Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Yaşanan seçim sürecinin de etkisiyle özellikle de sosyal medyada çizmeyi aşan yorumlar ve tartışmalar yaşanıyor...

Öyle bir yola girdik ki biraz daha Türkiye yanlıları ve karşıtları diye tanımlar yapılmaya başlanacak!

Yapılan akıl almaz eleştirilerin aydın diye tabir etiğimiz kesimden gelmesi ise dehşet verici...

İnsanın inanası gelmiyor!

Hastaneler yerel yöneticilerimizin beceriksizliği nedeniyle dolduğu için Ankara bir çözüm üretti ve buradaki pozitif vakaları götürme kararı üretti...

Toplumun büyük kesimini memnun eden bir karardı bu!

Ama nedense bizde genelde çoğunluk değil azınlığın sesi daha gür çıkıyor ya da buna gayret gösteriliyor...

Lütfen şu ifadeye bakar mısınız?

“Türkiye gönderdiği pislikleri geri alıyor...”

Pislik dedikleri buraya gelen turistler...

İş insanları!

Öğrenciler...

Asker aileleri!

Hadi kumar oynamak için gelen kesimleri de bu listenin içine koyalım...

Tüm bunların hepsine birden ‘pislik’ tabirini kullanmak hangi aklın ürünüdür?

Bunu söyleyenler hiç mi vicdan muhasebesi yapmazlar...

Hele de her fırsatta TC yönetimlerinin değil ama Anadolu insanının yanında olduklarını söyleyenler!

Bu insanlara pislik gözüyle bakmak hele de kendini aydın insan olarak görenlere ne kadar yakışır?

...

KKTC’de açıklanan vaka sayısından sonra her akşam hop kalkıp hop oturuyoruz...

Haklı eleştiri ve tedirginliklere tamam deriz de vatandaş arasında paniğe neden olan çok ağır suçlamalar da neyin nesi!

Acaba birileri bunları kasıtlı olarak hemen her gün ortaya atıp bundan seçimde nemalanmak mı istiyor...

Türkiye’de vakalar şu anda tavan yapmış olup artarak devam ederken bu kadar büyük bir sorunla boğuşan kardeş bir ülke kendi derdinin yanında Kıbrıs Türkünü’de unutmayıp pandemi sürecinin başından beri buraya madde manevi yardımını esirgemiyorsa,bizimkilerin söz verdiği halde pandemi hastanesi için gözünü kırpmadan karar alabiliyorsa, hastaneler doldu diye özel uçaklar gönderip hasta nakilleri yapıyorsa tüm bunların karşılığı için ‘pislik’ ifadeleri ağır olmaktan daha ziyade vefasızlıktan, gerçekleri göz ardı etmekten öte bir şey değildir...

...

Yıllardan beridir ne yazık ki yine bizim yöneticilerimizin de sayesinde Türkiye ile ilişkiler yeteri kadar sağlık kurulamamış, sürekli avucunu açıp dilenci konumuna sokulan bir toplum görüntüsü ortaya çıkmıştır...

Bu da ne yazık ki iki ülke arasında zaman zaman ilişkilerin zayıflamasına neden olmuş, güven bunalımları yaşanmıştır!

Bunların asıl sorumlusu ise halk kesimi değil tamamen siyasilerden başka birisi değildir...

Tüm önyargılara rağmen biz inanıyoruz ki tüm kızgınlık ve kırgınlıklara rağmen Ankara ve tabi ki Anadolu halkı Kıbrıs Türkü ile gönül bağı güçlü bir şekilde devam etmektedir...

Bunun son örneğini de pandemi sürecinde yaşarken pandemi sürecinden sonra da devam edeceğinden kuşkumuz yoktur...

Örneğin önceki gün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın telekonferans yöntemi ile Kıbrıslı Türk ekonomik sivil toplum örgütleriyle görüşüp sorunları onların ağzından tespit etmesi çok ciddi yeni bir sürecin başlatılmasıyla yaşanmıştır.

...

Az çok bu toplantıda yapılan konuşmalardan bizim de haberimiz oldu...

Bir çok kurum ya da örgüt başkanının Oktay’dan sanki yine bir dilenci gibi hangi konularda ne miktarlarda maddi yardım beklentisi olduklarını ifade etmelerine ne yalan söyleyelim üzüldük!

Çünkü bizim en büyük hastalığımız günü birlik çözümlerle işin kolayına kaçıp günü kurtarmak...

Eski hatalarımıza devan ediyoruz anlayacağınız!

İleriyi yani pandemi sürecinden sonrasını düşünen, bu konuda proje üreten neredeyse kimse yok...

Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri, doğal gaz üretimi ve önünüzde büyük bir proje olarak duran Kapalı Maraş’da yaşanacak olan gelişmeler umurumuzda bile değil...

Çünkü artık belli olmuştur ki eğer bu ülke dünya ülkeleri arasına girmek istiyorsa, ekonomik sorunlara gerçekçi çözümler bulunacaksa başımızı daha yukarılara kaldırmak gibi bir zorunluluğumuz olduğu elzem hale gelmiştir...

...

Beğenir ya da beğenmeyiz...

Bunları gerçekleştirmek için dünyaya açılan kapımız olarak bilinen Türkiye gerçeğini göz ardı edemeyiz!

Bunun için öncelikle yapılması gereken Türkiye ile ilişkileri eskisinden çok daha sağlıklı bir hale getirmek gerekir...

Pislik suçlamaları bunun önünde engeldir!

Bu süreç ve bundan sonra kendimize gelmek zorundayız...

...

MESAJ KUTUSU

Sayın Ünal ÜSTEL, kamere kayıtları soruşturmasında hepsinin de temiz çıktığını kayıtlarda hiçbir siyasetçinin görülmediğinin tespit edildiğini öğrendik. Şimdi soruşturma sonuçlarının resim olarak açıklanmasına geldi hep birlikte merakla bekleyeceğiz...

...

Sayın Cafer GÜRCAFER, Fuat Oktay ile yapılan telekonferansta yaptığınız konuşmadaki görüşlerinizle projeleri sıralayarak bir ilki gerçekleştirmişsiniz. Umarız en kısa zamanda dilenci konumundan çıkan proje üreten ve bunları takip eden bir toplum olmayı başarırız...

...

Sayın Bertan ZAROĞLU, kısa bir süre kaldığınız hastane konusunda yaptığınız şikayetler toplum arasında tepki ile karşılandı. Ha keşke artık tüm siyasilerimiz şikayet makamı olmaktan çıkıp üreten ve çözüm bulan konuma gelebilseler. Bir de düşünsenize vatandaş bu durumlar karşısında ne yapsın!

...

Sayın Tufan ERHÜRMAN, TDP’nin hükümete güvensizlik önergesi konusunda sizin ve tabi ki partinizin yol haritasının ne olacağı merak konusu olmuş. Bu konuda partili bir kesimin de baskısı altında kalabilirsiniz, bakalım bu vartayı nasıl atlatacalaksınız!

...

Sayın Akile BÜKE, hükümetin aldığı birbiriyle çelişen kararlar sonrasında yüksek öğrenim konusunda tehlike çanları da çalmaya başladı. Şu sıralar en fazla sizin konuşmanız gerekiyor, proje ve görüşleriniz bekleniyor...

...

Sayın Talip ATALAY, okulların pandemi tehlikesi nedeniyle bir kez daha kapanırken kamuoyu camilerin de en azından bir süreliğine ibadete kapatılması konusunda yoğun mesajlar gelmeye başladı. Konuyu ciddi bir şekilde değerlendirmekte yarar görüyoruz...

...

Sayın Kutlu EVREN, turizmin bel kemiği oteller bir bir kapanma konusunda kararlar üretirken bakanlık olarak sorumluluğunuz şimdi daha önemli hale geldi. Bu arad uzun bir süredir fazla sessiz olduğunuz gözleniyormuş, hayırdır yoksa yine mi klima kurbanı oldunuz...

...

Sayın Emrullah TURANLI, Ankara’dan gelen sert talimat sonrası pandemi hastanesi inşaatında gözle görülür bir yoğunluk yaşanmaya başlamış. Bu arada bazı odalar sağlık nedeniyle tepkilerini şimdilik gizli tutuyorlarmış, sonrası artık tufan desenize...

...

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, emeklilik günlerinde artık kendinizi tamamen bahçe işlerine verdiğinizi çok yakında organik ürünlerin hasadına başlayacağınız konuşuluyor. Yakın dost ve ahbapları unutmazsınız değil mi? Tavuk ve yumurta üretimini de unutmayın deriz...

...

Sayın Meriç ERÜLKÜ, Merkez Bankası dosyasını genişlettiğiniz şimdi daha da genişlettiğiniz bu kez de üst düzey bir yöneticinin peşine fena halde düştüğünüz söyleniyor. Yakında büyük bombalar patlatmaya hazırlanıyormuşsunuz bakalım kaç şiddetinde olacak!

...

Sayın Mehmet AKTUNÇ, ilk genel seçimlerde milletvekili adayı olmak için şimdiden kolları sıvadığınız hatta ekiplerinizi bile hazırladığınız konuşuluyor. Yeni dönemde yeni yüzlere çok ihtiyaç duyulacak hayırlara vesile olsun artık...

...