çizgisine dönmeli, tuttuğu yanlış, çatışmacı, bölücü yoldan vazgeçmelidir…