TC Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye'nin her zaman, tüm ilişkilerinde barış, dostluk, diyalog, iş birliği ve siyasi çözümlerden yana olduğunu vurguladı. 

Yunanistan'ın Akdeniz’e bin 870 kilometre kıyısı olan Türkiye’yi kendi kıyılarına hapsetmeye çalıştığına dikkati çeken Akar, şöyle konuştu:

"Türk kıyılarına bin 950 metre mesafede bulunan ve 10 kilometrekare büyüklüğünde olan Meis Adası için 40 bin kilometrekarelik deniz yetki alanı talep etmektedir. Yunanistan, Türkiye ile görüşerek siyasi çözümler üretmek yerine, bazı oldubittiler peşinde koşmaktadır. Ayrıca binlerce kilometreden gelerek gücünü ve boyunu aşan roller peşinde koşan bazı muhterisler de kendi halkının zararına olsa da bu sürece dahil olmak için İrini Harekatı gibi hukuksuz yollara başvurmaktadır."

İrini Harekatı'nın Hafter güçlerine verilmekte olan açık desteği görmezden gelen, yanlı, meşruiyeti tartışmalı ve hukuksuz bir faaliyet olduğunu ve istikrarsızlığa sebebiyet verdiğini dile getiren Akar, "Bu kapsamda 22 Kasım 2020 tarihinde, açık denizde bir ticari gemimize hukuksuz bir şekilde çıkılması, bu harekatın başından beri vurguladığımız tartışmalı yönlerini en açık şekilde ortaya koymuştur. Bu konuda her hakkımız saklıdır ve konu yakından takip edilmektedir." dedi. 

"Akdeniz’de gerilimi tırmandırmak isteyen Yunanistan’dır." diyen Akar, şunları kaydetti:

"Biz ise gerilimi azaltmak için istikşafi ve güven arttırıcı toplantılar ile NATO Genel Sekreteri’nin ilave toplantı girişimlerine en başından beri destek verdik vermeye devam ediyoruz. Maalesef iyi komşuluk çerçevesinde çözüme, barışa uzanan elimiz hep havada bırakılmıştır. Biz ön koşulsuz olarak Ege ve Doğu Akdeniz’deki tüm sorunları görüşmeye hazırız. Çünkü güçlüyüz, çünkü haklıyız. Sondaj ve sismik araştırma gemilerimiz de kendi deniz yetki alanlarımız ile KKTC’nin yetki verdiği alanlarda Deniz ve Hava Kuvvetleri unsurlarımızın refakatinde teknik ve bilimsel araştırma faaliyetlerine devam etmektedir, edecektir. Kimsenin hakkında gözümüz olmadığı gibi, kimseye de hakkımızı çiğnetmeyiz. Şehit oluruz, gazi oluruz, ancak hiçbir oldu bittiye izin vermeyiz. Kıbrıs dahil Ege ve Akdeniz’deki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimli, kararlı ve buna muktediriz."

"Hak-hukuk tanımaz, şımarık yaklaşım"

Kıbrıs’taki çözümün önündeki yegane engeli, Yunanistan ile Rum tarafının 1968’den beri süregelen toplantılardaki uzlaşmaz, hak-hukuk tanımaz, şımarık yaklaşım olarak açıklayan Akar, şöyle devam etti:

"Kıbrıs meselesine adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm ancak Kıbrıs Türk halkının adanın ortak sahibi olduğu gerçeğinin kabul edilmesiyle mümkündür. AB başta olmak üzere tüm kurumları ve müdahil devletleri, Kıbrıs’ta, Akdeniz’de ülkemizin ve Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkına ve hukukuna saygılı olmaya davet ediyor, makul, mantıklı, objektif davranmalarını bekliyoruz.1974’den bu yana Maraş için kullanılan 'Kapalı' ifadesi artık kalkmıştır. Maraş’ın açılması, uluslararası hukuka uygundur, meşrudur, tasarruf da KKTC’ye aittir. Türkiye, garantör olarak daima Kıbrıs Türkünün yanındadır. 1974’deki duruşumuz o gün ne ise bugün de aynıdır."