Müzakerelerin yeniden başlaması için şu sorunun yanıtı çok önemli:

Acaba Rum zihniyeti değişti mi?
BM Genel Sekreteri, görüşmeleri başlatmak için Anastasiadis ile Akıncı’nın, referans şartlarında, yani, “ÇÖZÜM HEDEFİNİN NE OLDUĞU, SİYASİ EŞİTLİK, YONETİMİN EŞİTLİK TEMELİNDE PAYLAŞIMI ve GÜVENLİK” konularında önceden anlaşmalarını istiyor…

Referans şartlarında anlaşmak için, Rum tarafında köklü bir zihniyet değişikliği olması gerekiyor…

Bunu Türk Halkı, hükümet, Meclis çoğunluğu talep etmiyor, çünkü zaten Akıncı ve CTP-TDP dışında herkes, Rum zihniyetinin değişmediğini, asla değişmeyeceğini, geçmiş ve günlük yaşam pratiğinden biliyor…

Peki, kim talep ediyor?

İlle de görüşmeleri başlatmak için çırpınan ve Halkı ikna edecek bir gerekçe arayan Akıncı istiyor.

Nitekim Akıncı, verdiği korkunç ödünlere rağmen, Rum tarafının hakimiyetçi ve hegemonyacı talepleri nedeniyle, Crans Montana süreci çöktüğü zaman, 5 Şubat 2018’de yaptığı açıklamada “Rum tarafının maksimalist talepleri nedeniyle bir anlaşmaya varılmadığını” vurgulayarak şöyle demişti:

Eskiden olduğu gibi, hiçbir şey olmamışçasına, aynı minval üzerinden bir elli yıl daha görüşmelerin devam etmesi anlayışında değilim. Bundan sonra müzakereler ancak Rum tarafında zihniyet değişikliği olması halinde başlayabilir…
ZİHNİYET DEĞİŞTİ Mİ?
Peki, Anastasiadis’in zihniyeti değişti mi?

Rum liderler, tek oya indirgenerek sulandırılan, 1960 Anlaşmalarından ve Annan Planı’ndan bile geriye götürülen sözde eşitliği bile kabul etmediklerini her gün açıklıyorlar…

Anastasiadis geçtiğimiz hafta şöyle demiştir:

Türklerin siyasi eşitlik talebi, aslında eşitsizliktir, Rum tarafına karşı haksızlıktır… Türkiye’nin bu konudaki ve Hidrokarbon konusundaki tavrı çözümsüzlüğün nedenidir, provokasyondur, işgaldir…
Güney’deki gerçek güç odağı olan, siyasilerin elini öptüğü Başpiskopos Hrisostomos ise şöyle konuşmuştur:

Çözümde, Türkiye’nin müdahale hakkının olmaması gerekir. Ada, Türk askerinden ve yerleşiklerden kurtarılmalıdır. Türkiyesiz bir Kıbrıs istiyoruz.
Öyle ya, Kıbrıs’ta savaşı Türkler başlattı!!! Kaybeden Türkler, zafer kazanan da Rumlardır!!!

Dolayısıyla çözüm şartlarını da onlar dayatacaktır!

Kaybeden(!) taraf olarak, siyasi eşitliği, garantörlüğün devamını, Türk-Yunan dengesinin korunmasını talep etmeyeceğiz, egemenliğimizden ve KKTC’den vaz geçeceğiz, Türkiye’yi, ordumuzu, KKTC vatandaşlığı alan kardeşlerimizi adadan göndereceğiz, 1963’den beridir işgalleri altında tuttukları ve yüzde yüz Rumlardan oluşan bir Rum devletine dönüştürdükleri sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”ne iltihak edeceğiz!!!
Yersek tabii!

Yeyen yer, ama zafer kazanan Türk ulusu, böyle bir şerefsizliği ve teslimiyeti asla kabul etmez…

ZİHNİYET DEĞİŞMEDİĞİNE GÖRE
Sözüm CB. Akıncı’yadır:

Rum zihniyeti değişmediğine göre; “TÜRKİYESİZ, GARANTÖRLÜĞÜN-TÜRK ASKERİNİN, SİYASİ EŞİTLİĞİN, EGEMENLİĞİMİZİN, KKTC’NİN OLMADIĞI BİR ÇÖZÜM!” istemeye devam ettiklerine göre, bu faşist-hegemonyacı kafalarla görüşülecek bir şey yoktur, olmamalıdır…

Sözünüzün arkasında durunuz; zihniyetleri değişmiş gibi, görüşmeleri kaldığı yerden başlatmak için çırpınmaktan vazgeçiniz!

Bu sözüm de Rum liderliğinedir:

Türkiye-KKTC; Türkiye Türkleri-Kıbrıs Türkleri bu adada sonsuza dek var olacaktır…
Bu, tarihin ve coğrafyanın dayattığı kaçınılmaz bir gerçekliktir…

Irkçı, hegemonyacı “Türkiyesiz-Türksüz” bir Kıbrıs talebinden vazgeçmezseniz, gün gele olacak olan “Rumsuz Kıbrıs’tır!”

O nedenle aklınızı başınıza toplayın!!!